14.Bölüm - Asıl

1.4K 114 5
                                    

Ahves

Aldığım nefesler soluk borumu tıkıyor gibiydi. Dünyayı küle verebilecek kadar sinirli hissediyordum. Bir aslanı kafese kapatırsanız yırtıcılığıyla demirleri parçalamaya çalışır. Kafese kapatılmış aslan kadar yırtıcı hissediyordum. Ellerimi saçımdan geçirirken kapının tıklatılmasıyla gözlerimi kıstım. 'Gel.'

İçeri giren Emir'in suratından düşen bin parça ifadesi gözümden kaçmamıştı. Sandalyede geriye yaslanarak sigara paketine uzandım. Emir kapıyı yavaşça kapatırken sanki kopacak kıyameti benim gibi hissediyormuş gibi benimle göz teması kurmuyordu.

Yürümesini sabırla bekleyerek paketimden çıkardığım sigaranın ucunu ateşledim. Çocukluğumu, gençliğimi ateşe verdikleri gibi ben de sigaralarımı ateşe veriyordum. Emir pakete uzanırken daha fazla sabredemeyeceğimi düşünmüş olacak ki sözlerini serbest bıraktı.

'Abi,' dedi ve sigarasını ateşleyerek bedenini koltuğa bıraktı. 'Kara aradı. Ölüm zamanına döndüğümüz zaman terörle bağlantısını kuramıyor. Acaba-'

'Sakın bana siktiğimin saçmalığından bahsetme.' diyerek masaya inen yumruğum Emir'i bölmüştü. 'Hangi asker evini korumasız bırakır lan?'

Emir bakışlarını benden alırken sigarasından nefes çekti. Öfkeme bulaşmak istemiyordu. 'Bak, Kara'nın bulamayacağı sik yok biliyorsun.' Bakışları bana döndü. Kara bizim aramızda seslendiğimiz bir lakaptı. 'Kara diyor ki aldatma doğru, cinayet belli değil.'

'Bu cinayet zaten kesinleşemez ki, üstünden yıllar geçti.' dedim ve sigaramı söndürdüm. 'Kara o gece ne olduğunu bulacak, bulmak zorunda. Onda bir ömür alacağım var ve o, bunu bana borçlu.'

Emir sıkıntıyla derin bir nefes aldı. 'Bulmaya çalışıyor ama zor, sen de biliyorsun.'

'Başlangıçta zorluğu biliyordu ama benimle bir anlaşma yaptı.'

'Sen anlaşmanın sana düşen kısmını yerine getirdin.' derken Emir bakışlarında senelerdir beraber geçirdiğimiz gecelere şahit olmanın ağırlığını taşıyordu. 'Sıra Kara'da.'

'Aynen öyle Emir, sıra Kara'da.'

'Alin'e anlattın değil mi?'

'Dürüstlük,' dediğimde sesim boğuklaşmıştı. 'en önemlisi.'

'Bir insanı öldürdüğün zaman bunu dürüstçe yapmış olman önemli olmaz.' dedi Emir bana bakarken.

'En azından onu aptal yerine koymadım, kandırmadım.' dedim tıslayarak.

'Bilerek kıza zarar verecek bir adam değilsin ama senin yaratılışında var bu öfkenin verdiği hasar.'

'Emir.' derken artık iyice sinirlendiğimi belli ediyordu ses tonum. 'Yeterli.'

Tamam dercesine ellerini kaldırdı. 'Bir kahve söyleyiver de içelim.' dedi ve maskeli Emir'in kimliğine büründüğünü gösterdi.

Elimi masanın ucundaki telefona uzatarak sekretere iki sade kahve siparişi verdikten sonra yakın zamandaki otomobil ihalelerini konuşmaya başladık.

'Çanakkale'de var iki gün sonra.' dedi ve elindeki dosyayı uzattı. Kahvemden yudum alarak sıcak içeceğin boğazımdan geçişini hissettim. 'İki gün sonra Alin'i de alıp gidebilirim.'

'İki-üç saat sürecek bir ihale, kalacak mısın?'

'Gitmişken kalırım. Diğer ihale ne zaman?'

HURDAHAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin