Asaf'tan
Yine her zaman ki gibi İzmir'in sıcak bir günüydü. Bahçede oturmuştum. Bana göre çok tuhaf bir hareketi çünkü saat on iki de güneşin tam tepede olduğu bir zamanda dışarı çıkamazdım. Birde kafamda sargı bezi vardı. Akıl alır gibi değil ben hayatım boyunca yataktan düşmemiştim nasıl düştüğümü hâlâ sorguluyordum. Düştüğümü anladım da kafamı vurmak nasıl bir beceriydi.
Birinin kahkaha sessini duyduğumda kafamı kaldırdım. Tahmin ettiğim gibi bu Enes'in sesiydi. Ne ara bahçeye girmişti hiç farketmemiştim.
"Ne gülüyorsun oğlum? Komik bir şey varda ben mi görmüyorum?"
"Asafım kafana ne olmuş öyle?"
Ve hâlâ kahkaha atmaya devam ediyordu. Tamam sargı tüm kafamı sardığı için komik gözüküyordu. Ama insan 'iyi misin' diye sorar değil mi? Bir de arkadaşım olacak. Hakikaten bu hemşire neden tüm kafamı sarmıştı ki?
"Enes bir de arkadaşım olacaksın. Güleceğine ne olduğunu nasıl olduğumu sorsan ya" dedim sinirle
"Çok iyi gözüküyorsun demek ki bir şeyin yok." Dedi gülmeye devam ederek.
Çok zekiydi bu çocuk iyi gözüküyormuşum da ondan meraklanmamışta. Herhalde öldüğüm gün endişelenecek benim için.
"Tamam, tamam asma suratını ne oldu?" Dedi gülmesini keserek
"Yataktan düştüm."
"Ne ciddi misin?" Dediği gibi tekrar
kahkaha attı."Yav Enes bir git."
"Nasıl becerdin düşmeyi?"
"Uyurken düştüm işte. Hem sen ne için geldin?"
Hâlâ yüzündeki gülümsemesi ile yanıma oturdu.
"Bence biz tatile gidelim. Hep evdeyiz oğlum." Dedi bıkınca
"Enes ben tatile falan gidemem daha bir sürü projem var."
"Yeter bıktım senin projelerinden ya" dedi suratını asarak
"Sen gidebilirsin Enes illa benim ile gidecek değilsin ya."
"Sensiz hiç bir yere gitmem Asafım" dedi kolunu omzuma atarak. Kolunu iteledim. Dudağını sarkıtıp bana bakıyordu. Enes böyleydi işte bensiz tatile gitmezdi. Ben onsuz gitsem tribini bir ay çekerdim.
"Enes işim var diyorum."
"İyi tamam ya" dedi somurtarak
Bahçenin dışından gelen ses ile bakışlarımızı oraya çevirdik.
"Selamün aleyküm çocuklar" dedi Muhammed abi
"Aleyküm selam" dedik aynı anda
"Biliyorsunuz bugün cuma camiiye gidecektim sizi gördüm. Sizde gelecek misiniz?"
Ben her cuma namaza giderdim. Gitmeyi de düşünüyordum. Zaten sadece cuma namazına gidiyordum. Diğer farz namazlarını hep kılmak isterdim ama her seferinde bıraktım.
"Muhammed abi ben de gidecektim. Gelirim seninle" dedim
Enes ise bana kaçmak istiyor gibi bakıyordu. Çünkü cuma namazına onu kaç kere davet etsemde 'Ben bilmiyorum kılmayı gelemem' derdi.
"Şey abi ben bilmiyorum kılmayı gelemem" dedi her zamanki bahanesini söyleyerek
Kahkaha atmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Bir şey olmaz Enesciğim ben sana yolda anlatırım. Zeki çocuksun hemen kavrarsın." Dedi Muhammed abi gülümseyerek
Enes bir şey demeden kafasını salladı. Muhammed abi önden arabasına doğru giderken bizde arkasından gidiyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen duydun mu sustuklarımı? |Yarı texting|
Teen FictionSustu genç kız her zaman ki gibi. Anlamsızdı onun için konuşmak hatta gülmek bile... Şimdi karşısında koca İzmir'in manzarasına bakarken içi huzur bulmuştu farkında değildi ama bu sefer ki İzmir'e gelişi hayatını değiştirecekti. ❗ Kitap yarı texting...