19. Bölüm

48 9 7
                                    

Adamın bağırmasıyla askerler içeride oldu. Kılıçlarını çekmiş hazır bekliyorlardı. Yavaşça etrafımda döndüler. 6 kişiydiler. Biri gülerek;

- Zavallı kraliçenin sonu buraya kadarmış demek ki dedi.

Adama döndüm

- Demek ki öyleymiş.

Başka biri atladı;

- Teslim ol canını bağışlayalım.

- Bağışlamak?

Güldüm ve devam ettim.

- Kimin verdiği canla sen beni tehtit ediyorsun ha!

Teker teker koşarak üstüme geldiler. Anlaşılan güzel bir dövüş olacaktı.

Benimle muhatap olan gelmişti ilk dayağın güçlüsün o yemişti bu yüzden. Göründüğü kadar güçlü biri değilmiş tek yumruktan yerde buldu kendini. Halbuki daha yeni başlıyorduk.
Kılıç kullanmadım gerek yoktu. Kimsenin ağzına laf vermek istemiyordum kan akıtarak.
Sonraki gelen güçlü tepiğimin tadına baktı. Ama yıkılmadı tekrar hücuma geçti. Dirseğimle çenesine vurdum ve uzun bir süre kendine gelemezdi.
Diğer gelen kılıcını yüzüme savurup duruyordu. İlk hamlesinden kaçamadım yanağımda büyük bir çizik oluşmuştu. Kesiğin verdiği acıyla daha sert vurmaya başladım. Adamı sağdan soldan hızlı hızlı yumrukluyordum en sonunda dayanamayıp yere yığıldı.

Veee bir sonraki sonraki. Hayır sonraki yoktu. Diğer üçü de yerde yığılı yatıyordu.

Ama bu nasıl olur diye düşünmeden ne olduğunu fark ettim. Arkadaki yaşlı adam da ben dövüşürken diğer üçünü halletmişti. Sinirliydim hâlâ ona . Başıma bunları o musallat etmşlti.

- Madem dövecektin niye çağırdın?

- Dövmek için.

Adamı izliyordum. Elindeki iplerle adamları bağladı.

- Ne yapıyorsun?

- Adamları bağlıyorum. Şimdi gidip bunları pazarda satalım.

- Nasıl yani?

Dikilmiş garip bakışlarla garip adama bakıyordum.

- Kızım ben Casimir'in babası. Casimir senden çok bahsetti. Başına geleceklerden ve senin yapmak istediğin şeylerden. Ama karşıdakinin kim olduğunu unutma . Sadece askerler değil tüm halk onun tarafında. Bunu tek başına birkaç yardımcıyla yapamazsın ilk hamlen halk olsun. Halk yanında olduktan sonra ne kral başta kalabilir ne kraliçe! Şimdi gidip meydanda bunların ne halt olduğunu anlatalım.

- Ya inanmazlarsa?

Amca kendinden emin bir halde güldü.

- Arkana bak.

Arkama baktım. Evlerinin camında herkes bizi izliyordu.

" Sen çok yaşa kraliçem"

" Hain insanlar"

" İşte savaş kraliçesi!"

Amcanın ne demek istediğini anlamıştım.
Kapıyı açtı. Onlarca genç erkek girdi. Dayak yemekten pertleri çıkmış askerleri meydana taşıdılar. Bizde arkasından gittik.

- Demek sen Casimir'in babasısın ha?

- Evet kızım Casimir çok tatlı bir kızdır ama

- Korkusundan mı orada duruyor.

- Evet oradan ayrılmak yasak ancak ölümle çıkabilirsin.

- Siz herşeyin farkındasınız yani? Benim bildiğim herşeyi biliyorsunuz.

Savaş Kraliçesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin