42

64 10 38
                                    


"HER BİR OYUNCU ELENDİĞİNDE YENİ BİR KURAL EKLENECEK."

Chishiya:Ve kimse bu ölçekleri açıklamıyor.

Ve bir zil sesi çalmaya başladı.

"BİRİNCİ TUR BAŞLADI."

Üzerinde 0'dan 100'e kadar sayıları olan önümdeki tablete öylece baktım.

Hangisini seçeceğimi düşünürken derin bir nefes verdim...

Ne seçeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Bu sadece matematik gerektiren bir oyun değildi aslında...

Ki bu işlemleri yapmak zaten bebek oyuncağıydı.

Karşı tarafın ne seçeceğini bilsem oyun kolaydı fakat bilemediğim için ne seçeceğimi de bilemiyordum.

Herkes cevap verirken tablet çınladı.

"ZAMAN SINIRINA ULAŞILDI."

Yüzlerimiz ekranda belirdi ve seçilen numaralar gösterildi.

Herkes arasından en düşük olan sayıyı ben seçmiştim.

Ah, ne güzel!

"BİRİNCİ TURDA SEÇİLEN SAYILARIN ORTALAMASI 35'TİR. BU DEĞERİ 0,8 İLE ÇARPTIKTAN SONRA CEVAP 28 ÇIKAR. BU SAYIYA EN YAKIN OYUNCU KAZANAN USTA KUZURYU'DUR."

"İKİNCİ TUR BAŞLADI."

Yavaş yavaş telaşlanmaya başlamıştım.

0'dan 100'e kadar kimin ne seçeceğini nereden tahmin edebilirdim?

Hem de bu süreç içerisinde...

İlerleyen turlarda gözlemlerimle kimin ne seçeceğini daha iyi tahmin edebilirdim.

Yani şimdilik mecburen biraz sallamasyon davranmalıydım.

Belki şans bir kere de olsun yüzüme güler, ha?

Ekrandaki 26 sayısına tıkladım.

Diğerleri de cevaplarını seçtiklerinde tabletlerimiz tekrardan çınladı.

Bu biraz zaman almıştı...

Elbiseli kadın konuşmaya başladı.

Elbiseli:Ah anlıyorum... Sadece rakibinizin hamlelerini tahmin etmeniz ve birkaç adım önde olmanız gerekiyor. Mmm... Bu bir elmastan çok kupa oyunu gibi geliyor. Birbirimizi okuyoruz.

Evet, daha çok bir kupa oyunu gibiydi...

Herhalde oyun bulamamış.

Kıkırdadım.

Chishiya:İster poker oyna ister satranç oyna, entelektüel bir oyunda rakibini okumalısın. Akıllarını okumak değil, akıl yürütmelerini tahmin etmek. Öyle değil mi?

Dedi Chishiya Kuzuryu'ya bakarken.

Elbiseli kadın gerinirken soru yöneltti.

Elbiseli:Nedenleri?

Chishiya Kuzuryu'ya baktı ve kıkırdadı.

Chishiya:Beni görmezden mi geliyorsun?

Ve terazime bir sıvının dökülme sesini duydum...

Çizgili gömlekli:Bu nedir? Bir su?

Diye bir soru yöneltti merakla.

Aisha:Evet, bir litre su ile beraber boğularak öleceğiz... Kulağa cazip geliyor, değil mi?

Dedim alayla ve Chishiya sırıttı.

Kuzuryu:Bu bir sülfürik asittir.

Diye düzgünce yanıtladı.

Elbiseli:Ne..?

Diye tepki verdi elbiseli kadın sesinde hissedilebilen korkuyla.

Chishiya:Oh, öyleyse ona cevap vereceksin...

Smokinli:Birisi -10 puana ulaşırsa, terazi devrilir.

Kuzuryu:Vücudumuzu eritecek.

Aisha:Ölürken havada buharımız süzülecek... Ah, ne güzel bir ölüm şekli seçmissin eski iki numara.

Dedim esnerken.

Chishiya:Terazi, şey... Tahmin edeyim. Elmasların Kralı bir avukattır. Ya da en azından eskiden öyleydi.

Dedi Chishiya Kuzuryu'ya atıfta bulunarak.

Kuzuryu:Evet, ama bu geçmişte kaldı.

Chishiya:O kadar kötü müydü? Ama yine de burayı seçtiniz. İlginç bir oyun alanı, Yargıtay. Bu devasa enstalasyon. Bir avukatın taktığı rozet, eşitliği ve adaleti temsil eder.

Derin bir nefes aldı ve devam etti...

Chishiya:Seninki de dahil olmak üzere tüm yaşamlar eşit derecede değerlidir. Söylemek istediğin bu mu? Bizim anlamamızı istediğin şey bu mu?

Elbiseli kadın güldü.

Elbiseli:Terazi her zaman hangi tarafta daha fazla altın varsa o tarafa doğru eğilir. Tüm yaşamların aynı değere sahip olmadığını biliyorsun.

Kıkırdadım.



Şimdilik bu kadardı... Umarım beğenirsiniz. Bir yazım yanlışım varsa lütfen kusuruma bakmayın, söyleyin düzeltirim. İyi okumalar, iyi günler...

𝐁𝐀𝐂𝐊 𝐓𝐎 𝐁𝐋𝐀𝐂𝐊 // ⍟𝐒𝐇𝐔𝐍𝐓𝐀𝐑𝐎 𝐂𝐇𝐈𝐒𝐇𝐈𝐘𝐀⍟Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin