8. Bölüm: İnleme sesleri

12.7K 207 11
                                    

Ailecek kahvaltımızı yaparken abim bir anda; "Ben evleniyorum." Demesin mi?

Anasını satayım lan ne ara?

"Ne diyorsun be?" Diye çemkirdim hızla.

Annem boğazında kalmadığına emin olduğum ekmeğini yuttu ve öksürdü. Yalancıktan bir öksürüktü ama şimdi gerçekten boğazında kalacaktı.

Babam elindeki gazete ve gözlüğüyle bıyık altından bize baktı. Kuzguni gözleri abimi taradığında abim yerine ben gerilmiştim.

Yutkundu. "Meral'le," dediğinde içim rahatladı ve kocaman gülümsedim. "Benim niye haberim yok?" Demeyi de unutmadım. Evet mutlu olmuştum lakin benim ilk öğrenmemem çok kırıcı bir durumdu.

"Dün oldu abicim." Kafamı salladım hevesle. "Çok iyi bir karar olmuş abi. Çok şükür insan gibi karar alabiliyormuşsun." Dediğimde sinirle bana baktı.

Annem ve babam Meral'i duyunca rahatladılar. Pek severlerdi en yakın arkadaşımı. Annemler sorgulamadı hiç. Abim istediği sürece de karışılmazdı. Bu huylarını seviyordum.

Babam yine bir iki mırın kırın etse de yaşın dert olmayacağını abim çok net bir şekilde söylemişti.

Böylelikle abimi bahane ederek Devran'la ilişkimize karışılmasını da çok rahat önlerdim!

Ne kadar zeki bir kızdım ben maşAllah..

Yemeğimi bitirip hızla odama çıktım ve ihtiyaçlarımı giderdim.

Abim için çok mutluydum ama biraz da arkadaşlara zaman ayırmalıydık.

Duşa girip kısa sürede çıkmıştım. Bugün koşuya gidecek ardından Meral ve Zeynep ile buluşacaktık. Devran ise dünden beri hiç aramamış, sormamıştı.

Acaba bir şey mi oldu diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum.

Bugün Zeynep bize bir şeyler anlatmak istediği için buluşacaktık. Bir gidelim de ne derdi varmış öğrenelim bakalım.

Yüzüme tekrar su tutup hafif bir makyaj yaptım. Üzerime kısa, çiçekli bir elbise giyindim. Telefonumu ve kulaklığımı küçük bel çantama attım.

Spotifydan 'valse' açmayı unutmamıştım.

Saçıma küçük dalgalar yaptığımda hazırdım. Hazırlanmam 1 saat 45 dakika sürmüştü.

Hazır olduğumdan ve bir şeyimi unutmadığımdan emin olduktan sonra evden çıktım.

Zeynep'lerin evine doğru yol aldığımda çalan telefonla, telefonumu aldım.

'Devran ağabey' yazısıyla gülümseyerek açtım.

"Efendim?" Dediğimde arkadan sesler duymuştum. Kısık inleme sesleriyle irkildim. O da neydi? Neden arkada tiz bir inleme sesi vardı? Üstelik kadına aitti. Kalbim bir cız etti. Tekrar küçük bir umutla, "Alo?" Dedim.

"Alo, birtanem?" Sorarcasına telefona bakmasıyla telefonu yüzüne kapattım.

Biliyordum işte!

Mal gibi ortada kalacağımı, yine üzüleceğimi biliyordum.

Tekrar çalan telefonumu kapattım.

Biraz köşede zırlayıp Zeynep'in evine geçtim.

Meral çoktan gelmişti. Kızarmış gözlerimi görünce, "Ne bu hâl?" Diye soru yöneltti.

ERKANLI MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin