Derya Kılıç'ın büyük pişmanlığı

175 5 0
                                    

"Beyaz!"

Beyaz duyduğu kadın sesiyle hızla başını kaldırdı. Derya Kılıç Mir Ali Kılıç'ın annesi tam karşısında duruyordu. Beyaz yutkundu. Yıllar önceki davranışları aklına geldi. Kaç kere ona kötü sözler etmişti? Beyaz'ı hiç kabullenememişti. Hep onu kimsesizliğinden vurmuştu. Beyaz'ı oğluna hiç yakıştıramamıştı. Oysa beyaz hiç bir zaman onun düşündüğün gibi zengin bir erkek istememişti. O sadece bir ailesi olsun istemişti.

"Derya hanım Mir Ali beye mi geldiniz?" dediğinde Derya hanım gözlerin kapattı. İç çekti. Ona yaklaştı. Beyaz Ayağa kalkacakken onu durdu.

"Beyaz ben sana geldim." dediğinde Beyaz gözlerini kapattı. Derin bir nefes aldı. Ona baktı.

"Bakın Derya hanım oğlunuzdan uzak durmamı söylemek için geldiyseniz, burada mecbur olduğum için çalışıyorum. Oğlunuz bana sözleşme imzalattırdı. İşten ayrılmamam o istemeden mümkün değil. Onunla bir araya gelmemiz de imkansız."

Derya hanım çok utanıyordu. Yaptıkları için nasıl özür dileyeceğini bilmiyordu. Gözleri dolu dolu oldu.

"ben senden oğlumdan uzak durmanı söylemek için gelmedim Beyaz. Ben yıllar önce yaptığım bir hatayı düzeltmeye geldim."

Beyaz kaşlarının çatıp ona baktı. Ne demek istediğini anlamıyordu? "anlamıyorum Derya hanım?"

Derya karşısındaki sandalyeye oturdu. "Beyaz oğlumla tekrar bir araya gelmenizi istiyorum. Biliyorum, sen ona ihanet etmedin. O ihale dosyasını sen o adama vermedin." dediğinde Beyaz ona baktı.

Yıllarca hep bunu merak etmişti? O ihale dosyasını kimin verdiğini hep merak etmişti. "Kim verdi biliyor musunuz?" diye sordu.

Derya hanım utançla başını eğdi. Gözlerinden bir kaç damla yaş aktı. Ona baktı. "Ben... ben verdim. Her şeye ben sebep oldum. Siz benim yüzümde ayrıldınız. O iğrenç adamla ben iş birliği yaptım."

Beyaz'ın gözleri yaşlandı. Bu kadar mı istenmiyordu? İftira atılacak kadar mı? beyaz neler yaşamıştı bu iftira yüzünden haberi var mıydı?

"Bu kadar nefretinizi hak edecek ne yaptım Derya hanım? Ben... ben anlamıyorum.  Biliyorum bir yetimhanede büyüdüm. annem babam yok ama bu kadarını da hak etmemiştim."

Derya hanım gözlerinden akan yaşları sildi. "Çok pişmanım beyaz. Çok pişmanım. Eğer sizin için bir şans varsa, oğlumu hala seviyorsan, tekrar birleşmeniz için eliden geleni yapırım. Oğlum üç yıldır paramparça oldu. Gözlerimin önünde eridi. Sakinleşmek için ilaçlar içiyor. Eskisi gibi yüzü hiç gülmüyor. Ne olur onu affet! Sana yemin ediyorum, hemen şimdi sana attığım iftirayı ona anlatacağım. Seni temize çıkaracağım."

Beyaz ellerini karnına koydu. Başını eğip karnına baktı. Beyaz evliydi. Karnında bebeği vardı. Artık hiç bir şeyin anlamı kalmamıştı onun için. Mir Ali gerçeği bilse de bir şey değişmeyecekti. Belki öyle daha çok canı yanacaktı.

Beyaz ayağa kalktığında Derya hanım onun karnına gördü. Gözlerinden sicim gibi yaşlar akmaya başladı. Elini ağzına koydu. Hıçkırıklarını bastırmaya çalıştı. Bitmişti. Oğlunu bitirmişti. Mir Ali dün o yüzden öyle tükenmiş duruyordu. Evladını mahvetmişti.

"Ben evlendim. Çok iyi bir adamla güzel bir yuva kurdum. Çok yakında bir bebeğimiz olacak. Kocam bir öğretmen. Bir artı bir küçücük kutu gibi bir evimiz var, çok paramız yok aysonunu kolay getiremiyoruz ama mutluyuz. Bana çok değer veriyor. Beni çok seviyor. Her akşam eve gittiğimde, bizim için yemekler yapmış oluyor. ilk defa bir ailem var benim Derya hanım ve ben ailemi kaybetmeyi istemiyorum. Lütfen benim elimden bunu almayın!"

CANHIRAŞ (AŞK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin