Kenan'a veda

243 8 5
                                    


Kenan burada mıydı şimdi? Bu soğuk yerde... Elimi karnıma koydum. Kızımın babası burada mıydı? Kenan gerçekten gitmiş miydi? Ama bana hiç gitmeyeceğini söylemişti. Biz evlenirken bana yemin etmişti.

"Kenan beni hiç bırakma olur mu?"

"Seni asla bırakmayacağım. Sana yemin ederim Beyaz, bir gün olsun bile senden ayrı olmayacağım. Her gece aynı yatağa baş koyacağız ve her sabaha birlikte uyanacağız."

Önlüklü bir tane adam demir dolapların olduğu yere doğru yürüdü. Kenan onlardan birinde miydi? O küçücük dolaplardan birinde miydi benim kocam? Gözümden akan yaşa engel olamadım. Zaten bir an olsun durmamışlardı.

"Eşiniz burada beyaz hanım." 

 adam sanki normal bir şeyi söyler gibi. Onun için her gün yaşanan bir andı ama benim için değildi. Ben çok sevdiğimi kaybetmiştim ama hiç böyle olmamıştı. Aşık olduğum adamı kaybetmiştim. Güvendiğim kalbime koyduğum sevdiğim insanları kaybetmiştim ama hiç bir sevdiğim insanı böyle kaybetmemiştim. Hiç biri avuçlarımdan böyle kayıp gitmemişti. Kenan şu hayatta en güvendiğim insandı. En inandığım insandı. En gitmez dediğim kişiydi.

"Beyaz görmek istemezsen hazır değilsen şu an yapmayız."

Dönüp bana şefkatle bakan benim gibi gözleri dolu olan Mir Ali'ye baktım. Ben bu ana hiç bir zaman hazır olamazdım, o bilmiyordu. Onun hiç bir sevdiği böyle gitmemişti. Gözlerimi kapattım.

"Yüz yıl geçse de ömrüm bitsede ben kenan'ı son defa görmeye hazır olamam Mir Ali."

Onun gözünden bir damla yaş düştü. Acı çekiyordu. Gözlerinden anlayabiliyordum ama şu an onu düşünecek halde değildim. Benim kocam ölmüştü. Kızım babasını kaybetmişti. Onun acısını düşünemezdim. Beni bırakan oydu. Ardına bakmadan çekip giden oydu. Kenan ise benden koparılmıştı. Kızımızdan koparılmıştı. O bize bu hayatta en sahip çıkacak kişiydi.

"Mir Ali oğlum iyi misin?" dedi Yavuz bey. Mir ali ona dönüp bakmadı. Ben dönüp görevli adama baktım. Benim kocamı oraya bu adam mı koymuştu?

"kocamı çıkarabilir misin?"

Adam başını salladı ve kapağı açtı. çekip çıkardı. Kenan'ın üzerine mavi bir örtü örtmüşlerdi. Yüzünü bile kapatmışlardı. Onun yüzünü bile kapatmışlardı. Kenan uyarken bile üzerini örtmezdi. Nefret ederdi ama burada yüzünü bile kapatmışlardı.

yürüdüm ona doğru ağır aksak adımlarla. solgun yüzünü görmeye hazır değildim ama onu son defa görmeye ihtiyacım vardı. Bana her zaman güven veren bakışlarını görmem gerekiyordu.

şimdi onun yüzünü görecektim değil mi? Aynı mıydı yüzü? Kenan hep sıcacak bakardı.. yüzünde yine o sıcak ifadesi mi vardı?

Elimi çarşafa attığımda titriyordu. Gözlerim bir an kararır gibi oldu. Demire tutundum.

"Beyaz iyi misin?" diye telaşla beni tutan Mİr Ali'ye baktım. Nasıl iyi olabilirdim ki? birazdan kenan'ın yüzünü görecektim. Son defa... beni tutuyordu değil mi? yine bana temas ediyordu. Kenan... kenan buradaydı. Çok kırılırdı. Bu onu yaralardı. Kendimi ondan uzaklaştırdım.

Elleri yere düştü. Gözlerime acıyla baktı yine. gözleri dolu dolu oldu. Dokunamazdı. kenan buradaydı. Kahrolurdu.

"Lütfen bir daha bana dokunma olur mu? kenan... kenan burada. Düşürsem kaldırma bile. bir başkası kaldırsın sen yanıma dahi yaklaşma."

....

"Lütfen bir daha bana dokunma olur mu? kenan... kenan burada. Düşürsem kaldırma bile. bir başkası kaldırsın sen yanıma dahi yaklaşma."

CANHIRAŞ (AŞK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin