İyi okumalar dilerim!
Oy ve yorum kullanmayı unutmayın lütfen.
Teşekkürler!**Not : Kitap bana aittir, daha önce okumuşsanız önceki hesabımda yazıyordum. Maalesef o hesabıma artık giriş sağlayamıyorum. Bu yeni hesabımız kitabı buraya geçiriyorum, anlayışınız için teşekkürler ^^**
...
Bölüm 9 : Anne
Nasıl oldu bilmiyorum. Bir anda çıkıp gitmek istedim, ama öğrenemem gereken şeyler vardı, gerçekten artık dayanamıyordum, gerçeklere ihtiyacım vardı.
"Ne? Nasıl değilsin?" dedim bağırarak.
"Öyle duydun, ben-senin-öz-baban-de-ği-lim! Sen benden değilsin, senin baban başkası. Annen sen doğunca senç bana bırakıp gitti. Sen senin olmayan bir çocuğa bakar mıydın? Söyle bana!"
Başımı hayır der gibi salladım ve konuşmaya devam ettim, "Hayır, ama en azından masum bir çocuğu dışarı bırakmazdım o yaşta. En azından biraz büyütürdüm belki! Sen... Sen çok vicdansız bir insansın."
"Ben mi vicdansızım? Sen, seni aldatan bir insanın çocuğuna bakar mıydın?"
"Benden nefret ediyorsun!"
"Senden nefret ediyorum!" dedi üstüne basa basa.
Sonra içeri bir kadın girdi.
"Oğuz, kim bu gençler?"
"Hiç kimse canım, okulun öğrencileri."
Kadın yanıma yaklaştı ve ellerini yanaklarıma koydu.
"Güzelim, neden ağlıyorsun?"
Kadın bir anne sıcaklığıyla yaklaştı bana, ama hayat bana o kadar çok şey öğretmişti ki birinci sırada güven yer alıyordu. Ben herkese güvenmeyi taa küçüklüğümde bırakmıştım. Kadının ellerini yüzümden hızlıca çektim.
"Sizi ilgilendirmez hanımefendi."
"Peki, anlatmak istemiyorsan anlarım," dedi gülümseyerek, "Ama yemeğe kalamanızı istiyorum."
"Ne yemeğinden bahsediyorsunuz hanımefendi? Size benden uzak durmanızı söylemiştim. Yaklaşmayı kesin!"
"Pekâlâ, o zaman neler oluyor burada?"
Kadına cevap veremeden müdür konuşmaya başladı.
"Canım sen dışarı çıkar mısın? Öğrencilerimle konuşmam lazım."
"Tamam," deyip çıktı kadın.
Müdür tekrar konuşamaya başladı, "Evet Aylin, söylediğim gibi ben senin baban değilim. Senin baban... Yok."
O an gerçekten sinir ve hüzünle dışarı çıktım. O değilse kimdi? Benim babam kimdi? Çıldırmak üzereydim, herkes farklı birşey söylüyordu. Herkes bana yalan söylüyordu, ben tüm bu düşüncelerle yürürken yine arkamdan Mert geliyordu, kolumu tutup beni kendine çevirdi.
"Aylin, neden durmuyorsun?"
"Çünkü artık kimseye inanmıyorum, ve artık da inanmayacağım. Bunlar sırf herkese inandığım için oldu. Sen mesela, Mert sen neden geldin?"
"Ne? Neden mi geldim?"
"Evet neden geldin? Ben ne güzel hayatıma devam ediyordum. Birşey için üzülmüyordum, hayat devam ediyordu. Ben ne güzel avukat olacaktım. Ne güzel hiçbir şey umurumda değildi. Sen niye geldin? Niye hayatımı bozdun?"
Artık dayanamıyordum, baksanıza ne zamandır ders bile çalışamıyordum, hayallerim ve hayatım arasında sıkışıp kalmıştım. Sırf bunlar oldu diye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aylin
Teen Fiction"En çok zarar verenler, hep çok sevdiklerimiz oluyor..." Aylin Özdemir, Ailesi tarafından zamanında yalnızlığa terk edilmişti. Amcası sandığı kişi yıllar sonra ortaya çıkıp Aylin'e, 'Ben senin amcanım," demişti. Ama hiçbir şey Aylin'in sandığı gibi...