İyi okumalar.
...
BİR İNSANIN SOKAKLARI
OLMAK MI?"Eğer evden dışarı çıkarsan birde üstüne üstlük oyun oynarsan ve baban seni yakalarsa olacakları biliyorsun değil mi?" Ayak ucuma bakarken sessizce kafamı aşağı yukarı salladım. "Bir şey sorduğumda ve cevap verdiğinde ya da herhangi bir konuda konuştuğunda," Bekledi ve devam etti. "Yüzüme bakarak konuş diye sana kaç kez uyarı yaptım?" Bakışlarımı ayak ucumdan annemin yüzüne çevirdim.
"Ama anne sen o uyarıları yaparken yüzüme bakmıyordun, bende sen kızma diye yaptığını yapıyorum." Surat ifadesi anlık duraksamıştı.
"Her yaptığımı yapıyorsan, git babanın altına da yat o zaman." Kafasını iki yana salladı ve güldü.
Babam ile uyumam kötü bir şey değildi ki, ablam babamın kucağında uyuya kalıyordu bir şey olmuyordu. "Babamla yatmam kötü bir şey değil ki." Ağzımdan çıkan cümle ile annem kaşlarını çattı, korku ile geriye doğru adımladım. "Seni mahvederim!" Annem, elini boğazıma doladı ve sıkmaya başladı. "O benim kocam, beni becerecek seni değil!" Nefes alamıyordum, ellerim ile ellerini engellemeye çalışıyordum. "Küçük orospu!" Bayılmak üzereydim, gözlerim kapanmaya başlamıştı.
"Anne ben hazırım, gidelim." Tam arkadan gelen ablamın sesini boğuk bir şekilde duyuyordum. Ablamın sesini duyduğu an boğazıma sardığı ellerini serbest bıraktı. Bıraktığı an ise yere yığıldım, deli gibi öksürüyordum. Boğulacağımı hissediyordum, boğazlarım acıyordu.
"Tamam güzel kızım, dış kapıyı açar mısın?"
Öksürüğümün sesi yüzünden konuşulanları zor duyuyordum. Kolumdan çekilmem ile neye uğradığımı şaşırdım. "Kapının önünde oyun oynayacaksın ve baban seni öyle görünce cezanı kesecek!" Çekiştirerek dış kapıya getirdi. Konuşmak istiyordum ama öksürüğüm durmuyordu. Annem beni çekiştirerek merdivenlerden hızlı hızlı iniyordu, ayağım takıldı ve tam merdivenin ortasında düştüm. "Yürü!" Annemin bağırması ile ayağa kalkmaya çalışmıştım ama başaramamıştım. Sabrı taşmış gibi nefes verdi, düştüğüm merdivende öylece duruyordum.
Bir üst basamağımdaki merdivene çıktı. "Madem inmiyorsun, ben indireyim." Bir ayağını sırtıma koydu ve sertçe ittirdi. Merdivenlerden yuvarlanmaya başlamıştım, öksürürken duvarlara tutunmaya çalışıyordum yavaşlamak için. Gram yavaşlayamamıştım ve sertçe zemine çakıldım.
Düşmenin etkisi ile canımın acısını anlayamadan, kolumdan çekiştirilmeye tekrar başlandığında artık tepki veremiyordum. Binanın kapısından beni sertçe sokağa fırlattı. Yüz üstü yere düşmüştüm, öksürüğüm kesilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARAZİT
ActionO an anlamıştım; biz iki ölü bedendik, iki iskelettik. Bizim organlarımız yoktu, bizim çürümüş kalbimiz ve ruhumuz vardı. Çürümüş kalplerimiz, ayrı olunca siyah görünüyordu. Yan yana olunca, kırmızı rengini alıyordu. Onun eli kalbimdeydi. Hayır, ruh...