Bölüm 11 : Oyun Bitti!

13 3 0
                                    

İyi okumalar dilerim!
Oy ve yorum kullanmayı unutmayın lütfen.
Teşekkürler!

**Not : Kitap bana aittir, daha önce okumuşsanız önceki hesabımda yazıyordum. Maalesef o hesabıma artık giriş sağlayamıyorum. Bu yeni hesabımız kitabı buraya geçiriyorum, anlayışınız için teşekkürler ^^**

...

Bölüm 11 : Oyun Bitti!

Şuan duyguların en karmaşık halini yaşıyor olabilirim. Gerçekten insanlara güvenirken kesinlikle iki kere düşünmeliyiz. Hep güvendiğimiz insanlar bizi sırtımızdan bıçaklamıyor mu?
Bu herkes olabilir, belki bir arkadaşın, belki akraban, belki ailenden biri.

Şuan neye inanacağımı bilmiyordum. Gerçekten Mert, bir daha görüşmeyelim dediği için mi böyle yapmıştı? İnanamazdım, çünkü ona güvenmiştim.

Tam beş dakikadır kimse konuşmuyordu. Bir yanda sözde annem ile babam, bir yanda eliyle ağzımı kapatan Mert. Cidden inanmıyorum, nasıl oluyor bunlar? Ben daha üç hafta önce avukat olmak için harıl harıl çalışıyordum. Şimdi ise YKS sınavına son iki gün kala nelerle uğraştığıma bir bakın.

Hayat neden bu kadar acımasız olmak zorunda? Neden bunları yaşıyordum? Hayatımın dönüm noktasına son iki gün kaldı ve benim yaşadıklarım... Hayat bana bir türlü gülmemişti. Ben daha küçük yaşlarımda yalnızlığa terk edilmiştim. Hayat bana öyle bir oyun oynuyordu ki, bana ne gerçek annemi ne de gerçek babamı veriyordu. İstiyordum, sadece istiyordum.

Sözde annem ile babam, "Mert, kıza dikkat et hiçbir şey olmasın," dedi. Mert "Peki efendim," deyince onun bir casus olduğunu anladım, ama gerçek bir casus.

Onlar gittikten sonra Mert ağzımı açtı, hemen bağırıp, "Ciddi misin! Gerçekten casus olacağın aklıma bile gelmezdi, sana benimle bir daha görüşme dediğim için mi böyle davranıyorsun!"

"Aylin susar mısın? Hayır tabii ki, yardım için geldim."

"Neyden bahsediyorsun? Beni yere atarak mı yardım ediyorsun?"

"Kusura bakma sana yardım ettiğim için, teşekkür edeceğin yerde bağırıp çağırıyorsun," yüzüme yaklaştı, "Casus olduğumu mu düşünüyorsun?"

Düşünmeden, "Evet," diye fısıldadım yüzüne.

Gülerek, "Güzel, çok güzel. Yanında o kadar zaman geçirdim," dedi sesini yükselterek, "Mert yapmaz demedin mi?" bağırarak son cümlesini söyledi.

"Hayır, çünkü sadece üç haftadır tanışıyoruz."

Bana alay eder gibi baktı, "Peki, bunu daha sonra tartışırız. Ayrıca ben casus olarak sadece ailenin yanında işe girdim."

"Onlar benim ailem değil," diye fısıldadım.

"N-nasıl yani," yüzümü inceledi ve güldü, "çok komik bir şaka olduğunu mu sanıyorsun?"

Dalga geçer gibi baktım yüzüne, "Hayır, çünkü şaka değil."

Biraz düşündü ve sonra, "Tamam, sonra anlatırsın. Şimdi çıkmamız lazım," dedi.

"Mert ben gelemeyeceğim."

"Ne! Niye?"

"Mert ben gelmek istemiyorum."

"Aylin şuan saçmalamanın sırası değil."

Gitmeyecektim, artık kaçmak yoktu. Ben geçmişimden değil, geçmişim benden kaçacaktı bundan sonra.

"Mert, ben artık çok yoruldum. İstemiyorum, gelmek istemiyorum. Olmuyor, anlamıyor musun? Ben artık kaçmaktan çok yoruldum."

İki eliyle yüzümü tuttu, "Aylin ağlama," bu cümleden sonra ağladığımı fark ettim.

AylinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin