Siyah incimi sarayın kapısındaki askere yerine götürmesi için verdim. Kapıdaki asker ben geçtikten sonra elindeki kılıcıyla Evan'ın önünü kesti. Başta fark etmemiş gidiyorum ki Evan seslendi.
- Kraliçem!
Sesi uzaktan geliyordu. Meraklanıp arkamı döndüm.
- Yabancı biri kralın izni olmadan saraya geçemez kraliçem.
Yanına gittim koşarak. Kılıcı çekip aldım elinden.
- O yabancı biri değil asker benim yardımcım.
Çok sert çıkmıştım. Kraliçeye yakışmayan cinsten.
Evan'ı kolundan tutup içeri çektim.- Özür dilerim efendim bilmiyordum.
Hiç oralı olmadan yoluma devam ettim. Salona doğru geldik . Prenses beni bekliyordu. Uyanmıştı sonunda.
Bizi görünce eteğinden tutup eğildi.- Hoşgeldiniz kraliçem , bu adam da kim?
- Yaverim.
- Ah öyle mi ? Çok memnun oldum efendim. Sarayımıza hoşgeldiniz.
- Hoşbulduk prensesim.
- Demek bu güzel kraliçenin yaveri sizsiniz. Ancak size böyle biri yakışırdı kraliçem.
- Teşekkür ederim Louise eğer müsade ederseniz yaverimi odasına çıkartacağım.
- Müsade sizlerin Jovite.
Gülümseyerek merdivenlerden çıktım. Çok karışık merdivenler vardı. Heryerden bir bölme fışkırıyordu. En üst kata çıktık.
- Burası senin burası benim odam.
Kendi odasından önce benim odama baktı.
- Off kraliyet odası.
- Öyledir
- Gerçekten çok güzel.
- Kendi odam kadar olmasa da güzel.
- Amirim affedin ama sizin kendi odanızda kaç kere altın işlemeli eşya oldu.
- İçindeki mutluluktan bahsetmeyeyim istersen.
- Hım siz o taraftan bakıyorsunuz.
- Evet o taraf. Gel bide senin odana bakalım.
Onu odasına girdik. Onunki de benden farksız değildi.
- Kraliçenin yaveri bir nevi kral gibi karşılanıyor bu yüzden sana olan saygı da çok olacaktır.
Evan odasını geziyordu bu sırada.
Yavaşça kapıyı kapattım kısık bir sesle konuştuğum için bana döndü.- Kralın ne işler çevirdiğini çok yakında öğreneceğiz Evan. Bu sarayda acayip şeyler oluyor. Aşağı merdivenin yanında farklı desenli bir duvar var . Oradan dün gece askerlerin çıktığını gördüm ve oraya çığlıklarla bir adam götürüldü. Adam ben öldürmedim deyip duruyordu. Çok geçmeden adamın sesi kesildi. Orada bişey var Evan oraya ne olursa olsun girmemiz gerekiyor. İyice dinlen çok yorucu şeyler bizi bekliyor olacak.
Cümlemi bitirir bitirmez odadan dışarıya çıktım , kendi odama girdim.
Odamda bu sefer de duş eşyaları vardı.Bana bir mesaj mı bu? Pis koktuğumu mu ima etmeye çalışıyorlar yani. İnanamıyorum!
Neyse iyi oldu bu gerçekten ihtiyacım vardı. Eşyalarımı alıp banyoya girdim. O da ne ?!
Jakuzi, lüks bir küvet, her yerde renkli aydınlatmalar.....Tabi ki de şaka😁
Bir kalıp sabun ve bir kova su. Yalan söylemeyeyim bir de tarak.
Güzelce duş alıp hayır hayır güzelce yıkanıp paklandım ve geri odama geçtim. Bugünkü şanslı elbise siyah olandı. Onu giydim. Kılıcım yatağın üzerinde duruyordu başka yer yok ya ! Ne bileyim ayol oraya atıverdim işte . Eskiden telefonumu şimdiyse dur bir saniye . Gelecekte telefonumu şimdi kılıcımı yanımdan ayırmaz olmuştum.
Siyah elbise öyle şık duruyordu ki . Oldukça kabarık bir elbiseydi. Önü arkasından daha uzun duruyordu. Dolabımda ki tarağımı aldım. Elmaslarla süslenmiş bir aynaydı çok tatlıydı. Dalgalı olan saçlarım kıvır kıvır olmuştu. Banyodan sonra hep böyle oluyorda. Bu halini de seviyordum ama.
Vakit öğlene geliyordu. Kahvaltı saatini kaçırmıştım bu yüzden öğle yemeğini kaçırmak istemiyordum. Yemeğe ineceğim için kılıcımı yanıma almak istemedim. Kapıdan dışarı çıktığımda kapının yanında dün geceki asker duruyordu.- Ne oldu asker?
- Kraliçem müsait misiniz?
- Buyur.
Odama geçtik. Kapıyı bizzat kendi kapattı.
- Kraliçem dün akşamki söylediklerinizi düşündüm. Size söylemek istediğim bazı şeyler var. İzniniz olursa onu söylemek için geldim.
- Dinliyorum.
- Söylediklerim kralın kulağına gitmez değil mi ?
- Kral için çalışıyor gibi mi dururum asker! Eğer bana daha tam güvenememişsen güvendiğin zaman gel anlat.
Bu şahitler üzerinde kurduğum bir baskıydı askerde de işe yaramış olacak ki şakır şakır konuştu.
- Size güvenmediğimden değil kraliçem ama neyse. Ben buraya bir kız için geldim kraliçem. Çok uzaklardan onun sarayda çalıştığını öğrendim bende hemen askerlik için başvurdum. Sonra buraya geldim başta herşey çok güzeldi. O kızla aynı saraydan çalışıyordum daha ne olsun diye düşündüm. Ama öyle olmadı yavaş yavaş kralın gerçek yüzünü öğrendim.
- Neymiş gerçek yüzü?
- Kral büyük bir çetenin başı efendim. Burada çalışan askerler , görevliler ve kraliçe de bu çetenin bir üyesi.
- Prenses?
- O masum kızın hiçbir şeyden haberi yok kraliçem. Kralın geceleri dışarı çıkmayı yasaklaması da yaptığı işleri gece yapıyor olmasından. Ya da görevlilere konuşmayı yasaklamış olması hepsi yaptığı pisliklerin gün yüzüne çıkmasını istememesinden.
- Peki bu pislikler ne?
- Kraliyet soyunu daha da zenginleştirmek için varlıklı insanları öldürüyor. Sadece bu değil öldürmeyi zevk haline getirmiş bir adam. Ona karşı çıkanları ya da onun açığını söyleyenleri , hakkında olumsuz yorum yapanları ve onun gerçek yüzünü görenleri. Herkesi gözünü kırpmadan öldürüyor.
- Halk neden bişey demiyor?
- Kimsenin haberi yok kralın böyle biri olduğundan. Herkes onu yardımsever dürüst ve halkını çok seven biri olarak biliyor. Bildiklerim bu kadar kraliçem.
Ağzım açık dinledim onu.
- Şu kızın ismi neydi?
- Casimir kraliçem. Zayıf , kısa bir kız . Çok narin dokunsan kırılacak gibi bir hali var. Bugün gördüm onu mor bir elbise giymiş.
Öğrenmem gereken birçok şeyi öğrenmiştim. Bundan sonrası için büyük oynamamız gerekiyordu. Karşımızdaki çok büyük oynuyordu çünkü kazanmamız için daha da büyük oynamamız gerekiyordu.
Askeri aşağıya gönderip Evan'ın yanına gittim. Öğrendiğim herşeyi ona anlattım. Ne de olsa artık herşeyi onunla yapmaya kaldığım yerden devam edecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savaş Kraliçesi
Mystery / ThrillerGeçmişe gidebilmenin mümkün olduğunu düşünün. Ama çok eskilere. Ortaçağ dönemi sene 1400... Polis Jovite'nin terfi alıp gitmesi gereken yeri zarfla seçmesi sonucunda hayatı birden değişir. Bir tuhaflık vardır çünkü zarfta yazan bir yer değil zamand...