V. ᵃˡˡᵃⁿ ᵖᵒᵉᵗʳʸ

210 26 114
                                    

-ˋˏ ༻❁༺ ˎˊ-

" Efendim?"

Nakajima ellerini otomobil yağı ile süslenmiş tulumunun ceplerine soktu ve kızıl saçlı kızla aralarında olan mesafeyi kapattı.

" Diyorum ki; hapı iç."

O sırada hattın diğer ucundakiler, bir şekilde Lucy'yi oradan nasıl kurtaracaklarını düşünüyordu.

Chuuya tam merdivenlere koşacakken onu Kunikida tuttu.

" Chuuya lütfen, otur."

" Hepsi benim suçum. Sizi hiç bu işe bulaştırmamalıydım."

Chuuya bunu söyleyen Ryūnosuke'ye dolu gözlerle baktı. Ve bir eliyle siyah saçlının bacağını okşadı.

" Öyle deme. Bunu kabul eden bizdik. Sadece ben fevri davrandım, üzgünüm."

Akiko bir elini Chuuya'nın omzuna koydu.

" Endişelenme, Lucy ne yapar eder o boku içmez."

•••

Lucy korkusunu gizlemeye çalışırken kendisinden epey bir uzun olan gence cevap bile veremiyordu.

" Pekala, içmene yardım edeyim o zaman."

Nakajima Lucy'nin elindeki küçük paketi çekip aldı, açıp içinden bir hap aldı. Paketi hemen arkalarında duran ve oto yıkamanın kısmen biraz daha içinde kalan sehpaya fırlattı.

Boşta kalan eliyle genç kızın yüzüne gelen perçemlerini kulağının arkasına iliştirdi.

Lucy gerçekten çok güzeldi, Nakajima'nın bir tablonun içine hapsedip onu sonsuza kadar kendine saklamak isteyecek bir güzelliğe sahipti.

" Gerçekten, rüya gibisin. Gerçek olman o kadar acıtıyor ki."

Lucy yeşil gözlerini mor gözlerden bir saniye bile ayırmadı.

Nakajima elini biraz daha kızın yüzünde ve çene hatlarında oyalandırdı. Ardından istemeyerek de olsa elini çekti, baş ve işaret parmağı ile kızın pembe dudaklarını araladı ve hapı kızın ağzının içine koydu.
Ve çenesinden bastırarak kızın ağzını kapatmasını sağladı.

Lucy ise o an pek de bir şey yapacak halde değildi. Sanki esir alınmıştı, korkuyordu ama gitmek istemiyordu.

" Yut."

" Nakajima?"

Bir anda otoyıkamanın önünde beliren genç adama dönmüştü ikili.

Edgar Allan Poe.

Lucy'nin bildiği kadarıyla, bu adam onlar liseye başladıklarında mezun olmuştu.

Uzun boyluydu, kahve rengi saçları geriye doğru yatırılmıştı ve çenesinin hemen altında bitiyordu saçları. Gömleği beyazdı ve altında kumaş siyah bir pantolon vardı. Gümüş yüzüklerle kaplı elinde bir araba anahtarı vardı.

Nakajima elini Lucy'nin çenesinden çekip, yüzüne bir tebessüm yerleştirip Allan'a doğru yürümeye başladı.

" Kimleri görüyorum? Elindekiler bitti galiba."

Allan, Nakajima'nın arkasındaki kıza göz gezdirdi.
Çenesiyle kızı işaret edip konuşmaya başladı.

" Daha küçük değil mi?"

Nakajima'nın yüzündeki tebessüm yavaş yavaş silindi.

" Mal almaya geldiysen vereyim, yoksa siktir git buradan."

" O yok mu? Konuşacaklarım var."

İkili konuşmaya dalmışken Lucy hemen ağzında tuttuğu hapı çıkarıp hırkasının cebine attı.

" Gördüğün üzere yok. Ne konuşacaktın?"

" Seni ilgilendirmez. Neyse madem yok yarın gelirim ben. Söyle ona götünün üzerine otursun azıcık."

Nakajima Allan'ın dediğine sırıtıp onun otoyıkamadan çıkmasını izledi.

Nakajima arkasına dönüp kıza doğru ilerledi. Lucy'nin elini tutup onu biraz kendisine çekti

" Tadı nasıl?"

" Garip."

" Öyle bir hapla kafayı bulmazsın korkma. Şartları biliyorsun, kimseye ad vermek yok."

Lucy başını sallayıp ellerini onun ellerinden çekti.

" Gitmeliyim."

Kızıl saçlı genç kız da otoyıkamadan çıkıp karanlığa doğru ilerledi.

Diğerlerinin olduğu markete hemen gitmeyecekti Nakajima farketmesin diye. O yüzden otoyıkamanın sol tarafına, kısmen otoyola açılan tarafa doğru yürümeye başladı. Biraz uzaklaşınca telefonunu cebinden çıkarıp kulağına koydu.

" Alo? Orada mısınız?"

Karşı hattaki Ranpo telefona cevap verdi.

" Lucy olduğun yerde kal. Biri gelecek. Az önce oto yıkamaya gelen adam."

" Ne?"

" Güven bana. Ona marketin arkasındaki sokağa sapmasını söyle. Bizi alacak."

" Kafayı yemişsin."

" Sağol canım."

Lucy telefonu kapatıp etrafına bakındı. Ardından tam önünde siyah bir spor araba durdu.

Sürücü koltuğundaki adam camı açtı. Allan.

" Arka koltuğa geç. Sizinkileri alacağız."

Lucy Ranpo'ya güvenerek arabaya bindi. Tam ağzını açacakken Allan onu böldü.

" Ranpo size her şeyi anlatacak. Sen onu içmedin di'mi?"

Lucy hırkasının cebindeki hapı çıkarıp ona gösterdi.

" Güzel."

" Marketin arka sokağına sap. Onları oradan alacağız."

-ˋˏ ༻❁༺ ˎˊ-_____
edgarı da kattim isin icine

-ˋˏ ༻❁༺ ˎˊ-_____edgarı da kattim isin icine

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

şöyle gözüküyor bu bölümde

diger bolum asil torbaci gelicek artik yeter

𝗌𝗈𝗎𝗍𝗁𝗌𝗂𝖽𝖾 𝗁𝖾𝖾𝗅𝗌Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin