Keyifli okumalar, bol bol yorumlar (:
Yazarın Anlatımıyla
Genç kraliçe tekrardan kendi odasına döndüğünde bu sefer aynaya bile bakmadan kıyafet dolabına yöneldi. Dolabının kapağını iki yana açtığında onlarca kabarık ve güzel elbise içinden en başta askıda duran beyaz elbiseyi eline aldı. Derin bir nefes alıp beyaz elbiseyi uzun uzun süzdü. Ölüler beyaz giyer diye düşündü ve hemen sonra bunu duymaya ihtiyacı varmış gibi kendi kendine mırıldandı.
"Ölüler beyaz giyer."
Yüzüne hüzün akan bir gülümseme yerleştirdiğinde bedenin acısını unutmuştu çoktan oysa şuan çektiği acı bir insanı çoktan öldürebilecek düzeydeydi ama onun acısı bedeninde değildi ki canının yandığını dile getirsin.
Üstündeki elbiseyi çıkarıp beyaz elbiseyi giydiğinde yamuk kestiği kızıl saçlarını arkasına attı. Ateş Krallığı'nın, kendi krallığının askerleri ile konuşacaktı. Onlara kendi kraliçelerine kılıç doğrultmaları gerektiğini söyleyecekti. Yine aynaya bakmadan kapıya yönelip kapının kulpunu kavradı. Arkasına son kez bakıp odasını süzdü. Burası onun odasıydı, tam anlamıyla burası onundu. Rex'in o ölünce bu odaya gireceğine emindi ama içinde bir burukluk oluştu. O ölünce buradaki eşyalarını ne yapacaklarını düşündü, belki de atarlardı.
Ağlamamak için kendini sıkmaktan başına inanılmaz bir ağrı saplanmıştı ve her saniye büyüyordu.
"Gülümse Perla," diye mırıldandı kapıya tekrardan dönerken.
"Gülümse senin ağlamaya hakkın yok."
Başını dikleştirip ağrıyan bedenine inat kapıyı açıp dışarı adımladı.
Her adımında "Bitti," diyordu içinden.
Onun için her şeyi bitiren Rex'e söylediği yalandı. Rex'in ona olan duygusuz bakışları onu asıl bitiren şeydi ama o bugün kalbinin atışını da bitirecekti.
Ya onu kendimle birlikte öldüremezsem düşüncesi onun içindeki asıl kuşkuyken biliyordu ki bugün kim ölürse ölsün Dilek Hançer'i ile dilenen dilek Rory'nin geri gelmemesi üzerine olacaktı.
Akademinin merdivenlerini yavaş yavaş iniyordu genç kraliçe. Ortak solonun kapalı kapısına kısa bir bakış attığında üstündeki ağırlık arttı. O da farkındaydı ki Rory tırnaklarını yavaş yavaş onun boğazına geçiriyor en güçsüz anda bedenini ele geçirmek için saatleri sayıyordu.
Daha fazla kapalı kapıya bakmayıp akademinin geniş çıkış kapısına yöneldi ki kapının yanında bitkin ve dağılmış saçları ile en yakın arkadaşını gördü. Gözleri günlerdi uyumuyor gibi kıpkırmızı olan Rüzgar varisi kapıya yaslanmış beyaz elbisesi içindeki arkadaşına bakıyordu.
Aslında ikisinin de konuşacak gücü yoktu. İkisi de sadece gözlerine bakarak birçok şeyi anlıyordu.
Sarı saçlarıyla Rüzgar Krallığı'ndan olduğunu haykıran varis yaslandığı kapıdan doğrulacak gücü kendinde bulamıyordu. Bugün onunla çıkarları için arkadaş olmayan tek kişinin de öleceğini bilmek ona ağır geliyordu. Sertçe yutkunduğunda onunla konuşmasının temel sebebinin de aslında çıkar için olduğunu hatırladı.
Kızıl saçlı güzel kraliçe zorlukla arkadaşına gülümsediğinde onu mutsuz hatırlamamasını diliyordu.
"Hektor," dedi puslu ve kesik kesik çıkan sesiyle ama bunu pek de umursamayarak ona yaklaştı.
Ne demesi gerektiğini bilmese de kurumuş dudaklarını yalayıp başını sağ omzuna yatırdı.
"Senden bir şey isteyebilir miyim?" dedi hemen sonra.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennem Ateşinin Varisi
Fantastik"Kızımız halkımızı uyandıracak." Kaderi daha doğmadan belirlenen kız, cehennem ateşinin efendisi... "Hakkın olan okula gel." Ne yazık sadece hakkım olan okul mu bununla mı yetinecektim? İntikamım onu kim alacaktı? "Kayıp krallığın kızı, lanetli kra...