Belki bana soracaksınız "Böyle bir ailenin içinde yaşamak zor değil mi?" Diye. Arkadaşlar inananın İki asker, iki polis, bir bilgisayar mühendisi ve bir avukat -sanırsın market listesi- arasında yaşamak ne kadar zorsa. İşte o kadar zordu... dememi b...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
22.BÖLÜM
"TOSUN PAŞA"
Şimdi size öyle bir şey anlatacağım ki gülseniz mi ağlasanız mı şaşıracaksınız.
Yiğit'le eve geldiğimizde bir anda önüme Batu çıktı. Zaten sinirli ve sabırsızdım, üstüne üstlük karşımda Batu gibi bir cıvık vardı.
"Naber Baldız?" dedi yüzüme böğürerek.
Sanırsınız bende kulak yok. Kulaksızmışım gibi bağırıyor adam.
"İyidir Batu. Senden naber demek isterdim ancak işim var. Hadi önümden çık." dediğimde olumsuz anlamda kafasını salladı.
"Kanka Melek seni çağırıyor."
"Melek az beklesin." Dedim ve öne doğru bir attım ancak Batu'yu biliyorsunuz. Kendisi yerli üretim kene olduğu için yapıştığı insanı bırakmıyordu.
"Melek bekleyemez." Ellerini her iki yana açtığında onunda Kartal'ın adamı olduğunu idrak ettim. Benim komiser benden bir şeyler saklıyordu. Artık bu kesindi.
"Yahu çekil önümden!" diye cırlayarak Batu'yu kenara ittirdiğimde önümdeki merdivenleri ikişerli üçerli çıkarak soluğu Kartalların kapısının önünde aldım.
"Kanka ben seni çok sinirli gördüm. Sen acaba sakinlesen de öyle mi içeri girsek. "Yiğit arkadan kulağıma fısıldıyordu. Haberi yoktu ki elimin tersindeydi.
"Çekil şuradan."
Zile bastığımda kapıyı Burak açmıştı. Tam ağzını açacaktı ki. "Sakın." Dedim. "Sakın tek kelime etme Burak." Önünden fişek gibi geçip içeri geçtiğimde bir anda feleğim şaştı.
Burada kaç kelle vardı acaba?
Annem, Teyzem1, Teyzem2, Teyzem3, Teyzem4... liste böyle akıp gidiyordu.
"Hoş geldin kızım." Dedi annem beni gördüğü gibi. "Ne bu nefes nefese geldin."
Arkadan Burak "Ben sana söyleyecektim..." diye fısıldadığında küçük bir öksürükle onu susturdum. Arkadaşlarını korumak için çeneleri düşmüştü paşalarımın.
"Biliyorsunuz bizim bayır biraz insanın iflahını kurutuyor...Siz hepiniz ne yapıyorsunuz burada? Gün mü var?"
"Yok be kızım ne günü?" diye atıldı Melek Teyze. "Geçmiş olsun demeye geldiler."
Kaşlarım çatılmıştı. Herkes sapasağlamken neden geçmiş olsun demeye gelsinler diye düşünürken Aysun teyze benim salak bakışlarımı algıladı.
