Giyu ve Sanemi o gece uçurumda sarılarak oturmuşlardı. İkiside sanki bu anın tadını çıkarırmış gibi aşk itiraflarından sonra hiç konuşmadılar. Sabaha doğru ise eve geri geldiler. Yatağa yattılar ve tekrar sarılarak uyudular. Ama bu defa farklıydı, birbirlerinin olduklarının bilincinde uyumuşlardı. Bu da huzurlarına huzur katmıştı.
_____________________
Giyu sabaha karşı uyandığında, uyku sersemliğiyle yanındaki boşluğu daha yeni idrak edebilmişti. Yatakta doğruldu ve etrafına bakındı Sanemi gerçektende ortalıkta yoktu. Giyu kelebek malikanesinde olduğu için Sanemi'nin kendi evine gitmiş olabileceğini düşündü.
Giyu yatağından kalktıktan sonra karnı acıktığı için depoya doğru ilerledi. Muzan'ın kaybetmesinde iblislerde etkili olduğu için yardım sever insanlar buraya çok miktarda kan bağışlamıştı. Bu sayade Giyu, Akaza, Gyutaro ve Daki açlık sıkıntısı çekmiyorlardı.
Giyu soğuk depoya ayağını atar atmaz içine bir ürperti düştü gerçekten soğuktu. Giyu ilerleyip ilerideki kan dolu torbalardan herhangi birisini elkine alıp geri odasına gitti.
Giyu hangi kanı içerse içsin kesinlikle Sanemi'ninki kadar güzel olmuyordu. Ve bunun Sanemi'nin kanının marechi olmasıyla alakası yoktu. Giyu'ya göre Sanemi'nin her şeyi güzeldi.
Kuzgun saçlı çocuk, kanını bir dikişte bitirmişti. İnsanken en çok nefret ettiği kan kokusuyken, iblis olunca bu onu hiç rahatsız etmiyordu. Giyu'nun ise en çok sinirini bozan şeylerden birisi bu durumdu.
Giyu tekrar yerinden doğrulup bu sefer lavaboya gitti. Elini, ağzını, yüzünü her yerini yıkadı ve tüm bu günlük işlerini yaparken aklından çıkaramadığı iki şey vardı; Dün gece ve Sanemi. O anlar gerçekten paha biçilemezdi. Giyu'nun kapısı çalındı ve ardından bir ses duyuldu, "Tomioka-san birisi sizi görmeye geldi şuanda odanızda bekliyor."
Giyu içinden 'burdada bir rahat yok!' diye homurdanırken cevap verdi. "Tamam Aoi geliyorum." Giyu söylenerek bir kaç dakika sonra lavabodan çıkıp odasına ilerledi.
Açık kapıdan gördüğü bedeble duraksadı. Hayal mi görüyordu acaba? Ama o ölmüştü. Giyu zihninin oyun oynamadığını umarak bir adım daha attı.
"Usta?... S-sen yaşıyorsun."
Giyu hem ağlayarak hemde hıçkırarak bunları diyebilmişti. Odanın içine bir adım daha attı ve arkasından kapıyı kapattı. "Evet Giyu yaşıyorum."
"A-ama usta Sa-Sabi seni öldürmedi-"
"Hayır Giyu, Sabito bana asla zarar verecek bir harekette bulunmadı."
Giyu duyduklarına daha fazla dayanamayarak yere dizlerinin üstüne düştü ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Tam bu sırada kapalı kapıdan birisi içeriye girdi. Giyu arkası dönük olduğu için kim olduğunu anlayamamıştı.
"Lan! Seni moruk! Giyu'ya ne yaptın?!"
Giyu duyduğu tanıdık sesle kafasını kaldırıp gelene baktı. Evet yanılmamıştı. Ve şu anda Urokodoki'nin boğazına yapışıyordu.
"Gebertirim lan seni! Sen nasıl olurda Giyu'yu ağlatmaya cüret edersin?"
Giyu bir an paniğe kapılarak ne yapacağını bilemedi. Aklı başına gelince hemen ayağa kalkıp Sanemi'nin yanına koştu. "Sanemi yapma." Sanemi sevgilisinden duyduğu sesle ilk başta ayrılmak istemesede geriye itekleyerek Urokodoki'nin yakalarını bıraktı.
"Giyu! Bu kendini beğenmiş saygısız kim?"
Urokodoki'nin sorusuyla Sanemi daha da gerildi. Giyu, Sanemi'nin kolundan tutarken aynı anda cevap verdi, "Usta... Bu rüzgar Hashirasi Sanemi Shinazugawa."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnızca Arkadaş? | SANEGİYU
Hayran KurguGiyu sevdiği herkesi kaybetmişti : Ablasını ve en yakın arkadaşını . Hashira olunca saygı göreceğini sanmıştı ama ne yazık ki yanılmış .Herkes giyudan nefret ediyordu o zaman yaşamanın ne önemi vardı ki . Birgün giyu Oyatoka-sama nın verdiği görev...