Asaf'tan
Özün'ün kafeden çıkması ile Enes konuşmaya başladı.
"Ne oldu ki şimdi iyi anlaşmıştık oysa." Dedi.
Bende birden gitmesini çözememiştim. Aslında bugün çok iyi gözükmüyordu, göz altları çökmüştü ve cok dalgındı.
"Şimdi Özün İslam dinin verdiği emirleri yerine getirmeyi her zaman ister. Burda kalmasıda dini açıdan çok uygun değildi. Hatta sizinle konuşup bu sürprizi planlamasına bile şaşırmıştım." Dedi Buğlem
"Anlamadım." Dedi Enes
"Yani bu konuyu size bende düzgün anlatamıyacağım çünkü yanlış bir şey anlatırım diye korkuyorum. Siz en iyi Kuran'ı Kerim deki nur suresi 30-31. Ayetleri tefsiriyle birlikte okuyun." Dedi
"Tamam biz Enes ile bakarız." Dedim
ve ekledim "O zaman bizde gidelim eve artık."Enes lafa atlayıp "Asafım ya size gelsem olur mu biraz Playstation oynarız." Dedi
"Tamam." Dedim kapıya yönelerek ve arabaya atladık.
Yol boyunca Enes'in saçma sapan soğuk espirilerini dinledim ve en son evin önünde arabayı durdurup park ettim.
Arabadan inince karşı eve gözüm takıldı ve gördüğüm görüntüyle içimde bir burukluk oldu. Çünkü Özün ve onun yaşlarına yakın bir çocuğun sarıldığını gördüm. Özün'ün yüzünde ise hiç silinmeyecekmiş gibi bir gülümseme vardı aynı zamanda karşısındaki çocuğunda öyle...
Nedense birbirlerine sıkıca sarıldıklarını gördüğüm an kalbim bin parçaya ayrılmış gibi hissettim."Oğlum bu ne ya?" Dedi Enes şaşkınca
"Ne bileyim oğlum." Dedim sinirle ve önüme gelen çöp tenekesine birden tekme attım.
"Ne yapıyorsun Asaf?" Dedi Enes korkuyla
Bende ne yaptığımı bilmiyordum ki.
Hızlı adımlarla eve doğru koşarak girdim adeta"Oğlum bekle ne oluyor?" Dedi Enes peşimden koşarak.
"Enes sonraki sefere oynarız olur mu? Şuan hiç havamda değilim." Dedim
"Tamam önemli değil sonra oynarız da sen iyisin değil mi?" Dedi telaşla
"İyiyim hadi iyi geceler." Deyip kapıyı kapattım.
Odama çıkıp yatağımda oturdum. Neden birden böyle yükseldiğimi anlayamadım. Kulaklıklarımı takarak sakinleşmeye çalıştım. Kulağımda çalan Uzak Mesafe'nin güneş oldun tenime şarkısıyla gözlerimi kapattım.
Sabah telefonumun çalmasıyla gözlerimi araladım. Kimin aradığına bakmadan açıp kulağıma koydum.
"Alo." Dedim uykulu sesimle
"Asaf hadi kalk seni uykucu bugün şu maç işini halledelim." Dedi Enes benim sesimin tam zıttı çok gür çıkıyordu sesi.
"Tamam, babama söyleyeceğim arabayı alırım sizde benim eve gelirsiniz." Dedim
ve telefonu kapattım. Yatakta doğrulup esnemeye başladım. Elimi yüzümü yıkayıp, lacivert eşofman altımı üstünde beyaz bir tişört giyip asağıya indim.
Kahvaltı yaptıktan sonra babamdan izin aldım.Bahçeye çıkınca Enes ile karşılaştım arabanın önünde oturmuştu, telefonuna bakıyordu.
Yanına yaklaştığımda kafasını kaldırıp bana baktı.
"Nasılsın bugün." Diye soru sordu. Büyük ihtimalle dün ki yaşananlardan dolayı soruyordu çünkü Enes her şeyi komikliğe vuran biriydi bu kadar ciddi bir şekilde konuşmazdı. Tabi ki iyiydim neden kötü olucaktım ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen duydun mu sustuklarımı? |Yarı texting|
Teen FictionSustu genç kız her zaman ki gibi. Anlamsızdı onun için konuşmak hatta gülmek bile... Şimdi karşısında koca İzmir'in manzarasına bakarken içi huzur bulmuştu farkında değildi ama bu sefer ki İzmir'e gelişi hayatını değiştirecekti. ❗ Kitap yarı texting...