Özün'den
Yıllar önce, yaşadığım en kötü duyguyu sanki tekrardan yaşıyormuş gibiyim. Birini kaybetmek, bana göre en kötü şey. Aslında yıllar önce sorsalardı en kötü şeyin İzmir'den ayrılmak olduğunu söylerdim.
Nazlı'nın hayatımızdan çıktıktan sonra daha da olgunlaştığımı hissediyorum. Bazı acılar hayat tecrübesi getirdiğinin en iyi kanıttı.
Aslında o zaman bu kadar acımasının sebebi isyandı. Allah'a isyan kabul edilebilir gibi değil. Allah verdiği canı geri almıştı ve bu neyin isyanıydı?
Şimdi dedemin hastahaneye kaldırıldığını duyduğumdan beri, gözümün yaşı hiç geçmedi.
Beratla İzmir'e gelen ilk uçakla gelmiştim çocukluğuma...
Aradan beş yıl geçmişti, gelmiyeli...
Şuan düşünüyorum da nasıl beş yıl dayanmışım.Dedemin kaldığı hastahanenin ismini verip, taksiyle gidiyorduk. Berat ise şuan aşırı ciddi bir şekilde duruyordu. Arada çenesini sıkıyordu. Bu, onun gergin olduğunda yaptığı şeylerden biriydi.
"Berat iyi misin?" dedim
Onun gergin durması, beni de geriyordu.
"Dedemi görsem iyi olacağım."
Bende aynı durumdaydım. Dedemi şuan sapa sağlam görmek için nelerimi vermezdim.
Taksinin durması ile tutan parayı ödeyip, hastahaneye girdik.
Kalbimin hızlı atması ve göz yaşlarımın da bir an olsun durmaması artık sinirimi bozuyordu.Danışmanın yanına gelince Berat konuştu.
"Yusuf Turan'ın kaldığı odayı bize söyleyebilir misiniz?"
"Tabi, ikinci kat yirmi altı numara" demesi ile koşarak ikinci kata çıktık.
Katta kimsenin olmaması tuhafıma gitmişti. Dedemin kaldığı odanın yanında da kimse yoktu.
"Özün sen burada otur. Ben anneannemin nerede olduğuna bakacağım."
Kafamı olumlu anlamda salladım ve başımı ellerimin arasına alarak oturdum.
Görüş alanıma bir çift ayakkabı girince kafamı kaldırıp gelene baktım. Karşımda gördüğüm kişi ile hemen ayağa kalkarak gözümden düşen yaşı sildim.
Asaf elinde olan peçeteyi bana uzatarak konuştu.
"Yusuf dede iyi, doktorla konuştum sadece biraz dinlenmesi gerek" dedi.
Peki ben şuan neden hiç İzmir'den gitmemiş gibi hissediyorum. Asaf karşımda beş yıl önceki gibi duruyordu. Hiç değişmemiş sadece bıraktığı sakalları vardı.
Hâlâ yüzüne bakarken, elinden peçeteyi aldım ve geri oturdum.
Beratta hızlı hızlı yanımıza geliyordu.
"Sağ ol Asaf, sen getirmişsin dedemi buraya"
"Ne demek Berat." dedi ve ekledi "Hatice Sultan da buradaydı. Eve götürmek için çok ısrar ettim, kabul etmedi. Şuan da mescide gitti."
"Doktor nerede? Girebiliyor muyuz içeri?"
"Daha demin sorduğumda girebilirsiniz dedi"
Hemen ayağa kalkıp, odaya girdim. Dedem yatağında oturmuş oda da bakışlarını dolandırıyordu.
"Dedem neden kalktın?" diyerek kolundan tutup, yatağa yatırmaya çalıştım.
"Özün, kızım gelmişsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen duydun mu sustuklarımı? |Yarı texting|
Teen FictionSustu genç kız her zaman ki gibi. Anlamsızdı onun için konuşmak hatta gülmek bile... Şimdi karşısında koca İzmir'in manzarasına bakarken içi huzur bulmuştu farkında değildi ama bu sefer ki İzmir'e gelişi hayatını değiştirecekti. ❗ Kitap yarı texting...