Defne hanım hastanenin bahçesindeki banka oturdu ve arabaların geçtiği yola bakmaya başladı. Raif endişeyle onun yanında duruyordu.
"Efendim eve gitmek istemediğinizden emin misiniz?"
Defne hanım ona döndü. Acıyla tebessüm etti.
"Her şeyini aldım değil mi ondan?"
Raif cebinden sigarasını çıkardı ve bir dal çıkarıp ona uzattı.
"Sanırım yine içmeliyiz efendim."
Defne hanım sigarayı onun elinden aldı ve dudaklarına götürdü. Raif ilk önce onun sigarasını yaktı daha sonrasında ise kendine bir dal çıkarıp yaktı. Dudaklarına götürdü ve içmeye başladı.
onu nasıl teselli edeceğini bilmiyordu. Doğru sözleri bulamıyordu. Mir Ali'nin o hali sürekli gözlerinin önüne geliyordu. Defne hanım ne yaptıysa katlanacaktı. Patronu oğluna üç günde geçecek bir yara açmamıştı. Mir Ali'ye ömürlük bir yara açmıştı.
"Sizi teselli edecek cümleler kurmayı çok isterdim efendim fakat yapamıyorum."
"Keşke... keşke zamanı geri alabilsem Raif. Yemin ederim aynı hatayı bir daha yapmazdım. Oğlumun canını bir daha bu şekilde yakmazdım."
"Efendim insan bir kere hırslarının isteklerinin kölesi olmayı versin. Bu uğurda her şeyi yakıp yıkıyor. Siz de hırslarınızın isteklerinin kölesi olmuşsunuz. Şu an sizin yapabileceğiniz tek şey Mir Ali beyin kendine gelmesini beklemek ve hatalarınızı bir şekilde telafi etmeye çalışmak."
Raif yanındaki kadına acıyarak bakıyordu. Sanırım bir anne için en zor şey evladının kendi yüzünden acı çektiğini görmekti.
Defne hanım ağlayarak başını eğdi. Bu saatten sonra Defne hanım hatalarını nasıl telafi edebilirdi ki?
"Raif benim hatamın bir telafisi yok ki. Ben oğlumu ve Beyaz'ı sonsuza dek ayırdım."
"Efendim unutmayın ki gece gündüze döndüğünde nelerin olacağına biz değil, kader belirler. O yüzden sadece bekleyin. Sabredin."
Defne hanım ona dönüp baktı. Ne demek istediğini anlamamıştı.
"Ben... ben anlamıyorum Raif?"
Raif ona bakıp hüzünle gülümsedi ve başını çevirip yola baktı. kazayı haber vermeden önce Tuğrul ile konuşmuştu ve Tuğrul hiç iyi şeyler söylememişti.
"Kenan bey çok ağır yaralanmış. Beş kurşun isabet etmiş göğsüne. Tuğrul bana telefonda söylemişti. ÜStelik... üstelik arabada kalbi durmuş."
"Sen... sen ne diyorsun Raif?".
Defne hanım duyduklarıyla şok olmuş bir şeklide Raife bakıyordu. Raif sigarasından bir yudum aldı ve patronuna baktı.
"Bir insan eğer bir insanın kısmetinde varsa onu bütün dünya bir araya gelse o kişiden alamaz efendim.."
Raif, kenan için çok üzülüyordu ama onun oradan sağ çıkacağına inancı yoktu. Defne hanımın gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Gözünün önüne yıllar sonra beyaz ile ilk karşılaşmaları geldi.
"ilk defa bir ailem var benim Derya hanım ve ben ailemi kaybetmeyi istemiyorum. Lütfen benim elimden bunu almayın"
Defne hanım yaşlı gözlerle Raif'e dönüp baktı.
"Raif Beyaz hamile. Bir bebeği olacak. Kenan... kenan ölürse beyaz yıkılır."
"Kaderin önüne kimse geçemez efendim. Hepimiz allahın bize biçtiği kaderi yaşıyoruz. Her kesin bir ömrü var. Kenan beyin yaşayayacak tek bir günü bile varsa yaşar."
![](https://img.wattpad.com/cover/344779775-288-k648417.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANHIRAŞ (AŞK)
ChickLitBeyaz'ın eski sevgilisi çalıştığı holdingi satın almıştı. Ne yapacaktı beyaz? Üç yıl sonra bu adam nereden çıkmıştı? Beyaz evliydi ve bebek bekliyordu. Kaçmasına kaçamıyordu. Mir Ali onu ve bebeğini istiyordu. Mir Ali için bebeğin kimden olduğu önem...