Kenan ona her şeyi vermiş.

149 6 0
                                    


Mir Ali kafaya koymuştu kenan uyandıktan sonra ölecekti. Bu şekilde yaşayamazdı. Her gün ölmektense bir kez ölmek iyiydi. Yanında ağlayan kadına baktı. Beyaz'ı küçüğü kocası için ağlıyordu. Kalbini esir alan acı her saniye biraz daha da artıyordu. Sancıları sıklaşıyordu. Buna nasıl dayanabilirdi ki?

Sonra annesi vardı. Bu acıyı ona yükleyen annesi vardı. Mir Ali için bu kadarı çok fazlaydı.

"Beyaz kızım!"

Mir ali başını çevirip koridorun sonunda ağlayarak koşan kadına baktı. Beyaz hızla yerinden kalktı.

"anne!"

Mir Ali gelenin kim olduğunu anlamıştı. Kenan'ın annesiydi. Beyaz'a anne olmuş kişiydi. Kendi annesinin beyaz'a layık görmediği anneliği bu kadın yapıyordu. Bayaz'ın onunla ağlayarak sarılmasını izledi.

Halime hanım ağlayarak beyazdan ayrıldı. Ellerini onun yüzüne koydu. Beyaz'ın yaşlarla dolmuş gözlerine baktı.

"Kızım annecim ne oldu? kenan... kenan o iyi mi?"

"Bilmiyorum anne. Kenan o ameliyatta. Evimizi adamlar bastı. Bize saldırdılar."

Halime hanım duyduklarına inanamıyordu. Nasıl olurdu böyle bir şey? akıl alır gibi değildi.

"Kızım sizden ne istediler? Kim ne ister sizden? aklım almıyor."

Beyaz'ın aklına Kenan'ın arkadaşı olacak adam geldi. Ona lanet etti. Bütün her şey onun yüzünden olmuştu. Kenan onun yüzünden şu an ameliyattaydı.

"anne kenan bir arkadaşına kefil olmuş. O... o arkadaşı parayı ödemeyince kaçmış. O pislik adamlarda bizden... bizden istediler."

Halime hanım gözlerine kapattı.  Beyaz başını onun göğsüne koydu.

"ah oğlum sen ne yaptın?"

"Anne kenan'a bir şey olmasın. Kızımız daha dört aylık."

Halime hanım şefkatle onun saçlarını öptü. Sakin olmaya çalıştı. Gelini hamileydi. Ağlayarak onu daha fazla üzmek istemedi.

"annem ağlama! kenan sizi asla bırakmaz. O kızına sana çok düşkün. biliyorsun. O sizi hiç bırakmaz."

Mir Ali öylece onları izledi. Anne şefkatiyle Beyaz'ın saçlarını okşayan kadına baktı. Saçında baş örtüsü üzerinde basma eteğiyle tam köy kadınlarını andıran kadını baştan sona sözdü. annesiyle hiçbir benzerliği yoktu. Bir kere beyaz'a bakan gözleri şefkat doluydu. Acıyla tebessüm etti.

"Tabi ki onu seçecek. Ben ne verebildim ki beyaz'a? Acıdan üzüntüden başka ne verebilirdim?"

Yavuz bey oğulunun söylediklerini duymuştu. oğluna baktı. 

"Mir ali oğlum biraz dışarıya çıkalım mı?" 

"Hayır baba."

....

tutku elindeki çay tepsisiyle beyazlara yaklaştı. Elindeki çayları onlara uzattı. "Beyaz hadi biraz çay için." 

Beyaz başını salladı. Hiç bir şey istemiyordu. canı hiç bir şey istemiyordu.

"teşekkür ederim istemiyorum."

Halime hanım endişeli gözlerle ona baktı. "Kızım sen en son ne zaman yemek yedin?"

beyaz'ın gözü yine yaşlarla dolmuştu. En son Kenan'ın onlar için hazırlığı kahvaltıyı yemişti.

"Kenan... kenan sabah okula giderken bizim için kahvaltı hazırlamıştı. Onu yemiştim."

CANHIRAŞ (AŞK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin