ÇÖZÜM ve KATİL

8 2 0
                                    

Ben uyandığımda diğerleri hala uyanmamıştı. Gece Pamir'in öksürüklerini duymuştum ama doktor ilaç vermiş olacak ki bir daha duymamıştım. Yataktan ses çıkarmamaya özen göstererek kalktım ve banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım.

Kıyafet odasına girdim. Üstüme beyaz bir tişört, altıma da İspanyol paça pantolon giydim.

Aşağı indim ve mutfağa girip kedi mamasını aldım. Bahçeye çıktım. Çıkmadan önce üstüme haki yeşili gömleğimi almıştım çünkü hava hafif soğuktu. Boş olan mama kablarına mama koydum. Kediler hemen gelmişti. Onlar yerken kafalarını okşadım. Sularının da bittiğini görünce kenardaki su şişelerinden birini aldım ve hepsini doldurdum. Kedilerin doyduğundan emin olduktan sonra içeri girdim.

Gömleği çıkarmadan mutfağa doğru ilerledim. İlk olarak patates kızartması, pankek sonra da çay suyunu koyup sucuklu yumurta ve kuymak yaptım. En son salamı, peyniri, zeytini filan tabaklara koydum. Bunların hepsini masaya götürdüm.

Bir dakika.

Biz kaç kişiyiz lan?

Şimdi 2,4,6...

Tamam 8 kişiydik.

Yemek masasında altı sandalye olduğundan, mutfak masasından iki tane daha sandalye getirdim. Hazırladıklarıma son kez göz attım ve bir sorun olmadığını görüp diğerlerini uyandırmak için erkeklerin odasına gittim.

Pamir'in yanına gittim. Seslendim ve dürttüm ama uyanmayınca, elime su bardağını alıp içindeki suyu yavaş yavaş damlattım. En sonunda sinirlendim ve bütün suyu yüzüne döktüm.

"Şükür." dedim sinirle.

"Ne şükürü ya off, dürtsen uyanırdım zaten." dedi.

"Dürttük uyandı mı? Hadi kalk diğerlerini de kaldır. Doktoru falan." dedim.

"Nasıl kalkacağım peki?" diye sordu alayla.

"Ciğerlerinde sorun var, ayaklarında değil. Hadi, hadi. Bekleme yapma ticari." dedim elimi sallayarak.

"Manyak!" dedi arkamdan.

Ben kızları uyandırmak için merdivenlere yönelirken arkamdan homurdanma sesleri geliyordu.

Merdivenleri çıktım. Odamın kapısını açtım.

Bir de en göreyim? Üç dene domtis çorbası! Aman Tanrım didim.

Şaka maka kızlar kalkmış, yere serdiğim yorganları toplamış üstüne üstlük çarşafları da çıkarmışlardı. Can bunlar var ya can.

Öğrenmişler tabi analarından, misafirden sonra çarşafların yıkandığını.

"Oooo maşallah maşallah günaydınlar."dedim keyifle.

"Günaydın abla." dedi Azra "Diğerleri uyandı mı?"

"Uyandılar ama zoraki." dedim gülerek.

"Çok güzel kokular geliyor." dedi Melda.

"Eee tabi ben ne güne duruyorum burada." dedim neşeyle. "Neyse hadi gelin kahvaltı hazır."

Onlardan önce davranıp çarşafları aldım ve aşağı inip makineye tıktım.

Ben makineyle uğraşırken onlar çoktan masaya oturmuşlardı.

"Yazıklar olsun, bekleyemediniz beni di mi?" dedim yapay bir kırgınlıkla.

"Bekledik ya." dedi ağzı dolu konuşan Pamir.

SON POLİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin