"Ailenin gelişine daha var. Ne yapsak ki?"
Efe gülerek göz devirdi. Yatağa Sinan'ın yanına oturup yüzünü ona döndü. "Uyuyabiliriz."
"Daha eğlenceli bir şeyler teklif edersin sanmıştım amına koyayım ya."
Efe Sinan'a biraz daha yaklaşıp "Ne gibi?" dedi.
Sinan bakışlarını Efe'nin yüzünde gezdirdi. İçini bir hüzün kapladı. Bu çocuğu tanıdıkça ona yaptıklarına ve yapıyor olduğu şeye pişmanlık hissediyordu. Düşünmemek, anı yaşamak istiyordu bir yandan da. Çünkü hiç bir zaman olamadığı ve olamayacağı bir Sinan olabiliyordu Efe'nin yanında. Üstelik karşısındaki çocuk güçlüydü. Sinan'a kör kütük aşık olacak değildi ya. Düşündükleri yüzünden kaşlarını çatmıştı. Efe parmaklarını kaşlarına değdirince irkilerek daldığı düşüncelerinden sıyrıldı. Efe parmakları ile kaşlarını düzeltir gibi yapıyordu.
"Kendi kendine yine neye kuruldun da sinirlendin?"
Sinan sadece omuz silkti ve yataktan kalkıp çalışma masasına ilerledi. Masanın önündeki sandalyeye otururken Efe onu izliyordu. Sinan masanın üstünde gezdirdi bakışlarını. Sonra bakışları marvel yazan defterde durdu. Onu eline alıp içini açtı. İçi boş olan defteri açık bir şekilde önüne koydu ve masada bakışlarını yine gezdirdi. Siyah renkli tükenmez kalem bulunca onu eline alıp deftere bir şeyler yazdı.
"Ne yazdın?" diye seslendi ama Sinan piç sırıtmasıyla "Söylemem" dedi. Efe yerinden kalkıp masaya yürüdü. "Ben kendim bakarım o zaman." Sinansa defteri arkasına doğru tuttu. "Sonra bak." Efe defteri almaya çalıştı ama Sinan da çocuk gibi defteri kaçırıyordu. Sinan ayağa kalkıp defteri masaya bırakırken diğer eliyle Efe'nin bileğini tutup onu kendine doğru çekti. Dudaklarına bir öpücük kondurup "Sonra bak, ben gidince"
Efe'nin defterde olan bakışlarını gördüğü için bir öpücük daha kondurdu dudaklarına ve bir tane daha. Dikkatini üstüne çekene kadar öpücüklerine devam etmiş bir yandan da Efe'nin üstüne doğru yürüyerek onu masadan uzaklaştırmıştı. Sonunda ilgisini üstüne çekince "Tamam hadi yatakta uzanalım." dedi.
Efe kaşlarını havaya kaldırıp alayla gülümsedi. "Hani daha eğlenceli bir şeyler yapacaktık."
Sinan kocaman gülümseyip onu yatağa doğru itti. Efe yatağa ellerini dayayarak düşünce gözlerini devirdi. Ardından uzandı. Sinan da kafasını karnına koyarak uzanınca karnında karıncalanma hissetti. Bu şekilde tavanı izlerlerken Sinan aklına takılan şeyi öğrenmek amacıyla konuştu.
"Homofobik olduğumu biliyorsun. Buna rağmen sana olan duygularıma nasıl inandın?"
Beklemediği bu soru ile şaşırmıştı Efe. Ama yine de cevap verdi. "Bakışların yüzünden inandım."
Sinan kaşlarını çattı. "Nasıl bakıyorum ki?"
"Bana aşık olmuşsun gibi bakıyorsun." dedi Efe. Elleri ise Sinan'ın saçlarındaydı. Sinansa duyduklarından zerre kadar memnun olmamıştı. Hızla oturur pozisyona geçti. Efe ise imalı bakışlar ve yüzünde ufak bir gülümseme ile yattığı yerden ona bakıyordu. Sinan yataktan da kalkınca ufak bir kahkaha attı ve "Hemen kaç zaten. Ne zaman hoşuna gitmeyen bir şey duysan hemen kaçıyorsun."
"Kaçmıyorum ya ailenin gelişine az kaldı." Bu söylediği şey üstüne telefonundan saate baktı Efe. Sinanla zamanın bu kadar hızlı geçiyor oluşu sinirini bozdu. Sinan ona doğru yaklaştı ve çenesinden kavrayıp dudağına sert bir öpücük bıraktı. "Sende hoşuna gitmeyen bir şey duyunca hemen yüzünü düşürüyorsun." dedi sırıtarak. Efe'nin yüzü aydınlanınca "ve hoşuna giden birşey olduğunda ise hemen yüzün aydınlanıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fragile Dreams (BxB)
Teen Fiction" Sana bunun nasıl bittiğini söyleseydim. Arkanı döner miydin? Hala ona aşık olur muydun? Yine de güler miydin? "