Ameliyathaneden çıkan doktorla Mir Ali hızla ayağa kalktı. Kötü şeyler duymak istemiyordu. Daha fazlasına katlanamazdı. Beyaz bebeğiyle iyi olsun istiyordu. Korku ile doktorun yanına gitti.
"Beyaz... beyaz kızı ile iyi mi? Durumları nasıl?"
Doktor iç çekip kafasındaki boneyi çıkardı ve ona baktı. "Beyaz hanımın çok kanaması vardı. Zor bir ameliyat geçirdi."
Mir Ali'nin eli ayağı tutmamaya başladı. bir an tökezleyecek gibi oldu.
"Yoksa ikisine... onlara bir şey mi oldu?"
Mir Ali her an yıkılacakmış gibi duruyordu. Kadir endişeyle gelip onun kolundan tuttu. Annesi Defne hanım ise bir köşede öylece duruyordu. Sadece ağlıyordu. Oğlunun yanına yaklaşmaya korkuyordu. Beyaz'ın durumunu sormaya korkuyordu.
"Beyaz hanımın kanamasını durdurduk. Bebeği de şuan iyi durumda fakat çok dikkat edilmesi gerekiyor. Bir süre annenin üzüntü ve stresten uzak durması hem anne için hem de bebek için iyi olacak."
Mir Ali'nin gözünden bir kaç damla yaş aktı. Gözlerini kapatıp rahat bir nefes verdi.
"Sana şükürler olsun allahım!"
Aklına Kenan geldi. Beyaz ona bir şey olursa mahvolurdu. Ailesinin dağılmasına dayanamazdı.
"O... o nasıl?"
Kenan'ın adını anmak zul geliyordu. Mir ali ilk defa bir isimden bu kadar korkuyordu.
"Kenan bey mi?"
"Evet, durumu nasıl?"
"biliyorsunuz ben Beyaz hanımın ameliyatına girdim. O yüzden kenan beyin akıbetini bilmiyorum. Üzgünüm size yardımcı olamayacağım." dedi ve onların yanından ayrıldı.
Mir Ali öylece Ameliyathanenin kapısına baktı. Gözlerinden yaşlar aktı.
"Abi beyaz iyimiş. Artık sakinleşebilirsin."
Mir ali acı ile Kadir'in yüzüne baktı. Mir Ali Kenan da uyansın istiyordu. Ömür boyu hasretin yükü kalbine binsede kenan uyansın istiyordu.
"Ben sevdiğim kadının kocası için dua ediyorum Kadir. O uyansın diye dua ediyorum ve bu o kadar ağır ki..."
Kadir'in boğazı düğüm düğüm oldu. Mir Ali'nin acısı gözlerinden okunuyordu. Defne hanım yere çöktü.
"Benim yüzümden. Ben... ben sebep oldum. Oğlum affet beni! yalvarırım affet!"
Mir Ali ona döndü. Yaşlı gözleriyle ona baktı. gözlerini kapattı.
"Seni ömrümün sonuna kadar affetmeyeceğim. Sen beni bu hale getirdin ya ölene kadar bir daha sana anne demeyeceğim çünkü sen beni yaktın yıktın, paramparça ettin!"
"Mİr ali ben.."
"Sen... sen ne? Sen ne ha? Bak istediğin oldu. Ben Beyaz'a ömür boyu kavuşamayacağım. Ona hep uzaktan bakacağım. O bir başkasının kollarında olacak. Bir başkasının çocuklarını doğuracak. Ben ise yüreğimde koca bir yangınla kala kalacağım. Sen... sen bu hayatta bana en büyük kötülüğü yapan kişisin. Bundan sonra senin hiç bir şeyin değilim."
Mir Ali'nin feryadı bütün koridoru inletmişti. Mete gözündeki yaşları sildi ve Mir Alinin yanına gelip kolunu tuttu. Yusuf da yanlarına geldi. İkisi de patronlarına acıyan gözlerle baktılar.
Babası dolu dolu gözlerle oğluna baktı. Eşine sarılıp onu teselli bile edemiyordu. O oğullarına yapılacak en büyük kötülüğü yapmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANHIRAŞ (AŞK)
Chick-LitBeyaz'ın eski sevgilisi çalıştığı holdingi satın almıştı. Ne yapacaktı beyaz? Üç yıl sonra bu adam nereden çıkmıştı? Beyaz evliydi ve bebek bekliyordu. Kaçmasına kaçamıyordu. Mir Ali onu ve bebeğini istiyordu. Mir Ali için bebeğin kimden olduğu önem...