0.0

581 23 34
                                    


Üstümdeki yorgunluk, ellerimde sıkı bağlanmış ipler, oturduğum sandalyeye belimden bağlanmış halatlar, ağzımda ki bant.. 

Gözlerimi açtığımda böyle bir manzarayla karşılaşmayı hayal etmezdim. Etrafımda kimse yoktu. Elimdeki ipi çözmeye çalışsam da asla açamıyordum. Aslında çok güçlüyümdür hatta bana strong bread derler neden açamıyorum ki ben şimdi bunu?

Elimdeki ipler asla açılmıyordu. Ancak ben neden buradayım ki? Beni kim neden kaçırsın amk. Gözüm cebime gitti telefonumu da almışlardı. İçimden ''Siktir..'' çekip yapacak bir şey aramaya başladım.

Ben şuan bir yatta mıyım? Yer hafif hafif sallanıyordu. Ya yattayım, ya deprem oluyor, yada rüyadayım? Bana şuan en mantıklısı rüya gibi geliyordu. Bulunduğum yerin bir yatın en alt katı olduğunu anladım. Yukarıda küçük bir pencere vardı. Gece olmuş. Ben ne ara buraya getirildim de gece oldu. 

Dilimle ağzımdaki bantı çıkartmaya çalıştım. Hafiften ucunu kaldırabilince omzumdan yardım aldım. Bant yere düştü. Şimdi sıra bende ''SİKTİĞİMİN ÇOCUKLARI NERDESİNİZ!''

Kimseden ses gelmiyordu. Bir süre daha bağırdım. Yine kimse yok gibiydi. Ama asla pes etmeyeceğim. Biri beni buradan çıkarıp kardeşimin yanına gitmeme yardım edecek. Lino'yu o piç adamla aynı evde tek başına bırakamam.

''HEY! KİMSİNİZ LÜTFEN BENİ BURDAN ÇIKARTIN! YALVARIRIM KARDEŞİMİN YANINA GİTMEM GEREK, BANA NE YAPMAK İSTİYORSUNUZ!'' kimseden tık yoktu. Amaçlarını bile öğrenemiyordum. Artık ümidi kesme raddesine gelmiştim. Arkamdaki kapının gıcırtı sesini duyana kadar..

''Kimsiniz yalvarırım beni buradan çıkartın!'' Arkamdaki adam susmam için eliyle ağzımı kapatmıştı. Elinden çok fazla yaşlı olmadığını anlayabiliyordum. Muhtemelen benim gibi bir gençti. Kulağımın dibinde hissettiğim nefesi ile biraz ürperdim ''Seni buradan çıkartacağım ama dediklerimi dinlemelisin'' başımı aşağı yukarı -kabul ettiğimi anlaması için- salladım ''Şimdi sakin ol seni şu sandalyeden kurtaralım'' ağzımı açıp arkamda diz çökerek ellerimi açmaya başladığını anlayabiliyordum. Şimdilik hiç bir şey demeyeceğim. Bu adamların işi belli olmaz. Daha yüzünü bile görmediğim bir adamın bana bu kadar güven vermesi beni garip hissettirmişti. Gerçi yapacak başka bir şey var mıydı? Lino'ya kavuşmamın tek yolu bu adam. Bu yolu siktir etmemekti.

Adam ellerimi çözdükten sonra arkamdan ellerini belimdeki halatları açmak için öne yollamıştı. Halatları açıp ellerini geri çekti. Bana bir komut vermeden ayağa kalkmak istemedim ''Beni takip et küçük adam'' kalktım ve ona döndüm. Bana elini uzatıyordu. Eline elimi attım ve beni hızlı adımlar dışarı çıkarttı. Evet tahmin ettiğim gibi bir yattaydık. Aşağıda denizin üstünde bir tekne vardı. Elimi bırakarak oradaki küçük merdivenden aşağı indi. Bana yine elini uzatarak tekneye binmeme yardımcı oldu. Adam teknenin yata bağlı olan ipini açmakla uğraşırken onu izliyordum. 

Heykel gibi bir çocuk beni kaçırıldığım yerden kurtarıyor AYNI HAYALLERİMDEKİ GİBİ!

Çocuk iple uğraşmayı bıraktıktan sonra kürekleri alıp çekmeye başladı. Ben kendimi çok kötü hissediyordum. Başım dönüyor, midem bulanıyordu. Gözlerimi kapattım ''İyi misin?'' demesiyle gözlerimi açtım ''Değilim'' kürek çekmeyi bıraktı. Neyse ki yattan çoktan uzaklaşmıştık. Ama benim gözlerim kararmaya devam ediyordu. ''Sikeyim..'' diyerek kendimi kollarına bıraktım.


...

Gözlerimi açtığımda bir yatakta yatıyordum. Yatağın öbür ucunda o adamı görünce yorganı kendime sıkıca çekerek oturdum. Beni görünce kıs kıs gülmeye başladı piç ''Günaydın'' beni bırakta evime gideyim ulan ''Günaydın'' ''Adın ne?'' hiç beklemediğim bir soruyla şaşırdım. ''NEDEN SÖYLEYEYİM!'' ben neyi kurcalıyorum şuan bu adam olmasa hala o yattaydım. Kim bilir neler yapacaklardı bana orada. Az önce söylediğim lafı geri almak için ''Özür dilerim bir anlık bir sinirle oldu adım Jeongin senin?'' hafiften gülümsedi heykel adam ''Hyunjin, tanıştığıma memnun oldum Jeongin'' şimdi ona bazı sorular sormanın zamanıydı ''Beni neden kurtardın, adını dahi bilmediğin birini neden kurtardın?'' eliyle boynuna dokunuyordu ''Kurtardığımı kim söyledi?'' sinirle yastığı kafasına fırlattım ''SİKTİĞİM BENİ BIRAKMAZSAN O ATTIĞIM YASTIĞI GÖTÜNE SOKMADAN GİTMEM'' 


Neye gülüyor bu çocuk amk komik bir şey mi söyledim? Şimdiye korkup ayaklarıma kapanması gerekiyordu.


''Şaka yapıyorum'' diyerek kahkahasına devam etti bense çok ciddiydim ''Gülmekten evi sırtladım valla çok sağol'' kalkıp önüme bir tepsi getirdi bide kahvaltı mı hazırlarmış bu şakacı çocuk. Şuan kimin hazırladığı gram umurumda değildi abandım. Yatağımda gördüğüm telefonumla gözlerim açıldı ''Siktir.. Nasıl?'' telefonu elime aldım ''Yanına gelmeden önce telefonunu da aldım'' Tatlı çocuk bana bir ilaç ve bir bardak su aldı. Bana uzattı. 

''Zehir olup olmadığını nerden bilebilirim?'' 

Hyunjin elindeki kapsül ilacı dişlerinin arasına alarak ağzıma bıraktı. İçime verdiği nefesi ile ürperdim. İlacı yutmak zorunda kaldım. Dudaklarımdan uzaklaştıktan sonra hiç bir şey soramadan içeri gitti. Gay olmasından korkuyorum. Babam dediğim adamdan sonra gaylerden tiksinmeye başladım çünkü.

Elime telefonumu aldım. Babamın Minho'ya şiddet uygulamasından çok korkuyorum. Minho'nun yaşlarındayken bana da uygulamaya başlamıştı. Bu yüzden o evdeyken hep Minho'nun yanında bekliyorum. Annem dediğim kadın bunu hiç başaramamıştı çünkü.

Minho'yu aradım saniyesinde ''Abi nerdesin seni özledim'' bu yüzümde bir gülümsemeye sebep oldu ''Sakin ol aslanım yakında geleceğim. Babam evde mi?'' Lino hafiften ''hm..''layarak ''Son 3 gündür eve gelmiyor şirkette çalışıyor galiba zaten ben mutluyum Winter ablayla'' Winter Lino'nun bakıcısıydı ''Winter ablana selam söyle Lino'm benim şimdi kapatmam lazım'' ''Tamam abi görüşürüz'' gülümseyip kapattım. Ben kapattıktan sonra Hyunjin içeri girdi. Elinde pansuman yapmak için malzemeler vardı.

''Pantolonunu çıkar''

''Ne?'' ne diyor lan bu çocuk ''Dediğimi yap işte'' 

Baldırımdaki ağrıyla anladım sikmek için değil pansuman yapmak için diyor galiba. 

Ayağa kalkıp pantolonumu çıkardım. ''Otur'' oturduktan sonra hemen önüme diz çöküp kanayan yarama pansuman yapmaya başladı. Galiba bu beni kaçırırlarken olmuştu. Onlara bıçakla karşı çıktığımda bir tanesi baldırıma geçirmişti kelebeği. Hyunjin pansuman yaparken acıyordu ama inlememek için kendimi zor tutuyordum. Kendimi tutmaya çalışırken dudağımı ısırdığımı farkettim. Kanayacak dereceye gelmişti. Daha fazla dayanamayıp sessiz bir inilti çıktı ağzımdan. Hyunjin pis pis sırıtmaya başladı ''İşine baksana sen!'' burnundan nefes vererek güldükten sonra devam etti.


Kanayan yere yara bandı yapıştırdıktan sonra bende ayağa kalkıp pantolumu giydim. Telefonumun çaldığını farkettim. Arayan kişi babam, Soobin'di. 

...

Ben neden bu kadar heyecanlıyım? Ah neyse SİZİ SEVİYORUM YAWRULAR

Ben neden bu kadar heyecanlıyım? Ah neyse SİZİ SEVİYORUM YAWRULAR

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
tu es a moi - hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin