Bismillah, yine güzel bölüm yazmışım. Bol bol yorum yapmayı unutmuyoruz. Keyifli okumalar.
Tüm keyfim yerle bir olurken içeriye sert adımlarla yürümeye başladım. Hatta o kadar sert yürüyordum ki topuklu ayakkabının topuğu her an kırılabilirmiş gibi gelmişti.
İçeriye girdiğim an odadaki mumlar eğilirken iki adamın yüzündeki şaşkınlıkla karışık mahcubiyet onların da hemen karşımda eğilmesini sağladı.
"Lanetin bozulup bozulmadığını nasıl anlıyorsunuz?"
Başlarını kaldırıp yüzüme bakarken Archie derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
"Kraliyet saraylarının en altlarında kraliyetin sihirli maketi bulunur. Böylece kraliyet topraklarını rahatça izleyebilir ve kraliyet maketi kahverengi şeffaf bir büyü gücü tarafından örtülü. Bu lanetinin halen geçerli olduğunu gösteriyor."
Sağ elim istemsizce yumruk haline gelirken "Nasıl olur? Bunca yıl nasıl bozulmaz?" diye kendi kendime konuşur tonda sordum.
"Kraliçem aslında lanetler basit büyüler değildir, eğer doğru ve güçlü bir şekilde yapılırsa muhakkak gerçek olur ve Toprak halkının neredeyse tüm büyücüleri aynı lanet için birleşip Ateş halkının soyunu kurutmayı amaçladı. Kolayca bundan krallığımızın kurtulması mümkün değildi zaten."
Derin bir nefes alıp gözlerimi kısa bir ara kapattım.
Kraliyet soyu kurusa bile bu halk yaşamalıydı, böylece bitmemeliydi.
"Nasıl bozabiliriz?" diye sordum usulca gözlerimi açarken.
"Tüm büyücüleri öldürmek bir çözüm fakat bu savaş demek çünkü Toprak halkının neredeyse hepsi bu lanetin içinde."
"Başka bir çözüm yok mu?"
Şuan savaş yapacak gücümüz yoktu, bu bariz bir şekilde ortadaydı.
"Sanırım yok Kraliçem fakat İvan ve ben iyice araştıracağız, bundan emin olabilirsiniz."
Beynimdeki zarlar sallanıyordu.
"Lanetin üstümüzde olduğunu diğer krallıklar görebilir mi?"
"Lanetin geçerli olup olmadığını anlamak için kutsal bir oda hazırlatılır yani o oda halen duruyorsa içeri giren herkes lanetin geçerli olduğunu görebilir."
Zarlar ses çıkararak yere düştüğünde ben de yeni oyunuma hazırlanıyordum.
"Taç giyme törenini bir an önce halletmeliyiz, gerekirse iki gün içinde hızlıca bitmeli ve benim o odayı bulup yok etmem lazım."
Anlamsız bakışlar, bunlara alışmıştım.
"Diğer krallıklar soyumuzun kuruduğunu bilmemeli. Daha da güçsüz görünmektense laneti bozana kadar yalan söylemek daha iyi olacaktır."
Laneti bozmak, savaş çıkarmak...
Savaştan çıkmış olan halkımı uyandırıp yeni bir savaşa sürüklemek çok aptalcaydı, kahretsin ne yapacağım?
"Krallığı toparlamak uzun sürmemeli. Evler, savaşın izleri, harabeler her şeyi düzeltmeliyim."
Düşünecek çok şey vardı, beynim yerinden çıkacaktı şimdi.
"Merak etmeyin kraliçem, krallığı toparlamaya başladık bile. Taht töreniniz ise siz ne zaman derseniz o zaman olacak."
"Bu lanetin odası mı kutsal oda mı neyse, onu nerede bulabilirim?"
Aklım halen oradaydı, gidip önce onu halletmeliydim. Toprak Krallığı'nın kraliyet soyu kurumuştu, odanın yerini bilen kişi az olmalıydı ki Owen'ın ölümünü atlatamayan halkın pek de bu durumu düşüneceğini sanmıyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/338347782-288-k240959.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennem Ateşinin Varisi
Fantasía"Kızımız halkımızı uyandıracak." Kaderi daha doğmadan belirlenen kız, cehennem ateşinin efendisi... "Hakkın olan okula gel." Ne yazık sadece hakkım olan okul mu bununla mı yetinecektim? İntikamım onu kim alacaktı? "Kayıp krallığın kızı, lanetli kra...