SEVİLMEYENLERİN YUVASI

18 4 0
                                    

Şu an burayı yazarken darmaduman bir haldeyim. Ağlamak için ufak nedenler yeter ya bazen, misal sevdiğin biri ölür ağlamazsın ama düştüğün için ağlarsın. Son zamanlarda böyleyim, küçük nedenler yüzünden bok gibi geceler geçiriyorum. Bu hikayedeki Devin, aslında benim psikolojimi anlatıyor. Ben Devin de kendimi görüyorum. Yaşadıklarımız aynı değil belki ama hissettiklerimizin hiç bir farkı yok.

Anksiyete, sinirden göz dolmaları, bulduğun cevabı hocaya söylemeye çekinmek, parmaklarını kemirmek, gerilince ayak parmaklarını içe doğru büküp tırnaklarını avuç içine geçirmek.

Annen ve baban gülseler bile kavga ettiklerini sanıp sıkışan kalp. Mutfak masasında ağlayan anneni teselli edememek, anneni aldatan bir babayla aynı evde yaşamak zorunda olmak.

Bu benim hayatımdı işte. Ben buydum, bu kadardım.

Siz bu kadar olmayın, umarım hepinizin geleceği mükemmel olur.

Bu bölüm intihara bir adım yakın, mutluluğa ise on adım uzakken yazılmıştır.

İyi okumalar, umarım seversiniz.

...

SEVİLMEYENLERİN YUVASI

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

SEVİLMEYENLERİN YUVASI

Bir babanın çocukları için yapabileceği en önemli şey,
annelerini sevmektir.

Gidene mi zor? Kalana mı? Bu soruya çoğunluk kalana zor der, ama bence gidene zordu. Gidiyordum, üzgündüm. Gidiyordum, arkamda kalanlar ise üzgün değildi.

İşim kalmamıştı, dostum kalmamıştı. Neyim kalmıştı? Hastaneden çıktığımda her şeyimi kaybetmiş olacaktım, peki ne kazanacaktım? Ya da kazanacak mıydım?

Hayat hiç bir zaman bana mükemmel şeyler sunmadı, hep eksiktim. Küçükken annem ve babam eksikti. Büyüdüm dostlarım eksik. Ama en önemlisi, benim hayatımda mutluluk eksik. O kadar uzaklaşmıştım ki mutluluk duygusundan, hatırlamaya çalışıyordum nasıl hissettirdiğini.

Tanımadığım, bilmediğim, görmediğim bir insanın tek notu ile söylediği hastanede yatacaktım. Ben ne yapıyordum? Ben cidden ne yapıyordum?
Ben iyi değildim evet. Ama. Bu kadarda kötüde değildim. Yoksa kötü müydüm?

Başkan'ın ayarladığı araba ile hastaneye doğru yola çıkmıştık. Arabada sadece ben ve Başkan'ın şoförü vardı. Konuşmaya başladığında düşüncelerimi sonraya saklayıp onu dinledim.

"Devin Bercis, Başkan'ın emirleri üzerine sana kuralları sayacağım." Sıkıntıyla ofladım, birde okul gibi kurallar mı vardı?

"Hastane bahçesi hariç dışarı çıkman kesinlikle yasak!" Bakarız.

PARAZİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin