kırık kalpler durağı -37-

43 4 71
                                    


Umut'un ağzından...

Annemle olan yüzleşmenin zamanı gelmişti. Ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Korkuyordum çünkü bu konuşmanın sonu çok kötü bitebilirdi. Kendimi çoğu zaman güçlü hissedemiyordum ama şu an sevgilimin yanında olması bana güç veriyordu. Elimi sıkıca tutmuş ve pozitif enerjisi ruhuma ilaç gibiydi, dizlerimi titretiyordu. Nasıl bu kadar güzel olabilirsin ruhumun ikizi?

"İçeri girdiğinde her şey yaşanabilir. Şimdi buna kendini hazırlamazsan bir yıkım yaşayabilirsin." dedi ve elimi daha sıkı tutmaya devam etti. Endişem sanırım yüzümden okunuyordu. "Hazırım, içeri girebiliriz." dedim ve zile bastığım an evin görevlisi Sevgi abla kapıyı açtı. Annemin hiç gülmediği şekilde yine gözlerime bakarak bana gülümsedi. Neden anne, neden Sevgi abla kadar olamadın?

İçeri girdik. Geniş olan salona doğru ilerlerken annem evin terasında derin düşüncelere dalmış gibiydi. Kalbim acıyordu çünkü yine bana bağıracak olma ihtimali aklıma her geldiğinde içimdeki kayıp çocuk ağlıyordu ve evi depremsiz başına yıkılmış gibi hissediyordu.

Hiçbir ebeveyn bir çocuğun mahkûmu ilan edilemezdi. Mahkûmlar çocuklar olmamalıydı. Eğer bir çocuk ailesine mahkûm edildiyse o yaşta takılı kalırdı ve yaşları büyümeye devam eder ama ruhları o yaşta derinlere takılırdı. İçindeki kayıp çocuk ağlamaya devam ederdi. Mahkûmlar çocuklar değil, suç işleyenlerdir.

"Anne, biz geldik." dedim sesimin içine konuşurken. Bakışları aniden bana döndü ve bıçak yarası gibi canımı acıttı. Artık bana öyle bakma anne, dayanamıyorum. Gözleri gelme bu eve der gibiydi.

"Ne dememi bekliyorsun, Umut?" dedi ve ilk bıçak yarası kalbime saplandı. Annem beni sözleriyle defalarca kez yaşarken öldürdü. "Beni daha ne kadar yaşarken öldürmek istiyorsun, söylesene anne beni kaç kez daha herkese rezil etmek istiyorsun? Sadece beni sevmeni istedim ama sen beni sev diye sana yalvarmamı istedin. Bir anne çocuğuna beni sev diye yalvarmaz çünkü bir çocuk annesi ondan koparılmasın diye yalvarır, gözyaşı döker. Anne ben beni sev diye gözyaşı döktüm senelerce. Neden söyler misin bana, neden sevmedin kendi doğurduğun oğlunu?"

"Umut, sevgilini de al ve evimden defolun gidin!" diyerek bağırdı. "Sude benimle burada kalacak çünkü ondan bir aralar sakladığım ruhumu derinden yaralayan o anneyi sevdiğim kadın da görecek. Sen görmedin senelerce ama o yaralı çocuğu gördü ve sen tutmadın ellerimden. Şu an ellerimden tutan ve bana anne sıcaklığını yaşatan kişi şu an yanımda olmayı en çok hak eden kişi ve sen ona git diyemezsin!" diye bağırdım. Gözlerini devirdi yine oysaki o gözlerdeki bakışların beni sevsin diye senelerce bekledim ben anne...

"Anne artık bir cevap ver, beni neden sevmediğini söyle ki ben seninle hayaller kurmayı bırakayım. Bana bir şeyler anlat ki senin için umut etmeyi bırakayım. Artık bana bir şey söyle, neden sevmedin beni?"

"Seni sevemedim çünkü-" dedi ve sustu. "Seni doğurmak istemedim aslında Umut, çok küçüktüm. Baban aslında tanıdığın kişi değil çünkü o yıl yanımda olması gerekirken başka bir kadınla sevgiliydi. Yüzüne defalarca kez maske taktı, senin onu sevmeni istedi. Ben çok küçüktüm, on sekiz yaşındaydım ona tutundum. O gece beni odasına aldı ve benim tüm hayatımı değiştirdi. Senin benden nefret etmen için senelerce uğraştı ve başardı. Sen benden nefret ediyorsun, ben de onunla evlenmek zorunda kaldığım için kendimden ve beni zorlayan ailemden nefret ediyorum. O gece beni kendine aşık etti ve beni kendine inandırmıştı. Senin baban bir korkak, Umut! Seni sevmek için uğraştım ama senin gözlerine bakarken o gece geliyor aklıma. Senin günahın yok ama annen bu kadar zayıf birisi. O geceyi unutamıyorum, benim saf sevgimi kullanıp sonra hamile olduğumu ona söylediğimde yanımda hiç olmayışını unutamıyorum. Seni sevmek isterdim ama sen de babanın oğlusun." dedi ve sustu. Boğazımdaki yumru son söylediği cümlede takılı kaldı. Sen de babanın oğlusun...

Kırık Kalpler Durağı | Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin