Bölüm 15 : Mezuniyet Partisi (2)

10 3 0
                                    

İyi okumalar dilerim!
Oy ve yorum kullanmayı unutmayın lütfen.
Teşekkürler!

**Not : Kitap bana aittir, daha önce okumuşsanız önceki hesabımda yazıyordum. Maalesef o hesabıma artık giriş sağlayamıyorum. Bu yeni hesabımız kitabı buraya geçiriyorum, anlayışınız için teşekkürler ^^**

...

Bölüm 15 : Mezuniyet Partisi (2)

Bir insan aşık olduğunu nasıl anlardı? Kıskanarak mı, onun yanında kalbi durmadan hızlı bir şekilde atıyorsa mı, yoksa sadece gözlerine bile bakınca kalbi sızlıyorsa mı?

Hiçbiri değil aşk hissedilmez ki aşk yaşanılır. Aşk onun yanında kendini çok iyi hissetmektir. Onun yanında başka bir şey düşünmemek, ona sadece gözlerini bile her şeyi anlatabilmektir aşk.

Aşk hep saçma gelirdi bana. Kimse kimseyi böyle derecesine sevemez bence, o ancak masallarda olurdu. Küçükken bile masalların doğru olmadığını biliyordum. Hayatımda bir masal olsaydı keşke diye düşünürdüm.

Mert'in o kızın dansa kaldırmasının üzerinden tam 10 dakika geçmişti. Evet dakikaları sayıyordum şu an buradan çekip gitmeyi istiyordum ama Sena'yı ve Mert'i yalnız bırakacağım düşüncesiyle ayaklarım beni engelliyordu. Ben onları sinirle izlerken Mert, Sena yerine bana bakıyordu daha sonra Sena da bana dönüp bakıyordu.
Bu durum karşısında kırıldığını düşünmüyordum, zira yüzündeki samimi gülümseme yine bana bakıyordu.

Mert neden öyle gülümsüyordu? Sinir olduğumu görünce gülümsemesi artıyordu. Niye bilmiyorum ama sinirden çığlık atmak üzereydim.

Durun bir dakika, Ne? Ne? Ne? Ne?
Sena şu an Mert'e sarıldı mı? Onlar sarıldığı zaman ben olduğum yerde sarsıldım.

Daha fazla duramadım, eve gitmek pek de cazip gelmedi. Yukarı lavaboya çıktım daha fazla bu manzaraya dayanamadım. Arkamdan adım sesleri duydum, topuklu ayakkabı sesi gelince arkamdan Pelin'in geldiğini anladım.

İçeri girdiğimde gözlerimi kapattım. Gözümden bir damla yaş aktığında gözlerimin dolduğunu anladım. Ama neden?

Pelin içeri girdi yanağımdan süzülen gözyaşını görmemesi için hemen elimle sildim.

"Neden ağlıyorsun Aylin?"

Bir şey de gözünden kaçsa şaşardım, "Hiç öyle şey ben..."

"Sen neden ağlıyorsun?"

"Ya hiç ağlamıyorum saçmalama."

"Seni partinin başından beri izliyorum Aylin beni kandıramazsın. Mert için ağlıyorsun değil mi?"

"Ya ne alakası var hem ağlamıyorum."

Artık tükenme noktasındaydım "Ah hala bahçedeler mi?"

"Ben gelirken hala dans ediyorlardı."

"Peki ben elimi yüzümü yıkayıp geliyorum sen in aşağıya."

"Niye ki inmeyeceğim."

"Pelin."

"Aylin."

"Tamam yürü aşağıya inelim hadi."

Beraber aşağı inerken yine o
manzarayı göreceğim için inmek istemedim. Bilmiyorum Mert'i seviyor muydum?

Aşağı indiğimizde ikisini de görmedim. Bu durum beni sinirden öldürse de sakin kalmaya çalıştım.

Burak'ın bize seslendiğini duymamıştım bile.

AylinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin