CANHIRAŞ (AŞK)

Onu geri alacağım

Beyaz işe gitmeyi hiç gitmek istemiyordu ama mecburdu. İmzaladığı bir sözleşme vardı. Kenan onun yine karnını öptü. "Bebeğimize iyi bak güzelim olur mu?" dediğinde gülümsedi.

"Merak etme babası ona çok iyi bakacağım." dedi. Kenan gülümseyerek güzel karısına baktı. Saçlarını öptü. "Kendine de iyi bak güzelim. sancın falan olursa bana hemen haber ver." dediğinde beyaz gülümseyip başını salladı.

Arabadan indiğinde yolun karşısında gördüğü yüzle yutkundu. Mir Ali tam şirketin önünde durmuş ve ona bakışlarını kitlemişti. "Güzelim görüşüz." diyen kocasıyla başını eğip kocasına baktı. Gülümsedi. "Görüşürüz kenan." dedi. Kenan gittiğinde ışıklara doğru yürümeye başladı.

Mir Ali'nin her hareketini takip ettiğinin farkındaydı ama ona bakmamak için direniyordu. yeşil ışık yandığında karşıdan karşıya geçmeye başladı.

Karşı geçtiğinde taksi durağındaki şoförlere baş selamı verdi. Onlarda ona selam verdi. Son zamanlarda hamile olduğu için sık sık taksi kullanıyordu ve şoförlerin bir kısmı onu tanıyordu.

"Beyaz hanım nasılsınız iyisiniz inşallah?" diyen şakir adındaki elleli yaşlarındaki adama gülümseyerek baktı. "iyiyim şakir bey, siz nasılsınız?" dedi. Şakir gülmüseyip ellerini kaldırdı. "Allaha çok şükür. Çok iyiyiz. Bebek nasıl?" diye sorduğunda beyaz ellerini karnına koyup gülümseyerek karnına baktı.

Mir ali de gözlerini karnına çevirdi. onun bakışlarını gören yusuf hızla yanına geldi. "Abi içeriye geçelim mi?" diye sordu Yusuf. Mir Ali başını hayır anlamında salladı.

"İyi şakir amcası. doğumuna az kaldı. İnşallah yakın zamanda kucağımıza alacağız."

"allah sağlık sıhhatle doğmayı nasip etsin."

beyaz gülümseyerek başını salladı. Tek istediği oydu. Bebeğinin sağlıklı doğması. "inşallah Şakir bey. neyse ben şirkete geçeyim. Mesaim on dakikaya başlayacak." dedi. Şakir bey gülümseyip başını salladı. "Allah kolaylık versin."

"Size de." deyip sırtını döndüğünde Ateş saçan gözlerle ona bakın Mir Ali ile göz göze geldi. Onu görmezden gelmeye devam etti. Yanından geçip şirkete girmeye çalıştığında Mir ali onun kolundan tuttu. Beyaz kaşlarını çatıp kolunu ondan kurtardı.

"Geç kaldınız beyaz hanım. Siz hep milletle böyle çene çalar mısınız?" dediğinde beyaz onun gözlerine baktı. Elindeki saatine baktı sonra tekrar ona baktı.

"Geç kalmadım Mir ali bey. mesaime tam sekiz dakika var."dedi ve onu umursamayıp şirkete girdi. Mir Ali öfkeyle onun ardından baktı.

"abi iyi misin?" diyen Mete'ye öfkeyle baktı. "İyi değilim lan! hiç iyi değilim. şunu sorup durmayın!" diye bağırdı. mete korkuyla yutkunup geri adım etti. "Abi ben..."

Yusuf tam onu sakinleştirmek için ona yaklaşacakken Mir Ali öfkeyle Beyaz'ın ardından şirkete girdi. Yine herkesin gözü üzerlerindeydi. Beyaz asansörlerin önünde durmuş asansörü bekliyordu. Beyaz asansör gelince asansöre bindi ve tuşa bastı. Hemen ardından mir, yusuf ve mete bindi. Beyaz onunla aynı ortamda bulunmak istemiyordu. tam asansörden inecekken Mir ali onun kolundan tutup engelledi ve o sırada asansörün kapası kapandı.

Beyaz kaşlarını çatıp bileğini ondan çekti ama bir şey söylemedi. Elini karnına koyup bebeğini hissetmeye çalıştı. Sakinleşmesi gerekiyordu ve Mir Ali ile bu kadar yakınken bu mümkün değildi.

Mir Ali gözlerini Beyaz'ın karnından alamıyordu. Beyaz'ın karnı giyindiği siyah elbiseden belli oluyordu ve çok şirin duruyordu. Beyaz'a hamilelik çok yakışmıştı. Mir Ali acıyla gözlerini kapattı. Şimdi karnında taşıdığı onun bebeği olabilirdi. Beyaz şimdi ondan hamile olabilirdi. Onun yavrusunu taşıyabilirdi. Yumruklarını sıktı.