1 saat sonra...
Ekim için okuldan sonra garsonluk yaparak üç ay gibi bir sürede yeni telefon almıştım. Ona yazmak için aldığım telefonu elime alarak engelin kalkıp kalkmadığına baktım. Sonu hüsrandı, engeli kaldırmamıştı. Asla da kaldırmayacaktı. Canımı yakan şey, bana yalan söylemesiydi. Yalanlardan nefret ederdim ama onun yalanlarına tutsak olmak bataklıktı.
Bu telefon artık imkansızlığı anlatıyordu. Telefonu dolabımın en alt çekmecesine kaldırırken telefonuma gelen mesajla irkildim. Ekim yazmıştı...
Ekim: Selam Ege, nasılsın?
Ege: İyiyim, sen nasılsın?
Ekim: İyiyim.
Ekim: Ödev hakkında biraz konuşmak istiyorum, müsait misin?
Ege: Tabii ki, olur.
Ekim: Kitap okumayı seviyor musun?
Ege: Çok severim, acılarımdan kaçma yöntemim :)
Ekim: Kitaplar en iyi yöntemdir.
Ekim: Sunumuzun ana konusu: Çaresizlik
Ekim: Sana da uyar mı?
Ege: Olur.
Ekim: Eğer sana uygun değilse söyle lütfen.
Ekim: Peki, sence çaresiz kalmak nedir?
Ege: Okyanusun dibini evin yaparsın ama evin olmadığını anladığın gün terk edilmiş gibi hissedersin, kalbin paramparça olur ama pes etmek istemediğin için okyanusları sahiplenirsin ve asıl savaş şimdi başlar ama sen aslında bataklığa hapsolmuşsundur :)
Ekim: Çok güzel konuştuğunun farkında mısın?
Ekim: Zihninin içi çok hoş...
Ege: Teşekkür ederim, Ekim :)
Ege: Sence çaresizlik nedir?
Ekim: Tekne düşün, biniyorsun içine ve içinde hiç korku yok ama ansızın içindeki savaş yüzünden içine bir korku sarıyor sen aydınlıkta mısın diye cebinde sakladığın aynaya bakıyorsun ama karanlığa hapsolmuş bir bedenle karşılaşıyorsun ayna çatlıyor ve sen başladığın yere geri dönüyorsun :)
Ege: Çok güzel tanımladın.
Ege: Peki, sence umut nedir?
Ekim: Umut bataklık, herkesin korktuğu ama hiç çekinmeden kendini ona hapsettiği tek gerçek...
Ege: Umut bence de okyanus kadar tehlikeli ama yaşam da ölüm arasında ince bir çizgi değil mi?
Ekim: Bu kadar güzel konuşmayı kimden öğrendin (:
Ege: Annemden sanırım :)
Ege: O şu an aramızda yok ama eminim oğluyla gurur duyuyordur.
Ekim: Ege çok özür dilerim, hatırlatmak istememiştim.
Ege: Sorun değil çünkü o zaten her saniye aklımda.
Ege: Ölüler masum oldukları kadar hafızamızda derin bir yer kaplar.
Ege: Ölüler asla unutulmazmış, annemi kaybettikten sonra öğrendim.
Ege: Konuyu değiştirsek olur değil mi? :)
Ekim: Sen nasıl istersen
Ege: Peki, sence aşk nedir?
Ekim yazıyor...
görüldü.
Ekim yazıyor...
Ekim: Aşk hakkında pek bilgim yok.
Ekim: Sence ne?
Ege: Bilmem, karışık işler.
Ekim: Hiç aşık olmadın mı?
Ege: Oldum ama o da beni sevmedi :)
Ekim: Sohbet için teşekkür ederim, şimdi gitmem gerekiyor.
Ekim: Yarın kaldığımız yerden devam ederiz.
Ege: Kendine iyi bak, görüşürüz.
Ekim: Görüşürüz.
Ekim çevrimdışı.
WhatsApp'tan çıkmadan Umut'un bana gönderdiği 5+ mesaj dikkatimi çekti, gözlerimi devirdim ve mesaja tıkladım.
Umut: Naber lan, aşk kuşu?
Umut: Olum kiminle konuşuyorsun sen?
Umut: Nasıl çevrimiçi olup bana yazmıyor musun?
Umut: Yeni kanka yapmadın değil mi?
Umut: Gerçi kimse ben olamaz😎
Ege: Başıma bela mısın olum nesin sen ABABWBBQHWHQWVHQHWHQ
Umut: Evet, bilmiyor musun?
Ege: Olum seni harbi seviyorum bak
Umut: Biliyorum kardeşim, sevilmeyecek çocuk muyum?
Ege: Neyse git artık sevgili yap lan biraz da onu darla...
Umut: Olum bipolar mısın sen?
Ege: Evet aslanım, neyse hadi görüşürük.
Umut: Görüşürük ne lan
Ege: Sana özel lan ağlama AWBABWQHWGHQHHQHWHHQ
Umut: Sütümü içmeye gidiyorum :d
Umut çevrimdışı
Telefonu masaya koyar koymaz yatağa uzandım. Bugün aşırı yorulmuştum. Gözlerim kapanır kapanmaz kendimi uykuya teslim ettim.
•
UMUT VE EGE SAKA MISINIZ ÖLCEM SAHEHQHHEHQWHHQHWHW
AA DOSTLAR UMEG DİYORUM VAR MI ARTTIRAN 🔥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Kalpler Durağı | Yarı Texting
Historia Cortalimanlarveyaralar: Hepimiz kırık kalpler durağında yolcuyuz. limanlarveyaralar: Ama bu adam kırık kalpler durağında tek... limanlarveyaralar: Yalnızlığı benimle paylaş, Ekim. limanlarveyaralar: Kırık kalpler durağında beklerken artık yanımda sen ol...