Aşk Bürosu

8.Bölüm: KAFA TOPU

Bölüm geç geldi biliyorum ve affınıza sığınarak sizlerden özür diliyorum.

Bu iki günüm o kadar yoğundu ki bir türlü fırsat bulup bölüm yükleyemedim bu yüzden kusuruma bakmayın

Daha fazla sizi tutmuyorum ve hayırlı bölümler diyerek bölümün sonunda bekliyorum

8.Bölüm

"KAFA TOPU"

Kahvaltıdan sonrası tamamen bir utanç kaynağıydı. Ben Kartal'ın fevri hareketinden sonra kıpkırmızı kesilmiştim. Yanaklarım, yüzüm gözüm abartısız her yerim ateş atmıştı ve Kartal benim bu halimi gülerek izlemişti.

Bu adam şaka mıydı?

Teyzelerim birer birer acaba bir şeye alerjim olup olmadığını sorarken diyemedim ki Kartal tüm ayarlarımla oynadı.

Akşam olduğunda ortam oldukça sakindi. Ben evime çıkmıştım. Yiğit ve Melek de bizdeydi. Kartal ve diğerleri kesinlikle ortada yoklardı. Bunun için rabbime şükrettim. Hala sabah olanları düşündükçe dengem şaşıyordu.

"Kahveler hazır." Dedim ellerine kahvelerine tutuştururken. İkisi de aşağıda neler olduğunun farkındaydı.

"Açıkçası abimin bu kadar ileri gideceğini düşünmüyordum." Dedi Yiğit.

"Yani Ecrin'in yanına geçmek isteyince bende pek öyle yorumlamamıştım."

"Allah bilir fotoğraflar nasıl çıktı." Dedim boş duvarla bakışırken. O kadar yoruma açık bir hale sokmuştu ki ikimizi de. Birisi görse nasıl açıklardık bilmiyorum. Hele ki ya Kartal'ın hoşlandığı kızın eline gitseydi. Tam bir rezillikti yani.

Yiğit "Valla olmadı fotoğrafları imha edicez." dedi her an her şeyi yapmaya hazır bir şekilde.

Melek gözlerini iki katı açarak Yiğit'e döndü. "Bunun için benim ölümü çiğnemen lazım canısı."

"O ne demek Melek? Eğer pozlar dediğimiz gibi çıkarsa tabii ki de imha edicez." Dedim. Başka çaremiz mi vardı acaba? Bu kızda ki rahatlık beni öldüreceketi.

"Kızım sen salak mısın? Anı onlar anı. Sırf siz Kartalla sarmaş dolaş çıktınız diye canım fotoğrafları ortadan kaldırtamazsın."

"Tövbe Estağfurullah. Melek sen iyi misin bacım? Adamın sevdiği var sevdiği. Ya o görürse? Nasıl açıklarız. Hadi onu da bıraktım. Teyzemler? Onların eline geçerse hepten boku yeriz."

"Bir dakika..." dedi ikisi de aynı anda. "Kimin sevdiği var?"

Resmen Yiğit'le aynı konuma düşmüştüm. Kendi kıçımı kurtarayım derken Kartal'ın sırrını ortaya atmıştım. Ama valla istemeyerek oldu ya!

"Kimin sevdiği varmış?" dedim mala yatarak ama o top oradan dönmezdi. Yiğit'i belki ikna ederdim ama K9 köpeklerinden bile daha açık sezilere sahip olan Melek'i asla.

"Ecrin duyduk ikimiz de ne dediğini. Kartal kimi seviyormuş. Ayrıca sen bunu ne zamandır biliyorsun ve bizden saklıyorsun? Anlat kızım Anlat!"

"Melek bu bir sırdı ama. Nasıl anlatayım." Yavru köpek bakışları atsam da işe yaramamıştı.

"Bu saatten sonra sır mı kaldı kanks? Zaten söyledin." Yanlış adamlara laf anlatmaya çalışıyordum.

"Of Yiğit ya! Ben sen miyim?" dedim onun önceki vukuatlarını işaret ederek. Baktı zararlı çıkacaklar araya hemen Melek girdi.