TENEBRİS TEORİSİ

25.2K 1.2K 927
                                    

DİPNOT:
bu kurgu, ahlaki değerleri olmayan karanlık bir kurgudur. diğer kitaplarım gibi belirli bir kalıp içinde ilerlemiyor. pis, ahlak dışı ve gri karakterleri kapsıyor. tetikleyici,
her şekilde olumsuz örnek oluşturabilecek karanlık unsurlar bulunduruyor. olası bir tetiklenme durumunda lütfen bu uyarımı dikkate alın, love yall. 🖤

ÖRS ÜÇLEMESİ 1

♪ NF, Paralyzed

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

♪ NF, Paralyzed

TENEBRİS TEORİSİ

"Sobelenmekten korkuyorsan, ebe olacaksın."

Danilo Valentin,
Cellatlar Topluluğu

Geçmiş
bir zaman,

İnsanoğlu, çıkar ve doyumsuzluğun doğurduğu zehirli sonuca günah dedi; oysa kazanma arzusuyla tutuştuğu için şeytanı cehenneme hapseden Tanrı'nın kendisi değil miydi?

Hırsın bilindik diğer adı yenilgiydi.

Savaşlar kayıpları, kayıplar barbarları, barbarlar kutuplaşmaları aşılardı. Kötülük sanıldığından çok daha uzun bir süredir aramızdaydı. Buğulu zihinlerin ardına sığınmış, küçük birer parazit şeklinde kafalarımızın içini bulamıştı. Şeytan gözlerini kısmış, maskesini takıp sızdığı kalabalıkların arasından bize bakıyordu.

Yıllardır.

Bu yüzden vicdan açlığıyla sınanan her ruh, hakikatı bulma çabasında yanlışlarından arınmak adına çaresizce Tanrı'ya yalvarır.

Oysa günahlar üzerine kurulu bir şehrin tek sahibi şeytandır.

Tenebris.

Puslu şehir bu sefer yanılsamalardan uzaktı. O gece yılın ilk karı önce dört bir yanı sıradağlarla çevrili sisli tepelerin üzerine düşse de sabaha kalmadan şehrin geri kalanının da beyazlara bürüneceği âşikardı. 30'larına merdiven dayayan sessiz adam dışarıdaki soğuğu umursamadan eski kasa Mercedes'inin camlarını araladı ve üzerindeki gömleğin yakalarını çekiştirmeye başladı. Kesik bir cızırtıyla notaları harmanlayan radyoda ağır bir melodi çalarken, içini huzursuz eden şeyin saniye saniye kanına karışan alkol mü yoksa şarkıyı acılı bir ağıt yakar gibi söyleyen sanatçının sesi mi olduğunu bilemedi.

Tek bildiği, kıyametini kendi elleriyle çizdiği ve ona adım adım ilerlediğiydi.

Arabayı dağ yoluna saptırdığında bakışları kısa bir anlığına yan koltuğun üzerinde duran mektuba kaydı. Olması gerektiği gibi sağlam bir şekilde zarfına bağlıydı ancak felâket tellalı çalmaya başladığı her saniye, genç adam kendi gölgesine bile bıçak çekebilecek kadar aklını sıyırabileceğini hissediyordu.

TENEBRİS TEORİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin