Bölüm 4 : Seni Sevmiyorum

15 4 0
                                    

İyi okumalar dilerim!
Oy ve yorum kullanmayı unutmayın lütfen.
Teşekkürler!

**Not : Kitap bana aittir, daha önce okumuşsanız önceki hesabımda yazıyordum. Maalesef o hesabıma artık giriş sağlayamıyorum. Bu yeni hesabımız kitabı buraya geçiriyorum, anlayışınız için teşekkürler ^^**

...

Bölüm 4 : Seni Sevmiyorum

Kafam çok karışmıştı. Mert bugün beni sevdiğini söylemişti. Ama bir sorun vardı. Ben onu sevmiyordum! Korktuğum başıma gelmişti. Keşke kendimi alıştırsaydım da gelseydim diyen iç sesimi susturdum.

"Aylin, Aylin, Aylin..."

"H-ha?"

"Sana diyorum."

"N-ne?"

"Sana ilk görüşte aşık oldum diyorum, Gülüşünü, bakışını herşeyini çok sevdim diyorum..."

"M-Mert ben üzgünüm ama seni sevmiyorum. Hatta hoşlanmıyorum bile. 2-3 gün tanıdığım bir insana aşık olamam ben, lütfen kusura bakma."

"A-ama neden o zaman?"

"Ne neden?"

"Neden bana öyle bakıyordun, neden bana öyle gülüyordun o zaman?"

"Ben mi sana güldüm?"

"Konferans salonunda bana kim güldü o zaman?"

"Sen gülünce ister istemez oldu!"

"Ne!" diye çığlık attım, "Seni nasıl kullanabilirim, sevmediğim halde?"

"Beni bir daha arama ve mümkünse kullanma."

"A-ama Mert!"

"Ne Mert ne? Adımı mı ezberliyorsun?"

"Peki, demek sen kendini buna alıştırdın."

Son hızla masadan kalktım. Üzgün yüzünü görmek istemedim. Allah'ım cidden beni sevmişti, sanki başka kimse yokmuş gibi!

Tüm bu düşüncelerle başka bir sokağa girmiştim. Sokak bomboştu. Sadece parkta birkaç kişi vardı. Bir motor sesi gelince o tarafa döndüm. Tanımadığım birisi benim karşımda durdu.

"Buyurun?" dedim adama doğru.

"Mert ile sevgili misiniz?"

"Anlamadım?"

"Ben alacağımı aldım."

"Efendim?"

Arkamdan birisi beni bayıltmıştı. Gözlerim kapanırken adamın yüzünü son kez inceledim. Biraz tanıdık gelse de çıkaramadım.

...

Gözlerim açıldığında bir depoda uyandım. Ağzım kapalı, ellerim ve ayaklarım bağlıydı. Neler oluyordu? Karşımda, beni kaçıran adamı uyurken gördüm. Tam yanında telefonum vardı. Onu bir şekilde almalıydım. Çantam yanımdaydı. Ulaşıp içinden tokamı alıp keskin ucuyla ipi kesmeliydim. Biraz sağa doğru kayarak çantama ulaştım. Şimdi git de tokayı bul. İki elle çok zordu. Aradım aradım...

A-ha buldum işte! Keskin ucuyla ipi kesmeye çalıştım. Beni kaçıran adam  kıpranınca tokayı yerine attım. Ve uyandı.

"Uyanmışsın," dedi ve yanıma geldi.

Ağzımdaki bandı çıkardı, "Niye kaçırdın beni?"

"Öncelikle Mert'in sevgilisisin, ikincisi ise beni gayet iyi tanıyorsun, adımla da seslenebilirsin."

Aynen, tanıdık bir yüzü vardı ama çıkaramadım.

"Hayır, seni tanımıyorum!"

"Şimdi böyle mi olduk, sevgili yeğenim?"

Ne! Yeğenim mi?

"Aynen öyle, seni büyütüp buralara getiren insanı nasıl unutursun? Şuan çok kırıldım."

"Sen mi büyüttün?"

"Evet, aynen öyle."

İyi de ben bu adamı hiç hatırlamıyordum.

"Şimdi diyorsun ki ben seni hiç hatırlamıyorum. Anlatayım, sen büyüdükten sonra evden gitmek istedin, ben ve yengen seni çok sevdiğimiz için bırakmak istemedik. Sen o anın siniriyle evden çıktın ve kayboldun. O zamandan beri seni arıyoruz. Sonra karakoldan haber geldi, senin bir yerde bayıldığını ve hiçbir şey hatırlamadığını söylediler. Bize dönmek istemediğini de ekledikler. Sonra sen gittiğin lisenin yatılı okulunda kaldın. Ama sevgili amcan seni buldu."

"Neden çıkıp geldin? Ben gayet mutluyum."

"Daha bitmedi, senin şimdi bir evde oturduğunu biliyorum ama adresini bilmiyorum. Sen şimdi bana-"

Sözünü bitirmesine izin vermeden yüzüne tükürdüm.

"Peki, daha çok sohbet edecek zamanımız olacak. Görüşmek üzere."

Tam gidecekken tekrar arkasını döndü,

"Ha bu arada, sakın bir yaramazlık yapma, saat başı seni kontrole geleceğim."

Tamam der gibi başımı salladım. O gidince tokayı geri alıp kesmeye devam ettim. Giderken telefonumu sehpanın üzerine koymuştu. Sonunda ip kesilmişti. Hemen ağzımı açıp kimi arayacağımı düşündüm. Ama Pelin şehir dışında, Burak ise buraya bayağı uzaktı. Çaresizce Mert'i aradım.

"Ne var!"

"M-Mert..."

"Aylin, ne oldu? Neden endişelisin?"

"Mert, beni amcam olduğunu söyleyen bir adam kaçırdı."

"Tamam sakin ol, şimdi neredesin onu söyle."

"B-bilmiyorum ki... Çok korkuyorum Mert, ne olur yardım et."

"Tamam tamam sakin ol, şimdi WhattsApp'a gir ve bana konum at tamam mı? Hemen geleceğim."

"Tamam, çok teşekkür ederim."

"Rica ederim, görüşürüz."

Telefonu kapatınca WhattsApp'a girdim ve Mert'e konum attım.

Mert : Sakın korkma Aylin hemen geliyorum.

Aylin : Tamam.

...

(25 dakika sonra)

"Ooo benim güzeller güzeli yeğenim ne yapıyormuş? Aylin! Ne yapıyorsun? Yoksa... Allah'ım Mert'i mi aradın?"

Bana bir tokat atınca dudağımın kenarı patladı. Tekrar ellerimi ve ağzımı bağladı. Sonra sohbete girip Mert'e attığım konumu 'Herkesten Sildi.' O an inşallah Mert konuma girmiştir, diye dua ettim. Tam o sırada, Mert depoya girdi.

"Ne oluyor burada!"

"Ooo Aylin, bak sevgilin de gelmiş."

Mert önce bana sonra ona baktı.

Sözde amcama kafa atıp duvara yapıştırdı. Amcam yere düşünce gelip benim ellerimi, ayaklarımı çözdü ve ağzımı açtı.
Beni kucağına alıp arabaya götürdü.

Biz tam gidecekken amcam da arabasına binip bizi takip etmeye başladı...

Devam edecek...

__________

**Not : Kitap bana aittir, daha önce okumuşsanız önceki hesabımda yazıyordum. Maalesef o hesabıma artık giriş sağlayamıyorum. Bu yeni hesabımız kitabı buraya geçiriyorum, anlayışınız için teşekkürler ^^**

...

Sevgilerle...


AylinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin