0.2

2K 176 26
                                        


"Nerdesin lan sen!" Eve girer girmez duyduğum sesle arkama bakmadan kaçmak istesem de gereksiz bir çaba olurdu benim için. Sessizce salonun kapısının oradan babama baktım.

"Otobüs geç geldi."  

"Yürüyerek gelseydin lan!" ayağa kalkıp üstüme yürümeye başlayınca korkuyla geriye gittim.

"Daha uzun süre-" Boğazımda hissettiğim baskıyla cümlemi tamamlayamadım, sırtım da sert şekilde duvara çarpmasıyla acı hissettim fakat sesimi dahi çıkartamadım.

"Cevap verme lan bana! Ben sana demedim mi ben gelmeden geleceksin yemek yapılacak diye." nefes alma ihtiyacıyla boğazımı saran ellerinin üstüne ellerimi koyup çekmeye çalışsam da nafileydi, göz yaşlarım çoktan akmaya başlamıştı. "Hep o okul yüzünden kanmayacaktım sana izin vermeyecektim gitmene! Yok bu saatten sonra sana okul falan."

Keşke izin vermeseydi.

Bilincim yavaş yavaş giderken yere fırlatılmamla kafam bir yere çarpmıştı fakat öksürmekten acıyı hissedemiyordum bile üstüne karnıma da bir kaç tekme atmasıyla daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapatmıştım.

Yavaş yavaş kendime gelirken boğazımda ki ağrıdan dolayı öksürmeye başladım. Biraz toparlanıp kendime geldiğimde aynı yerde olduğumu fark ettim. Gözlerim tekrar dolarken yavaş yavaş odaları dolanıp evde olup olmadığını kontrol ederken onu göremeyince dayanamayıp ağlarken odama geçip aynanın karşısına geçtim. Boğazımda ki kızarık şekilde duran parmak izlerine bakıp hırkamı çıkartıp ağrıyan karnımı tuta tuta banyoya geçtim.

Yorulmuştum, çok yorulmuştum. Küçükken bu kadar acıtmıyordu fakat yaşım arttıkça şiddet oranı artmıştı bazen şiddet bile onu tatmin etmiyordu. Okula göndermeyeceğini söylediği aklıma geldikçe göz yaşlarım artıyordu, bir daha onu ikna edemezdim çok daha fazlasını isterdi.

"Kalk kızım hadi çok az kaldı dayanacağız gizli de olsa gideceğiz o okula bizim tek çıkış yolumuz bu." 

 Tüm gece gözüme uyku girmemişti camdan dışarıyı izlerken telefonuma art arda mesajlar gelmesiyle kaşlarımı çatıp masamın üstünde ki telefonu elime aldım. Bana kimse mesaj atmazdı ki.

Bilinmeyen Numara: Merhaba Yaprak (04.34)

Bilinmeyen Numara: Ben Oğuzhan (04.34)

Bilinmeyen Numara: Gece gece yazmam saçma oldu.(04.45)

Bilinmeyen Numara: Edebiyat hocasının derste işlediği fotokopiler bende yokta. (04.46)

Bilinmeyen Numara: Eğer sende varsa getirir misin?(04.46)

Bilinmeyen Numara: Fotokopi çektirsem. (04.46)

Bilinmeyen Numara: İyi geceler. (04.46)

Görüldü ✓✓ (05.13)

Yanından kaçtıktan sonra yine yanıma oturmuştu hatta konuşmak bile istemişti ama ben kafamı sıradan hiç kaldırmamıştım. Söyledikleri saçmaydı beni kimse sevemezdi birde bu bir kere bile konuşmadığım biriyse asla olamazdı. İnanmıyordum çünkü inanmam için bir neden yoktu, hayatım yeterince berbattı zaten bir kaç şey duysa yüzüme bile bakmazdı.

Saat 6 ya gelirken yavaşça formamı giyip üstüme hırkamı geçirdim. Sessiz olmaya dikkat ederek odadan çıkıp salonun kapısından içeri baktığımda koltukta sızmış onu görünce hızla evden çıktım saat çok erkendi ama şuan çıkmasaydım bırakmazdı böyle zamanlarda sahile gidip şarkı dinlerdim genelde.

Okul bittikten sonra sahafta çalışmaya başlayacaktım, okulumun bitmesini bekliyorduk Gülben Teyzeyle. Gülben teyze sahafın sahibiydi, durumumu biliyordu kendisiyle yaşamamı teklif etmişti fakat 18 yaşıma girene kadar kabul edemezdim.

Uykusuzluktan gözlerim kapanırken zaten yakın olan okula gidip sınıfa çıkar çıkmaz kafamı koyup uyumuştum.

"Yaprak, Yaprak" Oğuzhan diye tahmin ettiğim kişi adımı seslenmesiyle kafamı kaldırmadan cevap verdim.

"Hıı" gülme sesi gelince kaşlarımı çattım.

"Hadi kalk ders başlayacak."

"Biraz daha" 

"Bana kalsa uyu da ders Kimya." 

Oflayarak kalktığımda esnedim. Oğuzhan'a döndüğümde odaklandığı yere döndüm bileğimde ki morluğa baktığını görünce hızla kapattım. İfadesiz şekilde yüzüme baktığında kaşlarını kaldırmıştı. "Gözlerinin hali ne böyle Yaprak! Hiç uyumadın mı?" 

 "Uyudum" 

"Yalan söyleme, mesajımı 5'de görmüşsün buraya 7'de geldim ve burada uyuyordun." Bu kadar dikkatli olması beni şaşırtsa da cevap vermedim. "Boynuna ne oldu?" Elim korkuyla boynuma giderken kapatıcının silinmemesi için dua etmeye başlamıştım.

 "Ne? Ne olmuş boynuma?" Elini yavaşça dün onun sıktığı yere dokunduğunda temasıyla daha çok gerildim.

"Kızarmış."  

"Uyurken olmuştur" Elini çekmesi için geriye gittiğimde o da anlamıştı zaten.

"Hiç öyle durmuy-" Sözünü kestim.

"Seni neden ilgilendiriyor?"

"Anlamışsındır diye tahmin etmiştim."  Beni geriyordu.

"Bir şey anlamak istemiyorum."

"Peki üstüne gelmek istemiyorum." Bir şey demeden ayağa kalktığım da yol vermek için o da kalkmıştı, hızla yanından geçip tuvalete gittim. İçeri girdiğimde boş tuvaletle karşılaşmak beni sevindirmişti, aynadan boynuma baktığım da anlaşılacak kadar gözükmediğini anladım daha fazla önemsemeyip yeniden sınıfa doğru yürüdüm. Oğuzhan da sınıfta değildi zaten.

"Yaprak!" Tüm okulun ortasında bağıran Oğuzhan yüzünden herkes bize bakıyordu. Yanıma gelince yavaşça ona döndüm. "Özür dilerim çok bağırdım ama duymadın."

"Sorun değil." Elini ensesine atıp kaşıdı.

"Şey dün ben yazmıştım fotokopiler için getirdiysen hemen öğretmenler odasından çıkartıyım." Kafamı sallayıp baya fazla olan fotokopileri çantamdan çıkartıp verdim. "Hemen getiririm nerede olursun?"

"Kütüphaneye getirirsin orada olacağım."

"Öğleden sonra ful boş duymadın mı?" Neden okulda kaldığımı merak ediyordu sanırım.

"Ders çalışacağım."  Eve gitmek istemiyordum.

"Hadi oğlum gelsene!" gruplarından tanımadığım esmer çocuk bağırdığında ikimizde onlara döndük sanırım beraber takılacaklardı.

"Gelmiyorum ben bugün gidin siz." kaşlarım havaya kalkarken tekrar bana döndü. "Tamam o zaman hemen getirim ben." 

Yanımdan ayrıldıktan sonra bende bir alt kattaki kütüphaneye indim. İçeri girdiğimde kimsenin olmadığını gördüm hemen yerleşip paragraf test kitabını çıkarttım, sevdiğim tek şey paragraf çözmekti. Yarım saat sonra kapını açılmasıyla elindeki fotokopi ve kitapları düşürmemeye çalışarak giren Oğuzhan ile kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı.

Kütüphanenin yolunu bilmeyen çocuğun burada ne işi vardı?

.

.

Yıldızı parlatmayı ve bölüm yorumu yapmayı unutmayalımm.

SADACE BENİ SEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin