İleriden Bir Fragman 2

2.6K 250 47
                                    

"Çok garip ama çok güzel bir gündü," dedi Seçil Aris'in bir gözlerine bir dudaklarına bakarken.

"Seninle geçen her dakika çok güzel sevgilim." Aris yine aşık modlarından birindeydi. Seçil'i sürekli iltifatlara boğmak istiyor, hep gözlerine aşkla bakmak istiyordu. Seçil normalde çok burun kıvırılası bulacağı şu harekete Aris yapınca bayılıyordu.

"Ben biraz kalkayım. Hem benim popom ağrıdı hem de senin bacakların uyuşmuş olmalı."

"Asl—"

"Biliyorum biliyorum, asla öyle bir şey yok diyerek yalan söyleyeceksin. Ama ben kalkmak istiyorum." Seçil ayaklandı. Birkaç açma germe hareketi yaparken Aris gülümseyerek onu izledi. Sonra o da kalktı. Seçil'in elini tutarak onunla küçük bahçede turlamaya başladı. İnsanlardan ve gürültüden biraz uzaklaştılar.

"Kardeşime falan katlandığın için sağ ol. Bugün baya sabır sınadı kendisi."

"Saçmalama, olur mu öyle şey? Asıl sen İlyas'ın kusuruna bakma, küçücük kızın aklını çeldi. Çok fenadır o işte. Ama toparlanır, merak etme sen."

"Yıldız'ın mı aklı çelinecek? Yıldız onun aklını çelecek adamın aklını alır Aris. Hatta adamın haberi olmaz bile. Ayrıca reşit kız. Bize ne? Bırak n'aparsa yapsın. O bakmaz yaşa maşa. Beğenirse yürür. Nasıl İlyas'ın kanında varsa, Yıldız'ın da var."

Aris "Yine de... ne bileyim..." diye mırıldandı düşünceli bir şekilde. Arkadaki kapıdan eve girdiler. Kimin olduğunu bile tam bilmedikleri evde çekingence dolandılar. Salonda köşede gitar sehpasında duran iki tane gitar görünce gözleri parladı Seçil'in. Kocaman açtığı ağzı ve gözleriyle heyecanla Aris'e döndü. "Çalalım mı?" dedi.

Aris şaşkınlıkla ona bakakaldı. "Çalalım mı mı? Sen ve ben mi?"

"Evet! İki tane var! Biz hiç beraber bir şarkı çalmadık! Hep sırayla çaldık ama beraber bunu hiç yapmadık! Bu da bizim ayıbımızdır bence. Hadi gel!" Seçil resmen Aris'i elinden tutup sürükledi. Aris hala durumu özümseyememiş bir şekilde onun peşinden sürüklendi.

"Seçil ben çalamam öyle. Ne çalacağım? Hepi topu üç şarkı biliyorum. Ondan sonra çalışmadım ki hiç."

"Bu senin bireysel ayıbındır. Hem hobim yok diye ağladın, sana hobi verdik, üstüne de gitmiyorsun. Hayat çalışmaktan ibaret değil. Azıcık kendine de vakit ayır patron!" Seçil bilmiş bir şekilde gitarlardan birini alıp akordunu kontrol etti hızlıca. Onu Aris'in eline tıkıştırdı. Sonra diğerini alıp kurcalarken Aris'e "Otursana! Ben sana göstereceğim şimdi!" dedi.

Aris Seçil'in karşısındaki tekli koltuğa oturdu. Seçil de sehpada oturuyordu. Bacak bacak üstüne atmış, gitarı da güzelce yerleştirmişti. Kendi elindeki akustik gitardı. Aris'e verdiğiyse klasik bir gitardı.

Aris bir süre sonra bile durumu kabullenememiş bir şekilde Seçil'e bakmaya devam ediyordu. Seçil durup başını kaldırdığında "Şimdi!" diye lafa girdi. "Sadece dört akor, tertemiz. Sol minör, la majör, re minör ve si bemol. Ritmi de dört dörtlük gibi ama tam değil bak şöyle, hep şunu yapacaksın." Seçil dediği akorlarla ritmi gösterdi. Sondaki vuruşun farklılığını tarif etti.

Aris sabırla ona bakarken kendi yüzünü göstererek "Şu yüzüme bir bakar mısın? Sence benim ezbere si bemol çalabilme ihtimalim var gibi mi duruyor?" diye sordu.

Seçil dizine vurarak kıs kıs güldü. "Ya aşırı kolay bak şöyle!" diyerek akoru gösterdi. Aris'e ısrarcı bir şekilde "Yapar mısın şunu lütfen!" diye baskı yaptı.

"Günün seni en az sevdiğim saatindeyiz şu an," diye söylenerek akoru yaptı Aris. Seçil'in az evvel gösterdiği ritmi ise daha saniyesinde şak diye atabilmeye başladı. Bu başarısı Seçil'in gözünden kaçmamıştı. Adamda nasıl bir beyin varsa pat diye her şeyi bir defa göstermeyle kapıyordu.

"Ağlayana kadar çalsan işte bak, ne güzel çalıyorsun. Şimdi lütfen bu muhteşem dörtlüyü bu ritimde döndürür müsün? Bu şarkıyı acayip canım çekti çünkü."

Aris gözlerini merakla kısarak Seçil'le beraber dediği ritmi döndürmeye başladı. Kulağa çok hoş gelen duygusal bir şey çalmaya başladı. Fakat asıl sonra Seçil şarkının solo gitarlarındaki arpejli hoş müziği çalmaya başlayınca ortaya daha güzel bir şey çıkmaya başladı. Aris baya onun parmaklarına odaklanıp kalakaldı. Onu izlerken beraber ders çalıştıkları günler gözünün önünden film şeridi gibi akıp geçti. Ona nasıl âşık olduğunu hatırladı. Bir anda az önce 'günün en az seni sevdiğim saati' dediği durum ona en âşık olduğu ana dönüşüverdi. Sabaha kadar oturup orada Seçil'le bu melodiyi çalmak istedi. Sıkılmadan, yorulmadan, saatlerce bu melodiyi döndürebilirlerdi.

Seçil de duyduklarından memnun bir şekilde Aris'in gözlerine bakarak gülümsedi. Sonra bir de o yumuşacık sesiyle şarkıyı söylemeye başladı. Aris daha fazla ne kadar büyülenebileceğini bilemiyordu.

Etkili AnlaşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin