33

16.7K 655 175
                                    

Sürprizzzzzzzzzz adımızı göklere yazdırdımmmm 

İyi okumalar ziyagiller <3

---

Öykü Ve Atlas Kavga Ettiği Gün / Atlas'ın Ağzından

Öykü gittiğinde bir süre afalladım ardından salona geçip etrafa bakındım. "Ne yaptım lan ben?" Diye söylendim kendi kendine. Ha siktir ya kıza hayvan gibi davrandım. Şimdi en başa dönüp tamamen yabancı mı olacağız? 

Ceylin yanıma gelip "Ne oluyor?" Diye sordu. Cevap vermeden koltuğa oturdum. Arkama yaslanıp kafamı kaldırdım. 

"Atlas sana diyorum!"

Ceylin'in bağırma sesi üzerine kafamı indirip ona baktım. "Bir şey oluğu yok Ceylin." Ceylin kaşlarını çatarak bakarken içeriye Lal geldi. "Ay selam!" Lal'in enerjik sesi üzerine Ceylin göz devirdi ve yanımdan ayrıldı. 

"Bu kız hep böyle sinirli mi ya?" Diye sordu Lal bana bakarak. Bıkkın bir şekilde nefes verdim, gözlerimi kapattım. Tek derdim sendin ya Lal (!)

Ses geldiğinde gözlerimi açıp baktım. Lal siyah poşetin içinden içki şişelerini çıkarmış gülümseyerek bana bakıyordu. "Bunlar ne?" Diye sordum. Lal bir bana bir de önündeki masaya koyduğu içki şişelerine bakıyordu. "Sence?" Yavaşça oturduğum yerden kalktım. "Sana iyi içmeler Lal."

Lal bana bakarak birer içkiyi açtı. "Beraber içeriz diye düşündüm." Dedi. Bana doğru yaklaşınca olduğum yerde durup ona  baktım. "Hem ayrılık şerefine değil mi?" Kaşlarımı çatmaya başladım. "Sen ayrıldığımızı nereden biliyorsun?" 

Lal geri adım atıp zorla yutkundu. Yalandan öksürerek "Tahmin ettim." Dedi. "Sen yaptın dimi?" Dedim ve devam ettim: "Batuhan'ı buraya bilerek getirdin." 

Ceylin içeriye girince bakışlarım ona çevrildi. "Ne bu hal içecek misin?" Dedi ve "İkiz." kelimesine vurgu yaparak benim gözlerimin içine baktı. 

İkiz olduğumuz halde bunu çok az kullanırdık. Aynı abla, abi dediğimiz gibi. Küçükken kim zor durumda kalırsa karşısındaki kişi ondan büyükmüş gibi ona abi, abla diyeceğimize söz vermiştik. 

Bu zamana kadar bir kere bile Ceylin'e abla demedim ama o her başı sıkıştığında bana abi diyordu. 

"Ceylin saçmalama, öyle bir şey olamayacak." Dedim. Ceylin kaşlarını çatarak bana baktı. "Öyle mi ya? Nedense ben hiç öyle göremiyorum." Gözlerimi Ceylin'e diktim. "Size iyi içmeler ikiz." Tekrardan ikiz kelimesinin vurgu yapmıştı.

Ceylin dış kapıya doğru giderken ben de onun arkasından gittim. "Ceylin!" Yüksek çıkan sesim ardından bana baktı. "Ne var Atlas?" Diye sordu gözlerimin içine sinirle bakarak. "Lal ile içmeyeceğimi en iyi sen biliyorsun." Ceylin göğsünün orada kollarını birbirine bağlayıp "Şu an Öykü'nün yanında olman gerektiğin de en iyi sen biliyorsun." Dedi.

"Zaman lazım Ceylin."

Ceylin dışarıya dönük içten bir nefes verdi. "Tamam Atlas, sana iyi eğlenceler." Dedi. Kapıdan çıkacaktı ki kolundan tutup Ceylin'i kendime döndürdüm. "Kardeşiniz biz, kendine gel."

Ceylin koluna baktığında kolunu bıraktım. "Sen yavaş yavaş babama benziyorsun." Dedi. "Öykü ile neden sürekli kavga ediyorsunuz? Kızı neden evden kovdun Atlas?"

"Elimden geleni yapıyorum." Ceylin bana tiksinir gibi bakmaya başladığında kafamı çevirdim. "Elinden gelen buysa, zorlamaya gerek yok." Dedi.

Ceylin'e baktığımda evden çıkmıştı. Geri salona geçip etrafa bakındım. "Atlas, içiyor muyuz?" Diye sordu Lal. Titrek bir nefes verdim dışarıya. "Eşyalarını toplayıp buradan gitmen için bir hafta süren var Lal. Aksi taktirde anneme değil babana her şeyi anlatacağım."

KonserHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin