Mahkeme bitmişti artık aramızda bir bağ yoktu. Eşyalarını da yollamıştım hem. Mahkemeden çıkınca Efsun'la çekip gitmişti.
Arabama atlayıp emniyete geçtiğimde direkt olarak Pamir'in odasına ilerledim. Kapısı açık hep olduğu gibi camdan dışarıyı izleyip şarkı söylüyordu.
"Yanımdaki yanımda
Karşımdaki canımda
Uzaktasın uzaktaAh! Kara sevdalar
Çeken bilir acısını
Seven sürer sefasını (oooo)Ah! Kara sevdalar
Çeken bilir acısını
Seven sürer sefasını (oooo)Oralarda mevsim yaz mı?
Bu nameler saz mı, caz mı?
Benim gönlüm kar mı, buz mu?Bilemiyorum ki, nerden bileyim?"
"Pamir!"
" (ay!) "
Ay kısmını korktuğu için söylemişti. Ben onun haline gülerken o bana kötü kötü bakıyordu.
"Başkoserim? Bir sorun mu var? " diye sordu.
"Savcı geldi mi?" dedim.
"Hayır, olay mahalinde. Yarım saate gelecekmiş." dedi.
"Sen benim odama gelsene bi. Bir şey konuşacağım seninle." dedim.
Yakın zamanda ekipçe bir şeyler yapmamıştık ve bu normal yani polislik dışındaki hayatımızdı. Zaten operasyon gibi zamanlarda gayet ciddi ve mesafelilerdi.
Odama geçip koltuğa oturdum ve bir şarkı açtım. Şarkıyla beraber ben de mırıldanmaya başladım.
"Öyle bi' baktı yüzüme giderken
yaralı yaralıBen ömrümde bu kadar
yıkılmamıştımO an aşk öyle bir tutuşturuyor
adamıBen dünyaya bu kadar
sıkışmamıştımBen kimseye böyle
yakışmamıştım."Şarkıyı söylersen sandalyeyi arka tarafa çevirmiş, yatırmış ve önümdeki kitaplığa bakıyordum. Normalde dolabın önü perdeyle kapalı olur kitapların tozlanmaması için ama geldiğimde açmıştım. Bu kitaplıkta çok az okuduğum kitap vardı. Yüz kitap varsa dördünü okumamışımdır.
Aslında Pamir ile çocukluk arkadaşıyız. Benim annem onun süt annesi olduğu için tanışıyorduk. Zaten hep aynı okullara gitmiştik. Ben yedi yaşımda ikinci sınıfa giderken aramızda iki yaş fark olmasına rağmen o birinci sınıfa gidiyordu. Annemle evi terk ettiğimizde onlar İstanbul'a çoktan taşınmışlardı. Annem beni okula bir yıl geç yazdırmıştı.
Pamir odaya girdiğinde sandalyeyi düzeltip şarkıyı kapattım.
"Niye kapıyı çalmıyorsun lan?" dedim sert bir sesle. Bir an afalladı ama şaka yaptığımı anlayınca rahat bir nefes aldı ve benimle güldü.
"Geç otur," dedim sandalyeyi işaret ederek. "Evet, son zamanlarda ekiple pek eğlenemiyoruz biliyorsun. Bir plan düşündüm..."