Herkes gideli baya olmuştu. Aslında Reo için bu 6 ay veya 1 yıl falan sürmüştü. Neyse ki arkadaşları ve değerli Nagi'si yakın bir zamanda geri gelmişlerdi. Sae'ler 1 ay kalmıştı fakat Rin erken dönmüştü. Alex'ler dünya turu yaptığından arada ziyarete gelebiliyorlardı ama Reo'yu her zaman arayıp nasıl olduğunu soruyordu ve bu Reo'yu mutlu hissettiriyordu. Nagi'de 2 hafta sonra dönmüştü ve Reo onu görmek için sabırsızlanıyordu. Nagi döndüğü an Reo onu mesajlara boğdu ama Nagi ya görüldü atıyordu ya da geçiştirme amaçlı kısa ve soğuk cevaplar yazıp duruyordu. Bu Reo'nun kalbini kırıyordu ama sevmeyi bırakamıyordu. Rinle buluştukları zamanlarda Reo durumu Rin'e anlattığında Rin her zaman Nagi'ye sövüp duruyordu. Nagi'ye mesaj atmasının ve aramasının tek sebebi ona 7 sülale sövmesi olabilir. Reo bu duruma hep gülüyordu. Gerçekten Rin'le arkadaş olduğu için şanslı hissediyordu. Onu gerçekten önemseyen bir arkadaşı olduğu için mutluydu. Tüm günü beraber geçiriyorlardı, tabii arada sıkılıyorlardı ama bunu bir şekilde eğlenceye çevirebiliyorlardı. Reo telefonundan saatte bakmıştı ve geç olduğunu görünce Rin'e veda edip kendi evine doğru yürümeye başladı. Evinin yakınındaki ara sokaktan hep ürkmüştü ve oradan ürkütücü sesler duyması onu daha da ürkütüyordu. İnsanların dediklerine göre o ara sokaktan geçen herkes sonraki gün ölü bulunurmuş. Reo normalde insanların bu tarz dediği şeyleri umursamazdı fakat son günlerdir bu ölüm olayları arttığından umursamaya başlamıştı. Birisi her gün o sokaktan kimlerin geçtiğini izleyip, ertesi gün o kişiyi öldürüp duruyor. Reo bu kişinin kim olduğunu hem merak ediyordu hem de etmiyordu. Düşüncelerinden kurtulup yürümeye devam eder. Yalnız gece yürüyüşlerinde genelde yere bakarak yürür ve bu seferde öyle yürüyordu. Yerde yansayan gölgesine bakarken arkada da bir gölge olduğunu fark etti ve aniden arkasını döndü ve gördüğü şey ise hiçbir şeydi. Reo ne olduğunu anlamamıştı ve bunu da düşünmeden yürümeye devam etti. Yere bakarak yürümeye devam ediyordu ve yine o gölgeyi gördü. Arkasını tekrar döndüğünde tekrar boş bir sokakla karşılaştı. Reo neler olduğunu anlayamıyordu, herhalde yorgun düşmüştü ve olmayan şeyler görüp duruyordu. Bi an önce eve gidip uyumak istiyordu. Tekrardan yürüyordu ve birden heryer kararmıştı. Ayaklarını yerde hissedemiyordu ve nefeste alamıyordu. Tepiniyordu ama hiçbir şey değişmiyordu. Neyin içinde olduğunu bile bilmiyordu. Çığlık atmak istiyordu ama bunu dışarıya yansıtamıyordu. Arabanın çalışma sesi ile kendine gelmişti ve o an anladı kaçırıldığını. Büyük ihtimalle yere baktığı zamanki arkadan gelen o gölge onu kaçırmıştı. O gölgenin kime ait olduğunu gerçekten merak ediyordu, aynı zamanda da korkuyordu. Maskeli çocuk, Reo'yu çuvaldan çıkarır. Reo ona bakar, maskeli çocukta ona. Aralarında sadece uzun ve sessiz bir bakışma olur, ardından Reo bu sessizliği bozar.
Reo: Beni neden kaçırdın? Benden ne istiyorsun?
M.Ç: Onu söyleyemiyoruz maalesef..
Reo: Dostum dalga mı geçiyorsun?!
M.Ç: Belki.
Reo: Tch..
M.Ç: Ama merak etme.. amacım sana zarar vermek değil.
Reo: O zaman amacın ne?
M.Ç: Bunu yakında öğreneceksin, Reo.
Reo: Adımı nerden biliyorsun..?Maskeli çocuk bu soruya sessizlik ile cevap verir. Maske, çocuğun tüm yüzünü kaplayan maskelerden olduğundan Reo onun kim olduğunu anlayamıyordu. Ama kesinlikle tanıştıklarından edindi. Gene bir sessizlik oluşur. Bu sefer bu sessizliği maskeli çocuk bozar.
M.Ç: Senin hayranınım. Sana deli oluyorum, Reo. O maskeli balo gecesi..
Ardından çocuk yine sessizliğe bürünür. Reo neler olduğunu anlayamıyordu. Tüm bu yaşadığı şeyler.. ona çok ani ve karmaşık geliyordu. Şu anda tek istediği dinlenmek ve uyumaktı. Araba yolculuğu uzundu ve Reo çoktan uyuyakalmıştı. Maskeli çocuğun köşküne vardıklarında, çocuk birkaç kez Reo'yu uyandırmayı denedi. Tabii Reo uyumaya devam etti, çünkü aşırı yorgun hissediyordu. Maskeli çocuk onu kucağına alır ve kendi odasına götürüp, yatağına yatırır. Ardından lavaboya gidip üstünü değiştirir. Maalesef kimliği açığa çıkmasın diye maskesini çıkarmaz. Reo'nun yanına geri gider ve onun yanına yatıp sarılır. Reo'nun saçlarıyla oynayarak uykuya dalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"a melody that warms my heart"
RandomSorunları olan mor irisli genç ve sesiyle onun kalbini çalan gri irisli genç Mor irisli genç gerçekten gri irisli gence aşık mıydı? Yoksa onun sesine hayranlık mı duyuyordu? Bunun cevabından henüz emin değildi ama kendisini aşık sandığından, aşık ol...