3. Bölüm

3.3K 426 88
                                    

Seçil söz verdiği için bu durumu Burcu'ya söyleyemiyor olmaktan ötürü mutsuzdu. Aslında gidip onu omuzlarından tutarak "N'oldu biliyor musun? Aris ona gitar öğretmemi istiyor!" demek istiyordu. Tabii sonrasını söylediğinde Burcu'nun vereceği tepkiler onu ayrı ürkütüyordu.

Nasıl biliyor olabilirdi? Nasıl anlamış olabilirdi? İnsan sarrafı olabilirdi, bunu anlıyordu ama asansördeki bir iki dakikadan da bunu anlayamazdı. Blöf yapmış olmalıydı... Delirecekti Seçil.

Ellerini saçlarından geçirerek oflarken masaya kafasını koydu. Bugün bir ton işi vardı ve kafası da bir ton doluydu. Uzunca bir süre öyle kalmıştı ki telefonunun titremesiyle kendine geldi. Aris'ten mesaj gelmişti.

'Bu akşam müsait değil misiniz? Yarın akşam da iş çıkışı benim için uygun ama vakit kaybetmeden de başlamak isterim.'

Seçil suratını astı. Bu akşam mesaiye kalması gerektiği için uygun değildi. O yüzden dürüstçe yazdı.

'Bugün mesaiye kalmam gerekiyor, geç çıkarım ve dükkanlar kapanmış olur o saatte. Yarın akşam gitarı alalım, en kısa sürede ilk dersi ayarlarız, merak etmeyin'

Aris'ten hemen yanıt geldi.

'Anlıyorum, tamam o zaman. Yarın akşam iş çıkışında gideriz'

'Anlaştık Aris Bey. Kolay gelsin'

'Size de Seçil Hanım'

Telefonu bırakıp kenara koydu. İnsanlar yavaştan toplanıp servislere gitmeye başlarken, Seçil de annesini arayıp bu akşam gecikeceğinin haberini verdi.

Tuvalete gidip işini hallettikten sonra yerine dönerken kendi ekibinin direktörü olan Dilara tarafından çağırılınca onunla küçük, camlı toplantı odalarından birine geçti. Malum konuşma için ona da sıra gelmişti belli ki. Anca gelmişti...

Dilara zaman zaman zor, zaman zaman rahat bir yöneticiydi. O yüzden çok güvenmezdi Seçil. Dengesiz bir tip olduğu için kendini hep tetikte tutardı. Şimdi karşısında otururken de mimiksiz durmaya çalışıyordu. Bu onun için zor olsa da...

Dilara'ysa gülümsüyordu. "Nasılsın Seçilcim? Konuşamadık hiç bugün. Ersin senden bir şeyler rica etmiş sanırım, haber verdi bana."

"İyiyim Dilara. Sen nasılsın? Evet, ufak bir iş rica etti ama halledilmeyecek bir şey değil. Halledeceğim ben."

"Süper! Ben de çok iyiyim Seçilcim. O zaman bu iyiliği biraz güzel haberlerle taçlandıralım. Bugün zamları ve primleri açıklıyoruz biliyorsun ki. Veee, seninki deee..." Dilara önündeki bilgisayar ekranına bakarak aklınca heyecan yaratıyordu, keşke yüzündeki eğlenen ifade Seçil'e de bulaşsaydı.

"Bir buçuk brüt maaş prim ve yüzde on zam!" Dilara gözlerinin içi gülerek Seçil'e baktı. Seçil hafifçe tebessüm etmeye çalıştı. Beklediğini almıştı. Sürpriz yaşatmamışlardı yani ona. Aldığı tek sürpriz aldığı yarım maaş primdi. Bir tek o kısmı beklememişti. O da yarım maaştı zaten. Ondan vergiler düşünce geriye bir şey kalmayacaktı.

"Şirket ortalaması bu şekilde bu arada. Ortalamanın altında değilsin merak etme. Zaten durumlara göre yıl içinde bakılacak tekrar. Ay sonu itibariyle zamlı maaşını alıyor olacaksın." Dilara bir de göz kırpınca Seçil artık bir tepki vermiş olmak adına hafifçe başını salladı.

Şu an Aris'ten nakit para isteme fikri o kadar da garip gelmemeye başlamıştı. Ya da Aris'ten sonra cidden tekrar ders vermeye başlaması gerekecek gibiydi.

"Teşekkür ederim Dilara. Bu dönemde hepimizin bu artışlara ihtiyacı var."

"Haklısın. Benim de çok ihtiyacım vardı gerçekten." Dilara yine Seçil'i biraz kıl edecek bir şekilde kıkırdadı. "O zaman ben seni hiç tutmayayım, madem işin de var. Devam edeyim."

Etkili AnlaşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin