42

14K 477 126
                                    

Media: Öykü Beran 

İyi okumalar ziyagillerr

--

Ceylin'in çığlık sesleri yükselirken birden kesilmesi ile iyice telaş yapmıştım. Atlas'a baktığımda kaşlarını çatmış etrafa bakıyordu. Sesin nereden geldiğini anlamaya çalışıyordu.

"Yardım edin!"

Devrim'den duyduğumuz sesi takip ederek hızlı adımlarla yanında gittik. Devrim yerde oturmuş, Ceylin ise kollarındaydı. Gözleri kapalı bir biçimdeydi. "Ne oldu!?" Diye sordu Atlas telaşla.

"Kedi Ceylin'in ayağında dolandı." Dedi. Alerjisi vardı, değil mi? Atlas gibi onun da hayvan tüylerini alerjisi vardı. Yanlış hatırlamıyorsam, Çağrı'nın dediği kadarıyla ilk başta kaşınıp sonra ise baygınlık geçiriyorlardı. Ceylin'in yerde baygın şekilde durmasından olayın ciddiyetini fark ettim.

Peki ya sonraki aşama neydi?

Atlas "Sen getir Ceylin'i ben arabayı çalıştıracam." Dedi ardından koşar adımlarla yanımızdan uzaklaştı. Devrim kucağında Ceylin'le beraber ayağa kalktı. Arabaya doğru yürümeye başladık. Arabaya doğru yürürken Çağrı onlar bizi gördü. "Ne oluyor?" Diye sordu Çağrı.

"Hastaneye gideceğiz Ceylin'in alerjisi tuttu." Dedim. Devrim arabaya Ceylin'i koyarken Derin "Haber et bizi!" Diye seslendi.

Hepimiz arabaya bindiğimizde Atlas şoför koltuğundaydı. Ben onun yanındaki koltuktaydım, Devrim ve Ceylin arka koltuktalardı. Telefonumu elime alıp navigasyondan en yakın hastaneyi bulmaya çalıştım.

En yakın hastane bile yarım saat uzaktaydı. Navigasyonu açıp Atlas'a gitmesi gerektiği yolu tarif etmeye başladım.

"Emniyet kemerini tak." Dedi. Kafamı onaylarcasına sallayıp emniyet kemerimi taktım.

Şehir arası bir yolda olduğumuzdan dolayı pek bir trafik yoktu. Zaten Atlas arabayı öyle hızlı kullanıyordu ki eğer trafik olsaydı büyük ihtimalle kaza yapmıştık. Yarım saatlik yolu hızlı kullandığından dolayı on beş dakikaya indirmişti.

Atlas'ın yüzünde ki korku ve endişeyi ilk defa bu kadar yakından görmüş ve hissetmiştim. Resmen Atlas'ın hızlı atan kalbini ben bile hissedebiliyordum. Korku bütün bedenini hapsetmiş gibiydi. Sanki çıkmaz bir sokağa girmiş gibi. Umutsuz ama bir o kadar da telaşlıydı.

Hastaneye geldiğimizde küçük bir hastane olduğunu fark ettim. Büyük ihtimalle köy hastanesi. Arabada inip kafam yukarı doğru kaldırdım. Hastane dediğim yerin üstünde koskocaman 'Sağlık Ocağı' yazdığını fark ettiğimde kendimin ne kadar salak olduğumu bir kez daha fark ettim.

Doktor olduğunu düşündüğüm bir kadın yanımıza sedye getirdi. Devrim sedyenin üstüne Ceylin'i bıraktığında sağlık ocağından iki tane adam gelip kadına yardım ederek sedyeyi içeri aldılar.

Arkalarından giderken kadın "Ne oldu?" Diye sordu. "Hayvan türlerine alerjisi var kedi ayağında dolandı." Dedi Devrim. Ceylin'i birer odaya doğru götürürken kadın bize "Siz dışarıda bekleyin biz size haber vereceğiz." Dedi.

Kapının önünde oturmaları için sandalyeler koymuşlardı. Birine oturup Atlas ve Devrim'e bakmaya başladım. Atlas bir sağa bir sola doğru giderken Devrim sırtını duvara yaslamış eliyle yüzünü kapatmıştı. "Hay sikeyim ya! Korumam lazımdı!" Devrim sitem ederek kurduğu cümlenin ardından Atlas durup Devrim'e baktı.

"Senin bir suçun yok alerjisi olduğu için kendisinin daha çok dikkat etmesi gerekiyor."

Devrim sanki Atlas'ın dediği cümleyi duymamışçasına "Benim suçum." Diye sitem etmeye devam etti.

KonserHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin