kırık kalpler durağı -9-

68 12 80
                                    

Ekim'in ağzından...

"Ekim, dün sunumu bitirdiniz mi?" dedi Ahu Berra. Elimdeki telefonu cam sehpaya koyarak bakışlarımı arkadaşlarıma çevirdim. "Ege için diyeceğim tek şey onu bana yakınlaştıran bir şeyler var ama hiçbir parçayı yerine oturamıyorum. Sanki geçmişimden biri gibi."

"Nasıl yani, iki sene önceki liseye geçtiğimiz ilk hafta yaşadığın olaydan mı bahsediyorsun?" dedi Sibel, alt dudağımı ısırırken. "O yaşadığım olay ile Ege'nin nasıl bir bağlantısı olabilir bulamıyorum."

"Ege ile ödev yaptığınız akşam ne oldu, bize anlatmak ister misin güzelim?" dedi Gizem. Gözlerimi yumdum, bana söyledikleri gözümün önüne geldi. Beni herkesten daha iyi tanıması geçmişimle bağlantılı olduğunu düşünmeme sebep oldu. O yaşadığım olay ile nasıl bağlantısı olabilirdi?

"Kızlar o gün benim hakkında çok doğru tahminlerde bulundu. Belki ailemin bile beni bu kadar iyi gözlemlediğini sanmıyorum. Zihni herkesten farklı olabilir ama benim ruhumu görüyor olması kafamı karıştırıyor."

"Sen bu Ege'den hoşlanıyor olabilir misin?" dedi Zühre, gülümserken. "Hem zeki, efendi ve yakışıklı çocuk neden olmasın ki..."

"Kıvanç'tan hoşlandığını bilmesem ben de öyle bir tahmin yürütecektim çünkü Ekim'in kafası öyle kolay karışmaz." dedi Meryem, bana ona olan bakışlarını fark ettiğimde ona tepkisizce baktım. Aşık olduğum tek kişi iki yıldır beni görmediğini düşündüğüm Kıvanç'tı.

Derin bir nefes aldım ve kaşlarımı çattım. "Kıvanç'a aşıkken nasıl bir başkasından hoşlanabilirim?"

"Kıvanç hakkında yanılabilirsin. Hem duyguların değişmiş bile olabilir." dedi Esma, yanıma otururken. "Kıvanç seni sadece üzer, Ekim."

"Kıvanç'ın dış görüşüne bakarak onun hakkında doğru tahminlerde bulunamayabiliriz. Sizce her şey dış görünüş mü, o zaman katillerin bir çoğu neden dışarıda? İyi bir yalancı oldukları için mi yoksa adalet anlayışımız baştan aşağı gösterişten mi ibaret?" dedi Nursena, bakışları üzerine toplarken. Haklıydı, bazen dış görünüş sadece takılan maskeden ibaretti.

"Kıvanç'ta benim gibi aslında. Yaraları olan ama bunu çok iyi saklayan bir maskesi var. Herkesin yüzüne taktığı maskeler vardır. Ona herkes egosunu tatmin ediyor derken ben onun gözlerindeki yaralı çocuğu gördüm ama o benim gözlerimdeki yaralı kız çocuğunu görmedi."

"Ege'den hoşlanmıyorsun yani?" diye sorusunu tekrarladı Zühre. "Hoşlanmıyorum sadece o çocuktaki gizemli hâlleri anlamakta zorluk çekiyorum. Beni bu durum gittikçe korkutmaya başlıyor."

"Ege bence tehlikeli birisi değil. Annesinin ölümünden sonra iyi bir gözlemci olmayı seçerek annesinin ölümünden kendini suçlamamak için yollar arıyor." dedi Ahu Berra. Kaşlarımı çattım. "Annesi nasıl öldü ki?"

"Ege'nin annesi ile annem arkadaştı. Biz Ege ile çok fazla konuşmuyorduk ama annesi bazen bize gelirdi. Bir gün bir telefon geldi Aylin ablaya. Annem ile biz onun için endişelendik. Telefonu kapattığında yüz ifadesi bizi çok korkutmuştu. Kötü bir şey olmuştu. Ege'nin babası iflas etmiş. Üstelik Aylin abla bu adam için her şeyi yapmışken kadını aldatmış. İflas etme sebebi de aldattığı kadına para yedirmek içinmiş. Gözümüzün önünde yavaş yavaş eridi kadın. Kanser olduğunu öğrendik, sonra ansızın bir gece yatağında ölü bulunmuş. Ege ölü olarak bulmuş annesini."

Kırık Kalpler Durağı | Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin