Giyu kendisini her ne kadar kötü hissetsede bu duygu zamanla sersemliğe dönüşmüştü sanki. Kendini tıpkı bir sarhoş gibi hissediyordu. 'Shinobu ilacı gerçekten fazla kaçırmış.' diye düşündü içinden. Giyu zorda olsa yalpalayarak ayağa kalktı. Hem yaralarından dolayı hemde ilacın etkisiyle yürürken yalpalıyordu. Elini yüzünü yıkayıp rahatlama istediği için lavaboya gidecekti. Ama kendi odasının bulunduğu katta banyo yoktu. Bu yüzden yukarı çıkması herekiyordu.
Duvardan tutunarak küçük hareketlerle aşağıya inmeye başladı. Arada sırada başı dönsede yine bir şekilde dengesini sağlamayı başarıyordu.
Son zamanlarda yaşadıkları kendisine bir hayli ağır geliyordu. Aslında kendisi şöyle bir düşününce şu hayatta hiç bir zaman yüzü gülmemişti. Kendisi düşse ayağa kalkana kadar bi tekmede hayatın kendisinden yiyordu. Ama sabrediyordu. Sabrediyordu ki kendisinin bile gülebildiği bir zaman olsun. Sabrediyordu ki iblislerin esiri altında olan insanlar gülebilsin.
Giyu sonunda merdivelere geldiğinde yalpalayarak altı basamak çıkmayı başarmıştı. Yedinci basamağa geldiğinde, zar zor hareket eden vücudu basamaklara takıldı. Gözünü hızlıa kapattı ve geriye düşmeyi bekledi. Vücudu geriye doğru savrulurken bir anda durdu. Şaskınlıkla gözünü açan Giyu bir anlığına ne olduğunu anlamaya çalıştı. Belindeki kolu hissedince yutkunarak arkasına baktı. Arkasında sinirli bir adet Sanemi görmeyi beklemiyordu. Afallamış suratı ile tam ağzını açıcakken Sanemi önce konuştu. "Senin burada ne işin var?! Senin odanda olman gerekiyordu."
"Yüzümü yıkamak için lavaboya gidiyordum." Giyu o anda sesinin kaymasına lanet etmişti ama daha çok rezil olmadan sustu. Sanemi'nin yüzü sinirden daha da çatılırken "Benden yardım etmemi isteseydin ya. Hem sen alkol mü aldın?" diye sordu. Giyu bu soruya şaşırmıştı çünkü Sanemi gibi zeki birinin bu kadar aptal bir soru sormasını beklemiyordu. "Hay-yır sadece ilaçlarımın dozu arttı." dedi yine sesi yuvarlanmıştı.
Giyu birkaç saniye Sanemi'nin kendisini bırakmasını beklemişti ama hiçte beklediği gibi olmamıştı. Sanemi yürümeye başlayınca mecburen kendisi de yürümeye başlamıştı. Bulundukları bozisyon Giyu için o kadar rahatsızlık vericiydi ki bunu bozmak istedi. "Shinazugawa kendim yürüyeb-" Giyu cümlesini tamamlayamadan bir sonraki basamağa takıldı. İçinden kendisine söverken Sanemiye baktı. Sanemi'nin gözündeki ukala tavırı yakalayabilmişti. Sanki "he kesin öyledir." bakışı gibiydi yada Giyu hala ilacın yan etkilerine yakalanıyordu. Hangisi daha kötüydü anlamlandıramamıştı.
Sonunda banyonun önüne geldiklerinde Giyu kapıyı açtı ve içeriye girdi. Kapıyı kapatamadan Sanemide içeriye girmişti. Giyu derin bir nefes alıp ne oldu bakışı atınca Sanemi kendini açıklama gereği duymuştu, "yardım ediyim." Giyu söyleneni anlamadığından "efendim?" Dedi. Sanemi hemen ne dediğinin farkına varıp, "yüzünü yıkayacaksın ya yardım edeyim dedim." dedi. Giyu, Sanemi'nin bu halini görünce gülmemek için kendini kastı.
Giyu lavaboya eğilerek suyu açtı. Tam kendi eliyle yüzünü yıkayacakken belinde bir el hissetti. Sanemi'nin boştaki eli suya gidince avucunun içine bir miktar su aldı ve Giyu'nun yüzüne götürdü. Giyu bu durumu garipsesede pek sorgulamadı ve akışına bıraktı. Lavabodan çıkarken koridordan geçen Aoi'yle göz göze geldiler.
Aoi elindeki çarşafı yere düşürürken ağzı açık bir şekilde ikisine baktı. Hepsi birbiriyle bakışırken Giyu' nun jetonu sonradan düştü. Hem lavabodan iki kişi çıkıyorlardı hemde Sanemi Giyu'yu belinden tutuyordu. Giyu hızlıca Sanemi kendinden iterken eş zamanlı olarak yüzü kızarmıştı. "Aoi göründüğü gibi değil sadece --" Giyu devamını getirememişti çünkü ne diyeceğini bilmiyordu yaşadığı olaylar çok saçmaydı. "Ş-sey ilaç vaktim geldi gitmem lazım." diyerek hızlıca bahane uydurdu ve hemen merdivenlere yöneldi. Tam bir adım daha inecekken Sanemi onu tutup kendine döndürdü. Yüzü sırıtıyordu piçin. "Giyu sen utandın mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnızca Arkadaş? | SANEGİYU
FanficGiyu sevdiği herkesi kaybetmişti : Ablasını ve en yakın arkadaşını . Hashira olunca saygı göreceğini sanmıştı ama ne yazık ki yanılmış .Herkes giyudan nefret ediyordu o zaman yaşamanın ne önemi vardı ki . Birgün giyu Oyatoka-sama nın verdiği görev...