"Anlamıyorum, ne demek ödevi yırtmak ya! Ben ona aylarımı verdim." diye bilmem kaçıncı kez yakınan Deren ile aynı anda söylendim.
"Az insaf ya!"
Gözleri sinirle parlarken bana baktı. "Dalga geçme."
"Dalga geçmiyorum, seni anlıyorum da." deyip yanına gittim. Elimi omzuna koyup "Bu ödev için çok çalışmıştın, gecelerini verdin. Ben şahidim." dedim.
"Ama şuna bak!" diyerek yırtılmış sayfaları salladı. Elinden alıp yanıma koydum. "Tamam, sen de daha iyisini yaparsın o zaman. Nereden başlıyoruz?"
"Aylardır yaptığım çalışmayı iki günde nasıl yapayım?"
"Yapayım değil yapalım! Ayrıca bir elin nesi var iki elin sesi var demişler. Hadi kalk bakalım." dedim ve tabletimi çıkardım. "Ödevin konusu neydi?"
***
"Ah, belim koptu."
Deren'in dediğiyle bende geriye doğru esnedim. Belimden çıkan çıtlama sesiyle "Belin mi kırıldı, o nedir!?" dedi Didem. Azıcık oyundan zarar gelmezdi bence. Gözümü kapatıp beklemeye başladım.
"Beren?" diye seslendiğinde ses vermedim. Yanağımın içinden küçük bir kısmı ısırdım.
"Beren!" diye bağırdı ve sandalyesinin iteklenme sesini duydum. Dışarı çıkacağını anlayınca "Dur dur," dedim ve doğruldum. "İyiyim ben."
"Ödüm koptu kızım, ne yapıyorsun sen!?"
"Minik bir şaka."
"Sen bir daha şaka yapma." deyip sinirle oturdu yerine. Kollarını da bağladığında "Tamam ya, kötüydü." dedim. "Alışırsın ya, hep oluyor böyle."
"Bir daha beni korkutma."
Gülüp "Tamam tamam." dedim. Önümdeki tablete ve defterlere baktım. Ne çok şey yazmıştık yahu, halen de bitmemişti.
"Düzenleyip birleştirelim şunları," deyip ona döndüm. Kolunu masaya uzatıp başını da üstüne koymuştu. "Ohooo, hanımefendi. Bu benim ödevim değil, hatırlatayım."
"Çok yoruldum."
"Ben de."
"Ya yok mu bir olay molay, sıkıldım." dediğinde onun bu haline göz devirdim. Her zamanki Deren işte.
"Maalesef yok, hayatımız monoton."
"O zaman yarın dışarı çıkalım, belki bir şeyler olur."
"Ne gibi bir şeyler?"
"Söyleyeceğim ama kızmak ya da hayır demek yok, tamam mı?"
En sinir olduğum şey buydu işte. Madem kızacağım neden söylüyorsun ya da yapıyorsun?
"Püf, neymiş bakalım?"
"Geçenlerde gezerken birazcık kayboldum ben," deyip kararsızca bana baktı. "Ve bir yarış yeri gördüm. Araba yarışı yapıyorlardı ama asıl olay sonrasında yaptıkları dövüştü."
Deren, küçük yaşlardan itibaren dövüş dersleri almıştı. Kendini korumak içindi ama sonradan hobisi olmuştu. Kavga olduğunda ayrı bir ilgiyle izlerdi.
"Başıma bela arıyorum, diyorsun yani."
"Birazcık eğlenelim diyorum yani. En fazla ne olabilir?"
Yüzümde bir gülümseme peyda olduğunda ona döndüm, hevesle bana bakıyordu. Ve o sihirli kelimeyi söyledim.
"Hayır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgilimyazarım *Yarı Texting* #F#
Cerita Pendek*Kitap Kapağı*-*@Rahimemine *Kafa dağıtmak için yazıyorum..! * Wattpadde 'Sevgilimyazarım' adlı ilk kurgudur. #FİNAL sevgilimyazarım: Öhöm öhöm! Hatunum. Hesabın adı ne tuhaftı: sevgilimyazarım. Ama hoştu da. Mesaja baktım. Gülümseyip sessizce "Kır...