34. Bölüm (Son Söz)

5.1K 428 211
                                    

Yedi Ay Sonra

Seçil'in yataktaki beş yüz bininci manevrasından sonra Aris uykulu bir şekilde yastıktan başını kaldırıp Seçil'e doğru baktı. "İyi misin?" diye sordu üzgünce bir sesle.

"Değilim! Değilim çünkü uyuyamıyorum! Uyuyamamaktan bıktım! Ben uyumak istiyorum! Uykusuzluktan ölüyorum! Benim gibi birinin uyuyamaması nasıl bir felaket biliyor musun Aris? Çok büyük. ÇOK! Delirmek üzereyim! Uykusuz bir gece daha geçirecek gücüm kalmadı. Öleceğim!"

Aris'in dudakları daha da düştü. Uzanıp Seçil'in saçlarını sevdi ve alnına bir öpücük bıraktı. Hamileliğinin sonları yaklaştıkça Seçil'in sıkıntıları artmıştı. Özellikle son iki üç haftadır minik kızları onu asla uyutmuyordu. Yaşayabileceği tüm rahatsızlıkları yaşıyordu Seçil.

Seçil de aynı üzgünlükle ve biraz da mahcubiyetle Aris'e baktı. "Ben diğer odaya gideyim de sen uyu bari. Ben kıpırdandıkça sen de uyuyamıyorsun."

Seçil hareketlenir gibi olunca Aris "Saçmalama!" diye bir çıkış yaparak onu kolundan tuttu. "Hiçbir yere gidemezsin. Bunu daha önce de konuştuk, ayrı yatakta yatmak asla yok!"

"Ama senin bir ton işin var, toplantıların var ve sürekli benim yüzümden uykusuz bir halde işe gitmek zorunda kalıyorsun. Spora kalkamıyorsun. Ben kendimi böyle daha kötü hissediyorum."

"Kötü hissedecek bir şey yok sevgilim. Bu işte beraberiz. İtiraz istemiyorum."

Aris gülümseyerek uzanıp Seçil'in karnını okşadı. "Annenin uyumasına izin vermek zorundasın bebeğim," diye mırıldandı karnına doğru.

"Onluk da bi durum yok ki! Sorun benim genel rahatsızlığımda."

Aris ona gülümsedi. Başını tekrar yastığa koyarak Seçil'e doğru baktı. "Az kaldı, sık dişini."

"Doğduktan sonra daha iyi uyuyamayacaksın mı diyorsun?"

Aris kıkırdadı. "Dişimizi sıktıktan sonra, bir müddet daha dişimizi sıkacağız."

Seçil güldü. Kısa bir sessizlikten sonra "Tamam hadi uyu sen. Kıpırdamamaya çalışacağım," dedi.

"Kendini zorlama. Nasıl rahat ediyorsan. Benim için de tasalanma lütfen. İyiyim ben."

Seçil ondaki bu alçakgönüllülükle yarışamayacağını bildiğinden sustu. Aris dünyanın en anlayışlı insanı olma yolunda emin adımlarla gidiyordu. Zaman zaman Seçil'in o kadar utandığı anlar olmuştu ki, aşerdiği şeyleri gidip bizzat kendisi bulup gizli gizli yemişti. Aris'ten istemeye utanmıştı. Adam zaten yeterince helak oluyordu çünkü.

O yüzden bir an önce şu çocuk doğsun istiyordu. Aris'in sevgisini ve bu sonsuz ilgisini biriyle paylaşmaya çok ihtiyacı vardı. Bazen Aris'in onu sevdiği kadar Aris'i yeterince sevemiyormuş gibi hissediyordu. Bu da kötü hissetmesine neden oluyordu. Aslında böyle bir durum kesinlikle yoktu. Onu çok ama çok seviyordu.

"Şu yarını da atlatalım. Ben gündüzleri uyur, geceleri otururum en kötü. Sen de geceleri rahat rahat uyursun."

Aris yine hüzünlü bir tebessümle baktı Seçil'e. Seçil'in yarın ofisteki son günüydü. Aslında gündüzleri pek bir sorunu yoktu. Hareket etmede, çalışmada sorun yaşamıyordu. Seçil'in tüm derdi gecelerleydi. Fakat otuz yedinci haftasında olduğu için yasal izne çıkmak zorundaydı artık. Bu nedenle artık ofise gelmeyecekti. Aris onu hala görüyor olacaktı ama bu garip bir burukluktu. Çoğu çiftin aksine, Aris onunla yirmi dört saati beraber geçirmekten çok memnundu. Şimdi gündüzleri karısı başka yerde olacaktı. Tamam belki ofiste çalışırken de onu göremiyordu ama en azından yakında olduğunu, birkaç adım ötesinde çalıştığını biliyor oluyordu.

Etkili AnlaşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin