Mutfağa girdim mor elbiseli kimse yoktu yapışık kadın gelmeden geri çıktım . Kızı tek yakalamak için dua ediyordum. Ancak öyle konuşurdu. Bu kadar büyük bir yerde onu tek başıma bulmam çok zor olacağı için Evan'ı da araması için görevlendirdim. Bu kattaki bütün odaları gezdim yoktu. Salonun penceresinden dışarı baktım orada da kızlar görünüyordu birkaç tane. Hızlı hızlı dışarı çıktım. İşte orada!
Bahçedeki gülleri buduyordu . Hemde tek başına.
Onu gördüğüme çok mutlu olmuştum. Siyah elbisemin uçlarına basmamak için hafif kaldırarak yürüyordum. Arkası dönüktü geldiğimi görmedi.- Casimir!
Arkasını dönüp bana baktı. Hafifçe eğilip selam verdi. Yüzüme gülerek bakıyordu askerin de dediği gibi minicik bir kızdı. Ya da ben çok büyüktüm. Bilmiyorum ama çok tatlı duruyordu.
- Kolay gelsin Casimir.
Bana adımı nerden biliyorsun der gibi baktı.
- Kraliçe sana seslenirken duymuştum adını.
Gülümsedi.
- Neden konuşuyorsun yoksa küstün bana ?
Salağı oynuyordum.
- Ama seninle daha önce hiç konuşmadım ki . Aaa yoksa yaptığım bir hareketle mi sizi incittim.
Başını salladı hayır anlamında.
- O zaman neden konuşmuyorsun?
Masum bakışlarını gözlerimin üzerinde derin derin tuttu. Zor bir yutkunmanın ardından tek kelime etti.
- Yasak.
Tekrar işine döndü. Benden kurtulmak istiyor gibiydi. Ama olmaz gidemem Casimir , tuttuğumu koparmam gerekiyor.
Güllerin karşı tarafına geçtim onunla yüz yüze olabilmek için. O zaman arkada salonun camından bizi izleyen Kraliçeyi fark ettim. Kontrol ediyordu. Onu görmemiş gibi yapıp tekrar kıza döndüm.- Burada mı kalıyorsun?
Başını salladı.
- Ne olduğunu biliyorum Casmir. Ne kadar sussan da gözlerin anlatıyor gerçekleri.
Başını kaldırıp bana merakla baktı
- Sırf senin için bu zulmün içine gelmiş olan askere kadar herşeyi biliyorum.
Daha fazla zorlamak istemedim. Tekrar elbisemi tutup yürüdüm.
- Madem herşeyi biliyorsunuz ne istiyorsunuz benden?
- Daha bilmek istediklerim var. Ve biliyorum bunları sen biliyorsun.
Casimir bana bakmak için arkasını döndü o zaman bize bakan kraliçeyi fark etti. Büyük bir korkuyla önüne döndü. Hızlı hızlı nefes alıp vermeye başladı. Yüzü kıpkırmızı olmuştu . Koşarak yanına gittim.
- Sakin ol Casimir.
- Siz hiç zulüm mahzenine girdiniz mi kraliçem.
Bu bir soru değil bana karşı sitemdi.
- Zulüm mahzeni mi?
- Ne olur ne olur uzaklaşın buradan. Lütfen birdaha benimle konuşmaya çalışmayın.
Kız az kalsın kendini parçalayacaktı. Uzaklaştım oradan. Merdivenlerden aşağıya bana doğru gelen Evan'ı fark ettim. Ona özel verilen kıyafetleri giymişti. Yanıma panikle geldi.
- Bulamadım amirim hiçbir yerde yok!
- Telaşlanma Evan. Onu buldum şu arkadaki mor elbiseli kız.
- Konuştunuz mu?
- Evet ama buradan uzaklaşalım.
- Neden?
- Arkana sakın bakma! Kraliçe camdan bizi izliyor.
- Kraliçe mi? Niye ki?
- Benim o kızla konuştuğumu gördü.
- Amirim bu arada gelirken bir kadın gördüm. O kadın geçen gün cinayet işlenen evdeki temizlik yapan kadındı.
- Tahmin etmiştim Evan. Gel şu tarafa doğru gidelim.
Yürürken Evan'ı biraz ittirdim.
- Hava çok sıcak Evan uzaklaş biraz.
- Kim size bu havada siyah giyinin dedi amirim.
- Amir Derian.
- Hı?
Gölge bir yere geçtik sonunda. Çok güzel taşlar yontulup oturmak için yerler yapılmıştı. Onlardan birine oturduk. Ben oturdum yani Evan başımda dikiliyordu.
- Ne anlattı kız?
- Mahzenden bahsetti. Şu sana bahsettiğim duvar varya o sanırsam. Adı zulüm mahzeniymiş. Kız söylerken bile buram buram terledi.
- Ne oluyor dersiniz ?
- Suçluları götürdükleri bir zindandır.
Daha tahminlerim bitmemişken yanımıza bir asker geldi.
- Kraliçem izin var mı?
- İzin senin.
- Kraliçemiz sizleri odasına çağırıyor efendim.
- Odasına ha? Ne içinmiş?
- Bilmiyorum efendim sizleri bekliyor.
Dönüp Evan'a baktım.
- Gidelim bakalım.
Asker yanımda kraliçenin odasına çıktık. Kraliçe arkası dönük beni bekliyordu.
- Buyurun efendim.
- Hoşgeldiniz. O kızla ne konuştunuz kraliçem.
- Neden soruyorsunuz?
- Merak ettim de niçin o kız o hale geldi.
- Bizi mi izliyordunuz efendim?
- Hayır etrafı izliyordum size de denk geldim.
- Ne konuştuğumuz sizi ilgilendirmez efendim.
- Ne demek ilgilendirmez? Bu saray benim efendim ne olduğunu bilmek zorundayım.
- Bir zorunluluk yok kraliçem eğer ki sizin duymanız gereken bir konu olsaydı sizin yanınızda konuşurduk. Ve ben de size hatırlatayım ki bu sarayda benim de payım var. Size saygı duyuyorum diye bana üstünlük sağlayamazsınız. Buraya gönderildiysem bu saray benim de hakkım efendim.
Kraliçenin yüzü bembeyaz olmuştu. Beklemediği bir cevaptı ama benden kraliçelik buraya kadardı. Bir polis olarak suçlulara göz yumamazdım.
- Neyse efendim kapatalım bu konuyu. Sizi çağırma amacım bu akşam üzeri yapılacak olan yürüyüş için haber vermek.
- Ne yürüyüşü kraliçem?
- Belirli günlerde akşam yürüyüşü yaparız. Halk da aramıza katılır gece eğlenceleri olur. Amaç halkımızla kaynaşmak.
Amacını develer yesin!
- Güzel bir etkinlikmiş kraliçem.
- Hazırlanmaya gidebilirsiniz. İsterseniz prenses Louise ile beraber hazırlanın.
- Peki kraliçem.
Fırsat bu fırsat aklıma çok güzel birşey gelmişti. Merdivenleri ikişer ikişer çıkıyordum Evan'a haber vermek için
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savaş Kraliçesi
Mystery / ThrillerGeçmişe gidebilmenin mümkün olduğunu düşünün. Ama çok eskilere. Ortaçağ dönemi sene 1400... Polis Jovite'nin terfi alıp gitmesi gereken yeri zarfla seçmesi sonucunda hayatı birden değişir. Bir tuhaflık vardır çünkü zarfta yazan bir yer değil zamand...