2 Gün Sonra:
Acılı bir sürecin sonunda herkes normal halini almıştı. Bundan sonraki süreçten herkes önceden mutlu mesut olular sanmıştı. Ama hiçte öyle olmamıştı. İblis olmanın bedeli unutmaksa, insan olmanında bedeli yaptığın günahları hatırlamaktı. Bu bedel vücutlara ağır gelen bir bedeldi...
Rengoki iki günün sonunda kendisinden gözle görülür derecede uzaklaşan sevdiğini arıyordu. Onu en son dört önce görmüştü. Ama Rengoku'ya yalnız kalması gerektiğini söylediğinde Rengoku oknu tek bırakmıştı.
Çok üzülüyordu. İkiside çok kötüydü...
Rengoku bu uzaklaşmanın kalbine hançer gibi saplanma etkisiyle adeta nefesi kesiliyordu. Akaza'nın ise geçmişte yaşadıklarının ağırlığıyla birlikte birde buna öldürdüğü yüzlerce masum insan eklenmişti.
Rengoku, "Akaza'yı gördünmü Shinazugawa?" diye sordu koridorda şans eseri karşılaştığı Sanemi'ye. Sanemi bir süre daha düşündükten sonra cevap verdi. "Sanırım onu Giyu az önce görmüş. Çatıya çıkmıştı."
Rengoku küçük kafa hareketleriyle teşekkür ettikten sonra hızla çatıya yöneldi. Merdivenleri hızla çıktıktan sonra çatıya çıkan üst kapıya açtı. Akşam ayazı suratına vururken, kiremitlerde oturan Akaza'yı gördü. Sırtı kendisine dönüktü.
Rengoku vücunu tamamen çatıya çıkardıktan sonra Akaza'ya yaklaştı. Akaza sesleri duymasına rağmen ona bakmamıştı bile. Bu boğazında bir yumru oluştururken ilerleyip yanına oturdu. "İyi misin?"
Akaza soruya cevap vermedi yalnızca kafasını salladı. Hâlâ kendisine bakmıyordu. Artık Rengoku bile ne diyeceğini bilmiyordu.
İkiside karşıya bakarken duydukları patlama sesleri sesliklerinde bomba etkisi yaratmıştı.
Bulundukları yerin biraz ilerisinde havai fişek patlıyor. Akaza bunlara bakarken burukça gülümsedi. "Sever misin?"
"Efendim?" dedi Rengoku anlamaya bir ses tonuyla.
"Havai fişekleri... sever misin?"
"Evet severim." 'senin kadar olmasada' diye geçirdi içinden.
"O da" Akaza'nın gözlerinde gelen yaşlarıyla, kelimelerini duraksatıp devam etti. "O da çok severdi..." derin bir nefes çekti. "...bende onu çok severdim."
Akaza fısıltıyla söylemiş olmasına rağmen Rengoku duymuştu. Akaza'nın sözleriyle içi parçlanıyordu. Şu anda sevdiği ona kendi sevdiğini anlatıyordu. İkisi bir kaç gün önce flörtleşirken şimdi bulundukları hâle lanet okudu Rengoku.
Acısı kendisine fazla geldiği için kendisininde gözünden bir kaç damla yaş gelmişti.
"Babamı da severdim. Ustamıda... Sevdiğim herkes öldü, kendisini öldürdü ya da benim peşimdeki pislikler onları canice öldürdü. Ve ben... Ben onlarca yıl bunu hatırlamadan bir ucubenin gözüne girmek için..." Akaza'nın ağzından bir hıçkırık kaçmıştı. "...O bok çuvalına yaranmak için onlarca insanı katlettim. Keşke... Keşke o günkü savaşta ölseydim."
Akaza'nın dile getirdiği gerçekler suratına bir kez daha çarparken eliyle göz yaşlarını sildi. Rengoku'da sevdiğinin haline dünyaları yakıcak haldeydi şuanda.
"Kyojuro..."
"... Senden bir şey istesem... Yapar mısın? Benim için."
"Yapabileceğim bir şeyse tabiki."
"Katananı alabilir miyim?"
Rengoku'nun şoktan gözleri açıldı. Ne yapmaya çalışıyordu bu manyak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnızca Arkadaş? | SANEGİYU
FanfictionGiyu sevdiği herkesi kaybetmişti : Ablasını ve en yakın arkadaşını . Hashira olunca saygı göreceğini sanmıştı ama ne yazık ki yanılmış .Herkes giyudan nefret ediyordu o zaman yaşamanın ne önemi vardı ki . Birgün giyu Oyatoka-sama nın verdiği görev...