3. Bölüm: Fazla yakın

12.9K 328 100
                                    

Bakışlarım karşımda oturan Özge'deyken annemlerin konuşmasını dinliyordum. "Senacığım ne güzelleşmişsin sen öyle." Diyen Makbule teyzeye döndüm. Tebessüm edip yalandan teşekkür yolladıktan sonra tekrar Özge'ye döndüm. O da bana bakıp göz devirirken yeniden platin sarısı olmuş saçlarını yolasım gelmişti.

Platin sarının yakışmadığı tek kişi misin be kızım?

Annem bana bakılan damat adaylarının hepsini reddediyordu. Kulağım ondayken Özge'nin sorusuyla duraksadım. "Sena evde kaldın herhalde? Güzel kızsın kimse bakmamış mı?" Diyip kahkaha atmasıyla ortam gerilmişti. Diksiyonu bozuk mendebur daha doğru düzgün cümle kuramıyordu.

"Okuyorum Özge. Bazılarının aksine bir şeyler başarıyorum koca peşinde değilim. Nasipte varsa çıkar karşıma, ben aramam. Kimsenin peşinde köpek olamam." Alttan alttan soktuğum lafla kızaran Özgeyle yüzüme kocaman gülümseme yerleştirdim. Saçımı arkaya savurdum. Meral elini omzuma atıp onaylarcasına vurdu.

Annem yaklaşıp Meralle bana, "Kızlar mutfağa gidiverip çayları yenileseniz?" dediğinde onu onaylayıp ayaklandık. Bizle beraber Özge'nin yanındaki Zeynep'e kaş göz yapıp onu da kaldırmıştık.

"Kız Zeyno, sen ne ayak?" Diyen Meral'in elini beline koymasıyla ben de onu taklit ederek ellerimi belime yerleştirdim.

"Özge'yi mi diyorsun?" Demesiyle onu onaylayan Meral'e, "Salak bu kız. Sizin için ayırdığım sandalyeyi çekti geçti yanıma. Boş boş şeyler konuştu durdu." Meral ona katıldığını belli ederek homurdanırken ben, "Öyle demeyin," diyordum Safinaz gibi.

"Ay vurucam bu kıza!" Dedi Zeynep. Dudaklarımı büzdüğümde yanaklarımı sıktı. Eline vurduğumda kıkırdayıp geri çekildi.

Çayları dolduran Meral'in doldurduğu bardakları aldım ve salona doğru yürüdüm. Hemen önümde gördüğüm iri bedenle duraksadım. Elimdeki tepsi sallandığında elleri tepsiyi kavradı. Gözlerim anın şokuyla kocaman açılırken arkadan gelen Zeynep'in "Hiiğ!" demesiyle tepsiyi bırakırken elleri ellerimi tuttu bu sefer. Koyu kahve gözlerine gömülürken elini çekmesi için bekledim ama hareket etmedi.

En sonunda içeriden gelen annemle ellerini çekti. Ardından, "Tepsiyi ben alırım, düşüreceksin." dedi. Onu kafamla onayladım.

Annem, "Aa Devran'ım öyle olur mu? Ver bizim kıza," dediğinde göz devirdim.

"Elleri titriyor, Efsun abla. Bugünlük ben götürürüm. Kaza çıkmasın." Dedi heybetli sesiyle.

İyi de benim elim hep titrerdi. Şimdi mi fark ediyordu? Sorun teşkil etmezdi ki benim için.

Annem taktirle ona baktığında göz devirdim. "Eyvallah," çıktı ağzımdan. Annem ağzıma vurup, "Sus kız," dedi. onlar da bıkmıştı erkeksi hallerimden. Omuz silkip içeri girdim.

Devran abinin benim yerime geçtiğini görünce yanına oturdum. Başka yere geçsem yanlış anlaşılırdı. Abi dedikleriyle kimse kolay kolay ilişki yaşamazdı mahallede, ondan şüphe çekmezdi.

Erkeksi kokusu yine burun delikleri sızlatırken olduğum yerde kıpırdandım. Nefesimi tutsam daha iyiydi çünkü güzel korkuyordu zalım'ın oğlu.

Özge sinirli ifadeyle bana bakarken onu umursamadım. Oturduğundan beri bana bakması sinirimi bozmuştu ama Devran abi varken bakmayacaktım.

Bu meydan okumaya dönerdi çünkü.

Benim Devran abiyi elinden alma gibi bir düşüncem yoktu.

ERKANLI MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin