İşlerimi hallettikten sonra emniyetten çıktım. Motoruma bindim ve eve doğru sürmeye başladım. Pamirmik'i merak etmiştim. Yatıyor boş boş evde.
Eve geldiğimde içeriden gürültüler geliyordu. Motordan atlayıp elime garajdaki, beyzbol sopasını aldım. İçeri girdim. Sesler doktorun odasından geliyordu. Hemen oraya gittim, kapı kilitliydi. Kemerimden silahımı çıkarıp kilide sıktım. Ben sıkınca içerideki sesler de susmuştu. Kapıyı açık içeri girdim.
Doktor ve Pamir saç başa girmiş, nefes nefeselerdi.
"Ne oluyor lan burada!" dedim hiddetle.
"Doktor, doktor değil bir hırsız!" dedi Pamir.
"Ne?" dedim şaşkınlıkla.
"Şunlara bak!" dedi Pamir şok olmuş bir şekilde.
Başımı eliyle gösterdiği yere doğru çevirince biriktirdiğim bir kaç bin liranın yatağın üstünde durduğunu gördüm. Derin bir nefes alarak yutkundum ve gözlerimi kapattım. Gözlerimi tekrar açtım ve bakışlarımı doktora diktim.
"Seni polis olarak tutukluyorum, bu arada sana açacağım dava için avukat araman kötü olacak çünkü avukat bulmana izin vermeyeceğim. Bir Başkomiserin evinde bulunup hırsızlık yapmana izin veremem." dedim ve bileklerine kelepçe taktım. Pamir o sırada polisi aramıştı bile.
"Ne? Po-polis misin?" dedi korkuyla.
"Ne sandın?" dedim alayla.
Polisler gelene kadar bekledik ve gözümüzü doktorun üstünden çekmedik. Nihayet polis geldiğinde doktoru teslim ettik. Pamir de kendini darp ettiği iddiası ile dava açacaktı. Benim neden açacağım belliydi zaten.
Kafamı dağıtmak için Pamir'e sorguları anlattım. Benimle aynı olan fikirleri sayesinde, dosyayı Haluk Peyda'nın katil olduğunu düşünerek, kapatışımı doğruladı.
Konuşmamızın sonuna doğru Faik Amir aradı. Akşam için hazırlamamızı istedi. Zaten artık Pamir'in sağlığı da yerine gelmişti. Amir sadece akşam için operasyon olduğunu okulun sene sonu olduğu için balo yaptığını söyledi.
Anladığım kadarıyla, oraya üniversiteli öğrenciler gibi gidip, kimsenin etkilenmemesini sağlayıp işi halledecektik.
Elbise almamız gerektiğini biliyorduk ama dışarı hiç çıkasımız yoktu. Biz de sonra bakarız deyip televizyondan film açtık ve izlemeye başladık.
İlk on dakikasını izledik ama kapı çalınca orada durdurduk. Gidip kapıyı açtım. Aman be bir siz eksiktiniz adlı bakışımı attım ekibe. Evet ekibe. Neymişte elbise alacakmışızda oymuşta buymuş.
Bizi zorla alışveriş merkezine götürdüler. İlk önce Melda'nın elbisesine bakmaya kararı verdik. O deniyor biz beğenmeyince değiştirmesini istiyorduk. En sonunda bir tanesini beğendikte onun elbisesini aldık. Elbise açık yeşil sade bir elbiseydi.