3. KARANLIK RUHLAR VE CEZBEDİCİ SUÇLAR

7.2K 970 845
                                    

TENEBRİS TEORİSİ

♪ Sam Tinnesz, Man or a Monster ft Zayde Wølf

3. KARANLIK RUHLAR VE CEZBEDİCİ SUÇLAR

"Oyunu kurallarına göre oynamayı kestiğin an kozlar ortaya çıkar. Çünkü bilirsin, bir yılan yalnızca kışkırtıldığı vakit sokar."

Danilo Valentin,
Cellatlar Topluluğu

İhanete yön veremezsin fakat düşmanını sen seçebilirsin.

Bunu Artur'a babası söylemişti, onuncu yaş gününde ve onu ebediyen Midas soyundan men etmeden yalnızca altı ay öncesinde.

Ve sen düşmanının kim olduğunu çok iyi biliyorsun, Artur, diye eklemişti sonra. Kimi ortadan kaldıracağını. Kimi zaafın yapmayacağını ya da piyonu olmayacağını.

Atlas Valentin.

İlk sırada o vardı. Hep o vardı. Doğduğu ilk anda ve bu yaşına gelmiş olmasına rağmen, benimsediği gerçekleri yüzünden başını çevirip baktığı her bir noktada.

Fakat o saniyelerde onun küçük kız kardeşinin beline sarılı ufacık ellerini ve hızı bir an bile eksilmeyen gürültülü motosikletin üzerinde onunla birlikte olmaması gerektiği bir yere gittiği gerçeği aklına yeniden oturunca, kafasının içindeki tilkilerin ilk kez bir savaştan mağlubiyetle ayrıldığını hissetti.

Bana düşmanımı benim seçebileceğimi sen öğrettin, baba, diye geçirdi içinden. Hemen ardından gözünün önüne Atlas Valentin'in yüzü geldi. İlk zamanlar avını tanımak ve zayıf noktalarını ezberlemek amacıyla onun yanına gittiği o kısacık ânları düşündü. Nefret etmesi gerektiği hâlde gün geçtikçe onun sohbetlerinden zevk alışını, sözleriyle ve varlığıyla ona sıcacık hissettirişini ve kendi sorunları haricinde bıkmadan Artur'unkileri de dinleyişini...

Fakat yıllar geçtikçe nefretin sevgiye dönüşebileceğinden ve artık istemediğim bir intikam yolculuğunda bile hâlâ başrolün ben olacağımdan hiç bahsetmedin.

Korku güçlü bir histi.

Onunla savaşmayı bilmeyen birini delirtebilirdi fakat benim karşımda hiçbir şansı yoktu. Çünkü buna bağışıklı hâle gelmiştim. Tehlike çanları çalmaya başladığı her vakit damarlarımda hissetmeye ya da en ufak bir tökezleyişte bile kafamın içini acımasızca ele geçirmesine.

Şu an olduğu gibi.

Babamın yolladığı arazi aracı bizi patika yolundan aldıktan hemen sonra yıllardır adım dahi atmadığımız o ıssız noktaya getirdiğinde bile taze bir şekilde hissediyordum korkuyu. Cellatlar'a ait o eski dağ evine. İki katlıydı. İç ve dış dizaynının tamamen siyah olması onu uzun ve gür ağaçların arasında usta bir şekilde kamufle ediyordu. Boydan boya camla kaplı duvarları ya da bastıran tipi yüzünden kara bürünen verandası...

Bazılarına göre huzur dolu bir yer olabilirdi ancak benim için bir zindandı.

"Üzerini değiş." diye homurdandı arkamdan gelen o ses. O ana kadar hâlâ işten kalan elbisemle durduğumun farkında değildim ancak bakışlarım ona dönünce ve iki dakika önce arka bahçede kırıp geldiği odunları şömineye yerleştirdiğini görünce bir kez daha bu gerçeği unutmuştum. "Yukarıda sana göre bir şeyler var."

TENEBRİS TEORİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin