"Neden? Neden bizden rahatsız oluyorsun?" sorduğu soruyla gülmemek için kendimi zor tuttum.
"Ben mi rahatsız oluyorum, bana kaba davranan senin çevren lütfen daha fazla konuşmayalım."
"Ben onlar gibi değilim, görmüyorsun beni çabalıyorum, beni duy...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sınavlardan dolayı Yaprağı bir haftadır göremezken uykulu gözlerle sınıfa girdiğimde gözlerim onu arasa da artık burada yanımda olmayacaktı ama artık yıllardır hayalini kurduğum, sadece uzaktan bakmakla yetindiğim o kızın yanındaydım o da benim yanımdaydı. Kendi yaralarını bir kenara atıp kendi evinin mutfağında beni dinlemişti tabi Talha abi gelmese daha iyiydi ama olsun.
"Günaydın." eskisi kadar yakın olmadığım Tuğraya karşılık verip Yaprakla oturduğum sıraya geçip yanıma kimsenin oturmaması için çantamı da yanıma koydum. "Kardeşim konuşalım mı?"
"Dinliyorum." Ön sıraya ters oturup bana üzgün gözlerle bakmaya başladı.
"Ben özür dilerim düşündüğüm şeyler için sen benim kardeşimsin seninle böyle olmak istemiyorum." sınıfa giren kişilere bakıp tekrar bana döndü. "Başta hata yaptım o gruba ikimizi sokarak, seviyordum işte o kızı gözüm kör olmuş görememişim vallahi çok pişmanım böyle kalmayalım." Tuğra o gruptaki Derya ya aşıktı, kız aralarında ki en temiz olanları olabilirdi ama Tuğrayı kardeşi olarak görüyordu.
"Suçlamıyorum seni merak etme, sorun yok aramızda kafam başka şeylerde o yüzden çok düşünemiyorum başka şeyleri sen de kusura bakma."
Kafam hep Yapraktaydı, onun değil de benim canım yanıyor gibiydi, yine yaklaşırken tereddüt ediyordum ona doğal olarak ama eskisi gibi değildik en azından o da rahattı. Düşününce bana hızlı alışmışlardı bende onlara bu hız bana hiç anormal gelmiyordu onun aksine çünkü o 3 yıldır benimleydi...
"Yaprak nasıl, gelecek mi okula?" Sıkıntılı bir şekilde nefes aldım.
"İdare eder iyileşemedi tam olarak, iki gün sonra gelecek okula işte açık öğretim sınavları için yoksa niye bu bok çukuruna gelsin herkes birbirinden beter." içeri giren hocayla o yerine geçerken bende masanın üstünde ki ceketime kafamı koyup uyku pozisyonunu aldım.
Yapraksız okul falan çekilmiyordu.
"Kaldırın arkadaşınızı!" fizik hocasının sesiyle ve Tuğranın da arkamdan sırtımı delmesiyle kafamı kaldırdığımda bana kaşları çatık halde bakan kadınla göz göze geldim. "Ne okula geliyorsun ne de derslere katılıyorsun son senen Oğuzhan sınıfta kalmazsın umarım."
"80den düşük notum yok hocam derslerim gayet iyi." kaşları daha çok çatılırken verdiğim karşılıktan memnun kalmadığını anlamıştım.
"Kalk şu soruyu yap o zaman biraz da elin çalışsın." sırf kendini tatmin etmek için yaptığı hareketle güldüm, tahtaya çıktığımda kendi çalışma programımda çoktan geride kalan konunun sorusu olduğunu görünce aklıma anında gelen ders notlarıyla hızlıca soruyu çözüp yerime geçtim.