12 saat önce.
3. kişi anlatımı
Hyunjin sabah gözlerini açtığında belindeki eli hissetti. Açık pencereden gelen rüzgar sevgilisinin saçlarını hafif hafif uçuşturuyordu. Hyunjin gördüğü manzarayı çok tatlı buldu ve gülümsedi. Sevgilisinin elini tuttu ve belinin üstünden kaldırıp ayağa kalktı. Sevgilisinin elini bir süre belinde hissedemeyeceğinden habersizdi.
Hyunjin temiz kıyafetler giydi, pencereyi Jeongin'in üşümesi ihtimaline karşılık kapattı ve mutfağa gitti. Sevgilisine kahvaltı hazırlıyordu. Baş başa olacakları ilk kahvaltıydı. Belki de son.
Hyunjin tezgahta domatesleri doğrarken pencereden siyahlar içinde giyinmiş bir adamın evin yakınlarından koşarak geçtiğini gördü. Hyunjin hemen ellerini yıkadı. Bulundukları orman gerçekten ıssızdı. Hyunjin neredeyse 5 yıldır her yaz buraya gelmesine rağmen burada şimdiye kadar kimseye rastlamamıştı. Gördüğü adamın da giysileri Hyunjin'e hiç iyi biriymiş gibi gelmemişti. Hyunjin ellerini tezgahın kenarına yasladı ve yere bakarak bir süre ne yapacağını düşündü. Adam eğer ekipmanlıysa eve rahatlıkla girebilirdi. Evin kapısı kilitli olsa bile pencereler camdandı ve dışarıdan ulaşılabilecek bir yerdeydi. Hyunjin hızla yatak odasına yürüdü ve yatakta uyuyan sevgilisine tekrar baktı.
Kararını vermişti. Hyunjin sevgilisinin yanına yürüdü ve sevgilisini uyandırmamaya özen göstererek sevgilisinin yanağına bir öpücük kondurdu. Hyunjin çekmeceyi açtı ve oradaki silahı alıp beline yerleştirdi. Kapıya ilerledi ve dışarı çıktı.
Hyunjin adamı görmeden harekete geçemeyeceğini biliyordu. Ormanda öylesine yürümeye başlarsa Jeongin daha da tehlike de olacaktı. Hyunjin etrafı dikkatlice incelediğinde ağacın arkasından siyah bir kumaş parçasının sallandığını gördü. Bu o adam olmalıydı. Hyunjin belindeki silahı çekti ve ağaca doğru yürüdü. Hyunjin tam 16 yaşından beri boş zamanlarında poligona gidip atış yapan biriydi. Bu konuda profesyoneldi. Atışlar beklemediği yerden gelmediği sürece.
Hyunjin ağaca doğru ilerledikten bir süre sonra ağacın arkasında saklanan adam Hyunjin'den ters yöne doğru koşmaya başladı. Hyunjin susturuculu silahıyla adamın arkasından iki üç el ateş etse de adam düz bir yolda koşmadığı için vuramamıştı. Hyunjin koşarak adamı takip etti.
Evden iyice uzaklaşmışlardı. Hyunjin adamın yorulup yavaşladığını görünce var gücüyle koştu. Adam yorulup yere düştüğünde Hyunjin adamın yanına geldi ve adamın elinde silah tuttuğu bileğine bir ayağıyla bastırdı. Hyunjin elindeki silahı adamın boynuna doğrulttu. Adam Hyunjin'e baktığında elindeki silahı bıraktı. Hyunjin bu adamın neden burada olduğunu anlamaya çalışıyordu.
''Seni kim gönderdi?''
Hyunjin'in aklına bu adamın Soobin'in adamı olabileceği gelmişti. Jeongin'le derdi olan tek kişi Soobin'di. Adam cevap vermediğinde Hyunjin gönderenin Soobin olduğunu anlamıştı. Hyunjin adamın kafasına silahı doğrulttu. Tam bu sırada yakınlardan gelen silah sesiyle Hyunjin bu adamın tek kişi olmadığını anladı.
''Siktir..''
Hyunjin silahın tetiğine bastı. Cesedi orada bırakarak eve doğru koşmaya başladı. Evin yerini çok iyi bilmesi bir avantajdı. Ancak adamlar çok kişilerdi. Hyunjin önüne bir adam çıkınca tam tersi yöne doğru koşmaya başladı. Evden gittikçe uzaklaşıyordu ve Jeongin evde yalnızdı. Hyunjin ormanda bir daire çizerek eve gitmeye karar verdi. Bu yol çok daha uzaktı ancak Hyunjin kaç kişiyle savaştığını bilmiyordu. Bütün hepsini kocaman ormanda tek başına öldürmesi imkansızdı.
